Hendekyanı mevkiinde eskiden esnaflık yapan arkadaşım Ercüment Sallantı “Bartın Gazetesi kahvehane işletirken bana düzenli gelirdi. Uzun zamandır takip ediyorum. O çizgisini hiç bozmadı” dedi.
Gazeteci arkadaşlar gördünüz mü, bakın okurlar neye dikkat ediyor.
Çizgi.
Duruş yani.
Bartın Gazetesini refiklerinden ayıran en önemli özelliklerden biri budur, çizgisidir, duruşudur.
Esen abiyi kesseniz Cumhuriyetçilikten, Memleketçilikten, Atatürkçülükten, laiklikten, demokrasiden, sosyal hukuk devletinden asla ve kat’a vazgeçmez.
Bir de çevrecilikten.
Tabii ki basın meslek ilkelerinden.
Ve olmazsa olmaz gazetecilik ahlâkından…
ŞAŞIRMIYORUZ
Arkadaşım Ercüment’in gazetede, basında, medyada çizgi araması boşuna değildir.
İşte pek çok mevkutenin hali ortada.
Çizgisi olup da bozanlar, bozulanlar var.
Bir de hiç çizgisi olmayanlar var.
Ya da bir başka deyişle çizgisi para olanlar var.
Rüzgâr ne taraftan eserse o tarafa dönenler var.
Dün KARA dediğine bugün AK diyenler var.
Eğilip bükülenler, sağa sola sapanlar, yalpalayanlar var.
Siyasetçilerin, iktidarların emrine girenler var.
Etliye sütlüye karışmayanlar, suya sabuna dokunmayanlar var.
Duyduğunu duymazdan, gördüğünü görmezden gelenler var.
Var oğlu var.
Ondan sonra diyoruz ki gazeteler satmıyor, alınmıyor, okunmuyor, çok yaşamıyor.
Bunda şaşıracak ne var?
Bu şartlarda alınırsa, okunursa, yaşarsa şaşırmak gerekmez mi?
GAZETENİN ÇİZGİSİ KARAKTERİDİR
Tabii bu çizgi denen şey duruş denen şey yenen, yenebilen bir şey değil.
O nedenle gazeteciliği yeme-içme-beslenme-cukkayı götürme vasıtası olarak kim görüyorsa eğer onlar da kendilerince haklılar.
Ne diyebiliriz ki.
Okur zaten diyeceğini diyor, gereğini yapıyor.
Şu hale bakın.
Gazetecilik ne yazık ki methiyecilik mesleği haline geldi.
Kişilerin, kurumların, kuruluşların ne kadar olumlu yanı varsa hep onu gösteriyor pek çok arkadaşımız hem de bire bin katarak…
Halbuki gazetecilik sorunları ortaya koyma, eleştiri yapma işidir öncelikle.
Kamu yararını, toplum menfaatini gözetmeyi gerektirir.
Bunları değil de yerelde genelde kendi yararını, menfaatini gözeten o kadar çok meslektaşımız var ki, inanın meslektaş demeye utanıyor insan!
İşte gazeteciliğin itibarını zedeleyen, saygınlığını, etkinliğini azaltan, tirajını düşüren bunlardır.
BARTIN YÜZYILI
Gazetecilik sadece haber verme, bilgilendirme işi değildir, halk adına denetim de yapmaktır.
Kurumların, kuruluşların, amirlerin, memurların çalışıp çalışmadığını, halkın hizmetinde olup olmadıklarını, yanlış iş yapıp yapmadıklarını kontrol etme işidir ve kamu görevidir aynı zamanda.
Her şeye doğru, her şeye yanlış demek değildir.
Yanlışa yanlış, doğruya doğru demektir.
Şeyhül muharririn (yazarların üstadı, gazetecilerin piri) unvanlı meslek büyüğümüz Burhan Felek’in dediği gibi “ayıp” aramaktır.
Gazetecilik haksızlığa isyan etmektir.
Bartın’da bunu en iyi yapan Bartın Gazetesidir.
Bartın Gazetesi eleştirel gazeteciliğin en güzel örneklerinden birini vermektedir.
Başta tarihi sayıları olmak üzere bu gazetenin her sayısı ders niteliğindedir.
Bartın Gazetesi tam 100 yıllık bir emektir, zahmettir, aşktır, sevgidir.
Bu gazete okurlarının, sizin, bizim, hepimizin, Bartın’ımızındır.
Tezdir, derstir, ödevdir, kültürdür, sanattır, gelenektir.
Bartın Gazetesi Bartın’ın markasıdır.
Yaşayan tarihtir.
DURMAK YOK, YOLA DEVAM
Gazeteleri yaşatmak zordur.
Hele bu devirde, bu ekonomide ve bizimki gibi bir demokraside zor oğlu zordur.
Maddi ve manevi büyük özveri gerektirir.
İbrahim Cemal Aliş’in "müttehit arkadaşlar" adı altında bir grup arkadaşıyla 6 Eylül 1924’te kurduğu bu gazete oğlu Esen Aliş tarafından bugünlere, geleceğe ne büyük zorluklara göğüs gerilerek taşınmıştır.
Bakınız daha geçenlerde Yeni Adana Gazetesi pes etti, bizden buraya kadar dedi.
Türkiye’nin en eski yerel gazetesiydi.
1918 yılında kurulmuştu.
Kısa bir süre önce artık dayanamadığını ve kapatacağını duyurdu.
Ya Bartın Gazetesi de, Esen Abi de bir gün çıkıp “Bizden de buraya kadar. Bu şartlarda, bu ekonomide daha fazla devam edemiyoruz” derse…
En çok kim sevinir?
Tabii ki en başta Cumhuriyet, laiklik, demokrasi ve Atatürk düşmanları!
Elbette eleştiriyi, eleştirilmeyi sevmeyenler.
En çok kim üzülür?
Tabii ki en başka sahibi, ailesi, sadık okurları, yazarları, basın meslek ilkeleri ve Bartın’ımızın doğası.
Aman Esen abi
Sakın ha.
Aklından bile geçirme.
Gazeteciliği ve Bartın Gazetesini sevenleri ağlatma!
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Bartın gazetesi!
100. YIL ŞİİRİ
Cumhuriyetçi memleket gazetesi.
Bartın’ın gözü, kulağı, sesi.
Anadolu basınının simgesi.
Aşkımızdır, sevdamızdır.
Yangunumuzdur Bartın Gazetesi.
*** *** ***
Atatürkçüdür, laiktir.
Çevrecidir, demokrattır.
Basın meslek ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır.
Özgür basının son örneklerinden biridir.
Gazete gibi gazetedir Bartın Gazetesi.
*** *** ***
İşte bu saydıklarımızdır gazetenin kırmızıçizgileri.
Olmazsa olmazları.
Esen abimiz savunur bu değerleri amansız.
Dik durur eğilmez.
Hiç kimseye vermez taviz Bartın Gazetesi.
*** *** ***
Görüşe, düşünceye değer verir.
Sayfaları köşe yazılarıyla doludur.
Haberi kutsal, yorumu hürdür.
Okurlarıyla bir bütündür.
Fikir gazetesidir Bartın Gazetesi.
*** *** ***
Yöre ve ülke meselelerine duyarlıdır.
Sorunları unutturmaz, hep gündemde tutar.
Eleştirileriyle yetkililere yol gösterir.
Bartın’ımızın 100 yılının tanığıdır.
Asırlık çınardır Bartın Gazetesi.
*** *** ***
Güçlü olanın değil haklı olanın yanındadır.
Yalan yanlış işleri olanların korkulu rüyasıdır.
Arşivi tarihtir, belgedir, ışıktır.
Şehrimizin hafızasıdır, abidesidir.
Bir gazeteden daha fazlasıdır Bartın Gazetesi.
*** *** ***
Gazetenin sahibi, muhabiri, yazı işleri müdürü, yönetmeni, her şeyi.
Gençlere taş çıkaran bir gazetecilik heyecanıyla yapar işini.
Değme gazeteci eline su dökemez İbrahim Cemal Aliş’in oğlu Esen Aliş’in.
Babadan oğula devreden bir gelenektir Bartın Gazetesi.
*** *** ***
Çok hükümetler, vekiller, bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, belediye başkanları, valiler ve nice olaylar gördü.
Tehditler aldı, saldırıya uğradı, kundaklandı.
Ama hiç doğru bildiğinden şaşmadı.
İşte böyle bir gazetedir Bartın Gazetesi.
*** *** ***
İngiliz devlet adamı Winston Churchill’in sözüdür;
Dünyaya her yüzyılda bir yalnızca bir dahi gelir, bu yüzyıldaki dahi Türk milletine gelmiştir: O da Atatürk’tür.
Biz de Bartın Gazetesi için böyle gazeteler 100 yılda bir gelir diyoruz.
Bartın’ın yüzyılıdır, Bartın yüzyılıdır Bartın Gazetesi.
*** *** ***
Geçmişten günümüze çok kıymetli bir mirastır gazetemiz.
Maddi manevi büyük özverilerle 100 yıldır ayaktadır.
Nice yaşlara, yüzyıllara, hep birlikte okurlarla daha ileriye.
Selam olsun kuranlara, yaşatanlara…
Dünya döndükçe sen yaşa, sen çok yaşa Bartın Gazetesi!...