DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Arif ÜÇLER
Arif ÜÇLER
Giriş Tarihi : 08-06-2023 18:20

ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN

    1989-2018 arasındaki 30 yıllık aktif gazetecilik yaşamımda, seçim bölgesi Bartın olup da bakanlık yapan üç isim, bu isimlerle birlikte dört de bakanlık gördüm.

İlki 1991-93 arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapan Köksal Toptan (DYP), ikincisi 1995’te Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yapan Hasan Akyol (CHP), üçüncüsü de 2001’den 2002 kasımda yapılan seçime kadar görevde kalan Enerji Bakanı Zeki Çakan (ANAP) idi.

Köksal Toptan 1995’te seçime giderken kurulan kısa süreli hükümette iki ay kadar Kültür Bakanlığı da yapmıştı.

Seçim belgesinden bakan çıkması gazeteciler için ulusal düzeyde daha çok haber üreteceği çok önemli bir fırsat anlamına gelir.

Bartın’dan çıkan bakanların çok haberlerini yazmışlığım, yoğun tempolarından dolayı fırsat bulamadığım zamanlarda arabalarına binip il sınırına kadar röportaj yapmışlığım da vardır.

LİYAKATİNE LAF YOK

Son bakanımız Çakan’dan sonra Bartın 22 yıl bakan çıkaramadı.

Bartın’ın makus talihini değiştiren isim ise Yılmaz Tunç oldu.

Hukukçu bir milletvekili olarak 2007’den 2023’e kadar Mecliste bulunan Yılmaz Tunç’un bu dönem neden aday gösterilmediği Adalet Bakanı olunca daha iyi anlaşıldı.

Daha iyi diyorum çünkü bu bakanlık için adı önceki dönemde de geçmişti.

Adalet Komisyonu Başkanı olarak da bu görev için zaten tecrübe kazanmıştı.

Bakanlığı sürpriz olmadı, konuşuluyor ve bekleniyordu yani.

Liyakati de var üstelik.

Hatta bakanların içinde en liyakatlilerden biri diyebiliriz.

Aktif gazetecilik yaşamımda epey teşriki mesaimiz oldu, çok haberini yaptım, ayrı dünya görüşlerine sahip olsak da elbette öncelikle “hayırlı olsun” deyip başarılar dilememiz gerekir.

Diyoruz ve hemen şu soruların cevaplarını bulmaya çalışıyoruz.

Bartın eski Milletvekili Yılmaz Tunç’un bakan olması Bartın’a, ülkeye, hukuka, adalete ne kazandırır?

Ve biz bu görevlendirmeye ne kadar sevinmeliyiz?

ANAYASA DİYOR Kİ

İsterseniz önce hukuk açısından ne durumdayız ona bakalım.

Sayın Tunç’da zaten ilk açıklamasında anayasadan bahsettiği için oradan başlayalım o zaman;

“Örgütlenmiş bir toplumda devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama erklerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların hak ve ödevlerini, özgürlüklerini saptayan ve düzenleyen, yasa sıralamasında en önde gelen yasa.”

Anayasa için yapılan tarif bu.

Anayasaların kuralları arasında yasaların anayasaya aykırı olamayacağı da var.

Bırakın yasaların anayasaya aykırılığını, bundan geçtik de anayasanın kendisine ne kadar uyuluyor asıl ona bakmak lazım.

Hadi bakalım;

1 KİŞİ EN FAZLA 2 KERE

Bakın Anayasanın “En fazla kaç kere cumhurbaşkanı olunabilir?” maddesi ne diyor?

“Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır ve bir kişi en fazla iki kez seçilebilir. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde meclisin seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.”

Dikkat buyurun;

O sisteme göre bu kadar, bu sisteme göre şu kadar, şu sisteme göre o kadar demiyor anayasa.

Bir kişi en fazla iki kere seçilebilir diyor.

Burada kişinin kim olduğu belli.

Kaç kere seçilmiş oluyor?

Üç kere!

Meclis seçimlerin yenilenmesine karar vermemiş, seçim Cumhurbaşkanının tek başına aldığı kararla sadece bir ay erkene çekilmiş. 

Yani anayasanın bu hükmüne de uymuyor yapılanlar.

SİSTEM DEĞİŞİR, BİZ DEĞİŞMEYİZ

Kanunları herkes işine geldiği gibi yorumlarsa haktan hukuktan ne kadar söz edilebilir?

Sana göre, bana göre, ona göre hukuk, adalet olur mu?

Hukukun arkasından dolanılır mı?

Kaldı ki anayasanın bu maddesi gayet açık, kesin ve net.

Buna rağmen, itirazlara rağmen, tepkilere rağmen, işte gelinen nokta ortada.

Ben yaptım oldu

Hem de öyle bir oldu ki tam oldu.

İyi de şimdi hukuk bunun neresinde?

Yeni Adalet Bakanımız Yılmaz Bey’e sorsak ne der acaba?

Cevabı belli;

Sistem değişti.

Yeni sistemde bu ikinci oluyor.

İyi ama anayasa öyle demiyor. 

Ayrıca sistemin bir daha değişmeyeceği ne malum?

O zaman iki kere daha mı?

Ömür boyu başkanlık, iyi iş valla.

Yılmaz Bey’e hak vermemek elde değil.

Bizim ki de iş işte!

Kimi kime şikâyet edebiliriz ki!

YARGI TAMAMEN TEMİZLENDİ Mİ?

Oradan geçelim buraya.

Ülkemizde hakim ve savcı sayısı 12 binin üzerinde.

Hakimler ve Savcılar Kurulu, 16 Temmuz 2016 tarihindeki Fetöcü darbe girişiminden bu güne kadar değişik zamanlarda almış olduğu 20 karar ile 4 bin 360 hakim veya savcının ihracına karar verdi.

Söz konusu sayı içerisinde ihraç edilen 140 Yargıtay üyesi ve 48 Danıştay üyesi ile 5 Hakimler ve Savcılar Kurulu üyesinin ismi de olduğu basında çıktı. 

Ayrıca Anayasa Mahkemesinden 2 üye ihraç edildi bu süreçte.  

Böylece hukukumuzun, malımızın, canımızın yıllarca kimlerin elinde olduğunu görmüş olduk. 

İhraçlar hakim savcı kadrosunun 3’te 1’ine tekabül ediyor.

Peki Fetö yargıdan tamamen temizlendi, hiç Fetöcü hakim savcı kalmadı, sıfırlandı bitti gitti diyebilir miyiz?

Böyle bir açıklama yapan, yapabilen var mı?

Ben duymadım.

Sadece Fetöcü mü, ya başka şucular, bucular da varsa bu durumda hukuktan ve adaletten ne kadar söz edebiliriz?

ALIN SİZE BEDAVA GAZ!

Hadi biraz da bu günlerde dolarla tekrar körüklenen mutfağımızdaki yangına bakalım.

Mayıs ayı enflasyon rakamı 0,04 olarak açıklandı. .

Ben duydum inanmadım.

Siz ne yaparsınız bilmem.

Nisanda bu oran 2,39 olarak açıklanmıştı.

Martta 2.29,  şubatta 3,15, ocakta 6.65 şeklindeydi.

Peki ne oldu da birdenbire aniden mayısta 0,04 olduk.

Sihirli bir el değdi de her şey bir anda ucuzladı mı?

Fiyatlar mı düştü?

Dolar çıkarken enflasyon mu indi?

Kıyma 300’lerden 100’lere mi geriledi?

Kiralar yüzde 10’lara mı düştü?

Ne oldu?

Mayısta seçim hediyesi olarak bir aylık doğal gaz faturamız “bu ay bizdensiniz” denilerek tahsil edilmedi ya, işte olan buydu.

Bedava doğal gaz hesaplamaya sıfır olarak katıldığı için enflasyon oranını en az 2-3 puan aşağıya çekti.

Bu da memur ve emekli zammının en az 2-3 puan daha az olması anlamına geliyor ki böylece bedava denilen doğal gazın parasını da sonuçta biz ödemiş olduk, oluyoruz

İyi güzel de adalet bunun neresinde?

Yeni Adalet Bakanımızın bu adaletsizliğin giderilmesi konusunda acaba ne gibi bir tasarrufu olabilir?

KİRACILARLA PAPAZ OLDUK

Ya ev sahipleri ile kiracıları birbirine düşüren kiracılı konutlardaki yüzde 25 kira artış sınırı.

Güya kiracıları koruyan ama ev sahiplerinin canına okuyan bu uygulama başladığında enflasyon yüzde 25 değildi ki, resmisi yüzde 80, hissedileni yüzde 150’lerdeydi.

Vergilere yapılan zam yüzde 122.9 olurken kira artış sınırı nasıl yüzde 25 oluyor, olabiliyor?

Marketler zam yaparken yüzde 25’i geçmiyorlar mı?

Ya çarşı pazar esnafı onların sınırı hani nerede?

Ama ev sahibine gelince yasak hemşerim, o da kiracılı konutlara!

Yani ev boş ise dilediğiniz rakama verebiliyorsunuz.

İşyeri kiralarına da ayrıca bir sınır, şart, şurt yok.

Pekiiiii, şimdi adalet mi bu?

Bunun neresi adil?

Yeni Adalet Bakanı Sayın Tunç’a buradan seslenelim bakalım;

Mahkemeler ev sahibi kiracı anlaşmazlıklarından geçilmiyor.

Davalar yığılmış vaziyette. 

Avukatlar bugün açtığımız davaya en erken 6 ay sonraya gün alabiliyoruz diyorlar.

Bu konuda sadece bir kısım kiracıyı değil bütün kiracıları ve ev sahiplerini koruyan bir düzenleme yapma, yapılmasına öncü olma gibi bir düşünceniz olabilir mi?

ADALET OLMAZSA OLMAZ

Bir de yoksulluk gibi bir derdimiz var.

Neeee… Hans'la George bizden daha çok yoksul mu dediniz?

Hani değil de bunu doğru kabul etsek bile bana ne abi Hans’tan, George’den, ben kendime bakarım.

Basında çıkan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verileri bile ülkemizdeki yoksulluğu gözler önüne seriyor.

Yaklaşık 6 milyon hane gıdadan yakacağa, sağlıktan barınmaya kadar birçok kalemde sosyal yardım alıyor.

Nüfusun yaklaşık yüzde 35’i.

Diyeceksiniz ki bunun Adalet Bakanı ile ne ilgisi var?

Var efendim var.

Her şeyin başı hak, hukuk, adalet.

Adalet sadece mülkün değil her şeyin temelidir.

Bu alanda sorun varsa açlık da olur yoksulluk da.

Geçmediğimiz köprülerin, yolların parasını da öderiz, kur korumalı hesaplara para yatıran zenginlere faizin faizini de veririz.

CAN ATALAY

Başka ne yaparız?

Milletvekili seçilenleri eğer muhaliflerse içerde tutarız.

İşte Can Atalay!

Atalay’ın Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili olarak seçilmesi, mazbatasını alması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) kaydının yapılmasına rağmen halen cezaevinde tutulmasına itiraz eden 700 bilim insanı, sanatçı ve hukukçu ortak bir çağrı ile Yargıtay’ı Anayasa’ya uymaya çağırdı.

Çağrıda, anayasanın 83. maddesinin “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” dediği hatırlatılıyor.

Sayın Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç, Atalay'ın durumunun “Anayasa'nın 14. maddesindeki dokunulmazlık kapsamı dışında olan dosyalardan” olduğunu söyleyerek sanki tutukluluğu savunuyor.

83. madde gayet açık ve net.

Aynen bir kişinin kaç kere Cumhurbaşkanı olabileceği ile ilgili madde gibi.

GECİKEN ADALET

Hadi şimdi de gelin hep birlikte Rize’ye gidelim.

Rize İdare Mahkemesi, Cengiz İnşaat’ın İkizdere’deki Cevizlik Bazalt Ocağı Projesi ile ilgili “ÇED gerekli değildir” kararının iptali istemiyle açılan davada keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi.

Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu, mahkeme sürecinin devam ederken taş ocağının bittiğine dikkat çekerek, “İşin özüne bakıldığı zaman iş bitmiş anası ağlamış ortamın, dağ tepe kalmamış. Bu saatten sonra orası mahvolmuş zarar ziyan oldu desen, vah vah çok kötü olmuş desen ne olacak yani. Burada tartışılması gereken yargının bu işlevsizliğidir” dedi.

Avukat Okumuşoğlu bunu bana demiyor Sayın Tunç, size diyor.

Rize’deki bu olay gibi çok örnek var.

Geciken adalet adalet değildir.

Bunu yıllardır söylemiyor muyuz?

Yargıyı hızlandırabilecek misiniz Sayın Tunç?

Yoksa bu hız sadece iktidarınızı eleştirenler için mi geçerli olacak?

İSİMLERİ BIRAK SİSTEME BAK

Evet, hemşerimiz, eski vekilimiz Yılmaz Bey Adalet Bakanı oldu.

İyi de Adalet Bakanı ha Ahmet Bey olmuş, ha Mehmet Bey, ha Hasan Bey olmuş, ha Hüseyin Bey, ha Yılmaz Bey olmuş.

Bu sistemde ne fark eder ki?

Nihayetinde tek adam rejiminde (dünyada başka örneği olmayan bize özgü başkanlık sisteminde) değil miyiz?

Tek adamın tek başına karar alma yetkisine sahip olduğu bu sistemle parlamenter sistemin bakanlarının ve meclislerinin yetkileri, tasarrufları aynı mı?

Bakanlar, Meclis grubu Cumhurbaşkanının haberi olmadan bir şey yapabilir mi?

Diyelim ki yaptı.

Bartın bundan ne fayda sağlayacak

Bakanlar memleketlerine iltimas mı geçiyor yoksa?

HUKUKA YATIRIM

Yörelerine, bölgelerine torpil yapıp daha fazla yatırım mı getiriyor, daha çok proje uygulanmasını mı sağlıyor, işsizine daha mı çok iş buluyor?

Hemşericilik, ayrımcılık, partizanlık mı yapıyorlar?

Böyle bir beklentimiz mi var?

Bunun için mi sevineceğiz?

İyi de o zaman diğer illerin kabahati ne?

Eşitlik, hakkaniyet, hak, hukuk, adalet ve kalkınma bunun neresinde?

O zaman sizin, bizim hep eleştirdiğimiz eski partilerden, siyasilerden, anlayışlardan, iktidarlardan ne farkınız-ne farkımız olur?

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak dememiş miydiniz?

Kaldı ki zaten tarım ve ulaştırma veya turizm ve sanayi ticaret ya da çevre orman şehircilik gibi icracı-yatırımcı bir bakanlık da değil.

Dışişleri ve İçişleri gibi bir bakanlık bu.

Biraz da Milli Eğitim gibi. 

Adalet Bakanlığı...

En büyük yatırımı hukuka, adalete yapacaktır elbette.

HERKES İÇİN ADALET

Yapacak çok işiniz var, biliyoruz.

Biliyorsunuz ya da biliyor musunuz bilmiyorum, yargı bağımsızlığı da üzerinde en çok durulan, konuşulan ve tartışılan konulardan biri.

Bize göre, değişim isteyen yüzde 48’e göre o kadar çok sorun var ki bugüne kadar yaptık dediğiniz reformlar demek ki yeterli değilmiş.

Durmak yok reforma devam Sayın Tunç.

Demokrasi, hak, hukuk, özgürlük, basın özgürlüğü size muhalefet edenler için yok veya son derece kısıtlı ama sizden olanlara sınırsız.

Bu alan da adaletinizi bekliyor Sayın Adalet Bakanı.

İzliyoruz.

Bakacağız.

Göreceğiz.

Kolay gelsin!

NELER SÖYLENDİ?
@
Arif ÜÇLER

Arif ÜÇLER

DİĞER YAZILARI DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! Nasıl bir belediye istiyoruz? BEN DE ADAYIM! SEL GİDER CAMI KALIR! DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! PARTİZANYA! EKMEK Mİ, ASFALT MI? KLL… İÇİMİZ BOŞALDI! MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? VİZYON BUDUR İŞTE! KOLTUĞU KORUMA YASASI GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ BİZİM GASPIRALI SEÇİME GİDERKEN… ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! HERKESE EŞİT SU! SUSUZLUĞA DAİR… ARAP SAÇI!.. BAŞIBOŞLUK OLURSA… AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! MÜSTAHAK BİZE! KÖK MAAŞIN KÖKÜ CEHALETLE SAVAŞ YETER Kİ EZAN SUSMASIN! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! AL SANA YÜZDE 25 MAZBATASIZ VEKİL YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! İSTİKRAR BUYSA… BU İŞTE BİR İŞ VAR OLMAK YA DA OLMAMAK SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR ANKARA’YA 2 BİLET DİLE BENDEN NE DİLERSEN NABER SAYIN BAŞKAN? SEN BEN KAVGASI İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN HAYATIMIZ DEPREM ÖMÜR TÖRPÜSÜ Bİ KERECÜK DAHA SEÇİM HEDİYESİ GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 2022’YE VEDA ŞİİRİ DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ BU KAFAYLA OLMAZ! BİZİM NEYİMİZ EKSİK? BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ SAĞLIK BEKLEMEZ DAVA ADAMI KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN FIRSATÇILIK 99 YILDIR YAZIYOOOOR PARAN KADAR KONUŞ SOKAKTAN BİLDİRİYORUM
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA
Haber Sitemizde Yayınlanan Haber ve Köşe Yazılarının Hukuki Sorumlulukları Kendilerine Aittir