Kendisini bir ideale-ülküye adamış, çizgisinden sapmayan, görüş ve fikirleri için mücadele eden kişi veya kişilere dava adamı deniyor.
Bana Bartın’da sağ siyasette dava adamı göster deseniz, hiç düşünmeden, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu’na bir kez daha seçilen, partinin en önemli organı olan bu kurulda yedek ve asil olarak dört dönemdir görev alan Talat Gizli’yi gösteririm.
Bartın’da Milli Görüş hareketinin önde gelen isimlerinden biri olan Talat Gizli isteseydi, saf değiştirseydi, üzerindeki Milli Görüş gömleğini çıkaraydı, makam mevkii meraklısı olsaydı havada karada AK Partiden Bartın Milletvekili olurdu.
Milletvekilliğini de hakkıyla, layıkıyla yapardı.
BASAYEV GÜZEL SÖYLEMİŞ
Kim milletvekilliğini genel idare kurulu üyeliğine tercih eder ki?
Dava adamlığı böyle bir şey işte.
Çeçen komutan denilince bilinen ilk isimlerden biri olan, yıllarca Çeçenistan başta olmak üzere Kafkasya'nın birçok bölgesinde, şimdi Ukrayna’yı kan gölüne çeviren Ruslarla ve Rusya destekli milislerle savaşan Şamil Basayev bakın davayı, dava adamlığını nasıl anlatıyor;
“Bir dava, uğrunda ölünecek kadar değerli değil ise, uğrunda yaşanacak kadar da değerli değildir!”
ÖRNEK BİR DURUŞ
Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi…
Bunlar askeri darbelere ve davalara maruz kalıp kapatılan, bulundukları dönemlere damgalarını vuran, 1995 seçimlerinde birinci olan Milli Görüş hareketinin siyasi partileri.
Fazilet’ten sonra bayrağı devralan Saadet Partisi aynı çizgide, bu çizgiden sapmayan Talat Gizli gibi dava adamlarıyla yola devam ediyor.
“Mü’minlerden öyle erler vardır ki, Allah’a (c.c.) verdikleri sözde sadakat ettiler, kimi adağını ödedi, kimi de şehit olmayı bekliyor. Onlar asla verdikleri sözü değiştirmediler” diyor (Ahzab Suresi; 33/23)
Talat ve Talha Gizli gibi, siyasette gelecek vaat eden Mücahit Mekeç ve ‘eğri cetvelle doğru çizgi çizilmez’ diyen Yaşar Sinoplu gibi gemiyi terk etmeyip tekrar yüzdürmeye çalışan dava adamları bir yanda…
Makam mevki için, neme lazım başıma bir şey gelmesin diye iktidar zırhına bürünerek onu kendisine kalkan yapmak için, nemalanmak için, etiket için değişen ve dönüşen her devrin insanları bir yanda…
Kılıktan kılığa girerler, gömlek değiştirir gibi parti değiştirirler…
Etrafınıza bakın, bunlardan çok var.
MENFAATİ ÖLDÜRMEK
Ama dava adamlarının sayısı giderek azalıyor.
Neden azalıyor sorusunun cevabı rahmetli Erbakan hocanın şu sözünün içinde olabilir mi?
“Bizim davamızda kimse kendisi için yaşamaz, Herkes kardeşi için yaşar. Menfaati öldürmenin en kolay yolu budur”
Son yıllarda ekonomik ve ahlaki sorunların da etkisiyle bazı değerleri hızla yitirdiğimiz için Talat Gizli’nin duruşu çok önemlidir, çok kıymetlidir.
Fazilet timsalidir.
Erbakan hocanın zamanında başlayan ve halen devam eden bir görevlendirme bu.
Yedek üyelik, asil üyelik derken şimdi tekrar yedek üyelik.
Yedek üyelik deyip geçmeyin.
Yedek üye, terhis sonrası kendisine “sefer görev emri” yazılan ve her an tekrar göreve çağrılma durumu olan “hazır kıta” asker gibidir.
Zaten anladığım kadarıyla “ister yedek olsun, ister asil olsun, ister parti müfettişliği olsun, ister başka bir şey olsun” Talat abi için fark etmiyor.
O Milli Görüş hareketi için, partisi için her zaman her koşulda nefer.
TSO SEÇİMLERİ
Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri yapıldı.
İkinci Halil Balık dönemi hayırlı uğurlu olsun.
Yeni yönetimleri beğenen oldu, beğenmeyen oldu
İşin o tarafına girmek istemiyorum.
Hiç “vitrin daha iyi, daha kaliteli olabilirdi” demeyeceğim.
“Kadın vali, kadın daire amirleri, kadın muhtarlar, kadın milletvekili derken kadın Ticaret ve Sanayi Odası başkanı şık olmaz mıydı da” demeyeceğim.
TSO seçimleri için edeceğim tek laf şudur;
Ticaret ve Sanayi Odası Bartın’ın en büyük sivil toplum örgütüdür, partilerüstü bir kuruluştur, adının çeşitli oluşumlarla, gruplarla, cemaatlerle, partilerle anılmaması gerekir!
TÜİK’İN ENFLASYONU
Süt ve süt ürünleri en çok zam gören temel gıda maddelerinden biri.
Peynire yapılan zam sadece son bir ayda 50 lirayı buldu.
Tereyağ, yoğurt, zeytin, yumurta fiyatları da sürekli artıyor.
Etiketler neredeyse her gün değişiyor.
Pek çok ürüne yine son bir ayda iki-üç kere birden zam geldi.
Marketten bugün aldığınız bazı ürünleri yarın aynı fiyata alamıyorsunuz.
Hal böyleyken istatistikleri dar gelirlilere değmeyen, rakamları hayatın doğal akışına uymayan, emeklilerin, asgari ücretlilerin, çiftçilerin, esnafların hissettiği enflasyona bir türlü yaklaşamayan güzide kurumumuz TÜİK, enflasyonu 3-2-1 derken neredeyse sıfırlayıp yok gösterecek.
El insaf!
Hadi kuldan utanmazsınız, Allah’tan da mı korkmazsınız be kardeşim?
TÜKÜRÜK
En kızdığım şeylerden biri futbolcuların maç sırasında sahaya tükürmeleri.
Öyle rahatlar ki sanki evlerinde tuvalette, banyoda lavaboya tükürüyorlar.
Stadyumda binlerce, ekranları başında milyonlarca kişinin gözü önünde hemen hemen hepsi sahaya tükürüyor.
Bir de o tükürüklü çimlerin üzerine bir güzel düşüyorlar, yatıp yuvarlanıyorlar.
Tamam, anlıyoruz, koşuyorlar, spor yapıyorlar, bu yüzden akciğerlerinin kapasitesi artıyor ve tükürme ihtiyacı ortaya çıkıyor.
İyi de basketbolcular da koşuyor, spor yapıyor, onlar neden salona tükürmüyorlar?
Voleybolcular, hentbolcular ve diğer branşlarda da büyük efor sarfediliyor ama etrafa tükürülmüyor.
Federasyonun bu işe el atması gerekmez mi?
Şu hale bakın;
Futbolcular maçta sahaya tükürür.
İnsanlar sokaklara, yollara, kaldırımlara tükürür.
Covid gibi virüsler nasıl ortaya çıkıp da yayılmasın?
Biz böyle davet ettikten sonra onlar farklı isimlerle daha çok geleceklerdir!
SİGARA YASAĞI KALKTI MI?
4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun ile ülkemizde kamuya açık tüm kapalı alanlarda tütün ürünlerinin tüketimi yasaklandı.
Tütün ürünleri tüketiminin yasak olduğu yerler;
Kamu hizmet binalarının kapalı alanları.
Koridorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan ve birden çok kişinin girebileceği (ikamete mahsus konutlar hariç) binaların kapalı alanları.
Hususi araçların sürücü koltukları ile taksi hizmeti verenler dâhil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçları.
Okul öncesi eğitim kurumlarının, dershaneler, özel eğitim ve öğretim kurumları dahil olmak üzere ilk ve orta öğrenim kurumlarının, kültür ve sosyal hizmet binalarının kapalı ve açık alanları.
Özel hukuk kişilerine ait olan lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmeler.
Bu yasaklamalarla kendisi sigara kullanmadığı halde başkalarının kullandığı tütün ürününün dumanından zarar gören kişilerin korunması amaçlandı.
Ama son zamanlarda bu amaç da yasa ile birlikte kâğıt üzerinde kaldı ne yazık ki.
Denetim menetim hak getire.
Gözlerimle görüyorum; Stadyumlarda, kafelerde, araçlarda ve içilmesi kanunla yasak olan pek çok yerde sigara içiliyor.
Hem de gizli saklı da değil, masaların üzerinde kül tablaları da olduğu halde.
Yasayı uygulamayacaksak ne anlamı var, kaldıralım gitsin o zaman!
Önemli Not; Sayın halkımız bu yazıdan dolayı sakın yanılgıya düşmeyin, korkmayın, endişelenmeyin, paniğe kapılmayın, valla siz her şeyin daha iyisini bilirsiniz, nasıl biliyorsanız öyle yapın!