DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Arif ÜÇLER
Arif ÜÇLER
Giriş Tarihi : 18-05-2023 22:10

İSTİKRAR BUYSA…

“Türkiye; üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla; küresel bir güç hâline geldi” dediler.

Hiç küresel güç görmesek inanacağız.

Bu nasıl bir küresel güç ki enflasyonu patlak, doları uçuk, cari açığı kaçık, bütçesi delik deşik, işsizliği, pahalılığı, açlığı ve yoksulluğu her geçen gün artıyor.

Daha yakın zamanda yağ, şeker kıtlığı olduğunu da görmedik mi?

Faizi düşürdük dediler, bankalar vadeli mevduatlara yüzde 30-35 faiz veriyor.

Faizle kavga ediyoruz görüntüsü altında kur korumalı hesapla faizin faizini verdik ayrıca, hazineden, senin benim hepimizin vergilerinden toplanan paralardan.

Tamam, yine sizi seçelim de zengini daha zengin, fakiri daha fakir etmek midir istikrar ve güven?

Ve işin garip tarafı ülkenin yarısı bu laflara kanıyor.

Hiç güven ve istikrar görmesek biz de inanacağız.

Neye elimizi uzatsak elimizde kalıyor.

Bir düzenleme yaptınız, ev sahipleriyle kiracıları birbirine düşürdünüz.

Bartın adliyesine sağanak yağmur gibi tahliye davası yağıyor.

Bugün açılan bir dava için ekim-kasım-aralık ayına, yani 5-6 ay sonraya gün veriliyor.

Bu derece yoğunluk var yani.

Güven ve istikrarın olduğu bir yerde ev sahipleri ile kiracılar neden birbirine girsin ki?

TÜİK’E KAÇ KİŞİ GÜVENİYOR?

 Dolar 20 lirayı aştı, 30’a doğru yol alıyor.

Bu mu istikrar, bu mu güven?

Açıklanan enflasyon 50’lerde, halkın hissettiği enflasyon yüzde 100-150’lerde.

İstikrarın ve güvenin olduğu bir ülkede bu kadar enflasyonun ne işi var?

İktidarın hoşuna giden enflasyon rakamları belirleyen TÜİK’e kaç kişi güveniyor?

Ya partizanlık iddialarıyla gündeme gelen başka diğer kurumlar?

Hukuka güven ne kadar?

Binlerce hakim ve savcı, polis ve asker FETÖ’cü diye meslekten ihraç edildi.

Hukukumuz, güvenliğimiz yıllarca bunların elindeydi.

İnsanların uğradığı haksızlıklar nasıl telafi edilecek?

İnancımız, güvenimiz sarsılmadı mı?

FETÖ’nün boşluğunu falan tarikat, filan cemaat doldurdu diye basında defalarca haberler çıktı.

Bir daha tarikatların, cemaatlerin adliyeye, emniyete, askeriyeye, oraya, buraya sızmayacaklarını, hakkı, hukuku, inancı, güveni sakatlamayacaklarını nereden bileceğiz?

İstikrarın ve güvenin olduğu bir ülkede bunlar konuşulur, bu tereddütler yaşanır mı?

İçeride dışarıda önce herkesle kavga ettik.

Sonra ekonomi bozulup da para bitince, terörist, darbeci, katil dediğimiz ülkelere yanaştık.

Cuma namazını Şam’da kılarız diye tehdit ettiğimiz Suriye Devlet Başkanı Esad ile bile anlaşma zemini aramaya başladık.

Yarın ne olacağı, ne zaman nerede nasıl zik zak yapacağımız belli değil.

Bu mu istikrar ve güven?

Başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda büyük sıkıntılar yaşıyoruz.

Bunu mudur yani?

KİRACI BÖYLE KORUNMAZ!

 Geçen yıl temmuz ayında alınan karar gereği kiracılı konutlara yüzde 25 artış sınırı getirildi.

Kiracılara çağrıda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı seçimden önce "Ev sahibiniz sizden yüzde 25'ten fazla artış talep ederse bankadan kiranızı yüzde 25 zamlı olarak yatırın ve devam edin" dedi.

Adalet Bakanı da "Kirada yüzde 25 artış sınırı süresi uzatılacak. Fahiş kira artışı yapanlara hapis cezası gündemde” demişti.

Yanlışta ısrar etmek böyle bir şey!

Sen devlet olarak vergilere yüzce 62-123 arasında zam yap, ev sahiplerine gelince oturan kiracına yüzde 25 zammı geçemezsin de.

Boş konutların sahiplerine ise bir şey deme, diyeme, onlar istedikleri rakama istediklerine versinler.

Sen gıda fiyatlarına yüzde 25 zam sınırı getirme, getireme, ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getir.

Alıp başını giden patatese, soğana, kıymaya, ete, suya, sabuna en fazla şu kadar zam yapabilirsin diyeme, market fiyatlarını durdurama, enflasyon çıkmış bilmem kaça indireme, sonra da gel ayarı ev sahiplerine ver.

Şu haksızlığa, dengesizliğe, eşitsizliğe bakın.

Konutları vatandaşla birlikte mi yaptınız ey iktidar sahipleri?

İstikrar ve güven dediğiniz böyle bir şey mi?

KİM İNANIR?!

 Soğanın bir ara 30 liraya dayandığı, kıyma ve etin hâlâ 300 liradan fazla olduğu, açlık sınırının 10 bin 135 lira, yoksulluk sınırının 33 bin liraya ulaştığı bir ortamda nisan ayı enflasyon oranının 2,39 olarak belirlenmesine, 4 aylık enflasyon oranının da böylece 15.22 olmasına kim inanır?

Kısa adı TÜİK olan İstatistik Kurumunun yöneticileri ve çalışanları buldukları bu rakamlara kendileri inanıyorlar mı acaba?

İstatistik Kurumu gıda fiyatlarına yakın zamana kadar (belki de halen öyle) çorbanın 6, pilavın 10, tavuk ve pidenin 15 liradan sunulduğu ve daha pek çok yemeğin piyasa fiyatının çok altında satıldığı Meclis Lokantasından baktığı için olsa gerek nisan ayının enflasyonunu da düşük gösterdi.

İktidarın hoşuna giden süslü rakamlarla yıllarca bu milletin, emeklinin, memurun, dulun, yetimin hakkı yenmedi mi?

Bu kurumun liyakate uygun bir biçimde yeniden dizayn edileceği, verdiği rakamların hayatın doğal akışına uyacağı günleri de görebilecek miyiz, çok merak ediyorum doğrusu?

85 MİLYONU 85 KİŞİYLE KORKUTMAK

 Kandil’i başlarına yıktık, dağlarda sadece 85 terörist kaldı, Pkk terörünü bitirdik dediler.

Sonra da yıktık dedikleri Kandil’le, çökerttik, bitirdik dedikleri terörle insanları bir güzel korkuttular.

Tamamen algı üzerine kurulu bir seçim kampanyası ama fevkalade başarılı!

Ama şurada yanıldılar;

85 milyon refah içinde yaşıyor dediler.

Ancak ilk turda görüldü ki refah içinde yaşayan nüfusun yüzde 49,5.

Yani ülkenin yarısı halinden memnun!

Diğer yarısına Allah kolaylık versin!

ECEVİT DAĞITSAYDI YIKILMAZDI

 Yıpranmış, yorulmuş bir iktidar, ekonomik sorunlar, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ve daha bir sürü olumsuzlukları fırsata çeviremeyen muhalefetin bu seçimde başarısına engel olan en büyük faktör devlet imkânlarının seferber edilerek herkese her istediğinin verilmesi değilse eğer başka nedir?

İktidar yanlısı bir tanıdığıma şunu dedim;

Eğer rahmetli Ecevit 2002 seçimlerinde sizin yaptığınız gibi amaca ulaşmak için her yolu mubah sayıp bol keseden dağıtsaydı asla iktidardan düşmezdi.

Verdiği cevap “Ecevit’te yoktu ki” oldu.

Sizde de var sanki.

Siz de olmayan kaynaktan olmayan paraları dağıtıyorsunuz.

Öyle anlaşılıyor ki şakır şakır para basılıyor.

Para basarak devleti, ekonomiyi ben de yönetirim.

Dürüstlük abidesi Ecevit koltuk uğruna ülkenin geleceğini asla tehlikeye atmazdı, atmadı da zaten.

Kendini feda etti, ülkeyi etmedi.

Hiç duydunuz mu Ecevit’in şunu var, bunu var diye?

Ama bugünküler için neler neler söylenmiyor ki!

CHP BARTIN’DA NEDEN 50-60 BİNİ BULAMADI?

 Buradan geçelim Bartın’a.

CHP’nin bir önceki seçimde 32 bin küsur oyu vardı.

Şimdi bu oy 42 bine çıktı.

10 binlik artışı İyi Partinin bir önceki seçimde aldığı 8 bine yakın oydan ve Saadet Partisinin 2 ile 3 bin arasındaki oyunun katkısına, biraz da Demokrat, Deva ve Gelecek Partisine, Rıza Yalçınkaya’nın çalışmalarına ve Kılıçdaroğlu’nun rüzgârına bağlayabiliriz.

Vekilin hiç mi katkısı yoktu derseniz ben de size artısından çok eksisi olmuştur derim.

Bu seçimde “aradım telefonu açmadı, geri de dönmedi, ona asla oy vermem” diyen o kadar çok kişi duydum ki.

Bu davranışın oy kaybettireceğini ve kaybettirdiğini tahmin etmek zor olmasa gerekir.

İnsanlar sizi keyfinden aramıyor sayın vekil, mutlaka bir sıkıntıları vardır ve siz de zaten bunun için bu görevdesiniz, dertlerine derman olasınız diye arıyorlar.

O sırada meşgul olup telefonu açamayabilirsiniz.

Ama er geç mutlaka geri dönmeniz gerekir.

Bu düzenin değişmesini isteyen Millet ittifakı taraftarı bir eczanenin çalışanları anlattı;

Vekil seçim döneminde esnaf ziyaretleri yaparken eczaneye giriyor, eczacıyı, yakınını ve çalışanlarını selamlıyor, hal hatır soruyor ama o sırada orada bulunan üç hastaya hiçbir şey demeden gidiyor.

Peşinden konuşan bir hasta “bin tane oyum olsa bir tanesini buna vermem” diyor.

Seçimden bir gün önce şehir merkezindeki yürüyüşte kendi gözlerimle gördüm, vekil yanındakilerle konuşmaktan etraftakilere el sallamaya, insanlara gülücük dağıtmaya yeterince fırsat bulamadı.

CHP’li vekil insanlara gerektiği gibi dokunmayı, kucaklamayı başaramadı.

Geçen 5 yılda bunu öğrenememiş.

Bunlar bana yansıyan olumsuzlukların sadece bir kısmı.

Kim bilir başka neler var.

İstanbul’da yaşayan bir arkadaşım sosyal medyada, tecrübe kazandı anlamında “Aysu Bankoğlu artık pişti” diye yazmış.

Pişmiş hali buysa, pişmemiş hali nasıldır kim bilir!!!

Aysu hanım bu seçimde yatsın kalksın Yalçınkaya’ya dua etsin, onun boşluğunu doldurmaya çalıştı.

YERELE DEĞİL GENELE DAHA UYGUN

 MHP İl Başkanı Ercüment Özçelik eleştirisinde haklı.

Halkla yeterince, arzu edildiği ve beklendiği gibi iç içe olamıyor, olması gerektiği gibi halka inemiyor, dokunamıyor, herkesi kucaklayamıyor.

Halk vekilden kişisel olarak en çok iş ve sağlık konusunda yardım bekler.

Aysu hanıma sorsam 5 yılda ricasıyla özel sektörde hadi bırakın 50 kişiyi, 5 kişiye iş bulabilmiş midir acaba?

Kaç kişiyi doktora ve hastaneye yönlendirdi de insanların sağlık sorunlarının çözümüne katkıda bulundu?

Bana göre Aysu Bankoğlu Bartın’a uygun bir vekil profili çizmiyor, yerel politika yapamıyor.

Ama Mecliste performansı oldukça yüksek.

Kürsüyü etkili kullanıyor, ağzı laf yapıyor, atılgan, girişken.

Yani genel politikaya daha uygun.

Orada daha başarılı.

CHP eğer bir sonraki dönemde Aysu hanımla devam etmek istiyorsa onu İstanbul veya Ankara’dan aday göstermeli.

Bartın’da halka iç içe olabilecek, işsizlere iş, aşsızlara aş bulabilecek, sağlık sorunlarının çözümüne yardımcı olabilecek bir adayla yerele yatkın bir isimle veya isimlerle yola devam edilmeli.

AKP’ye gelince;

Seçilen kişi Yılmaz Tunç’un yerini doldurabilecek mi, bakacağız.

Önceki yazımda Bartın, Yılmaz Tunç’u mumla arayacak demiştim.

Vekillerin ikisi de dededen anadan babadan zengin.

Variyetli insanlar.

Tok açın, zengin fakirin halinden ne kadar anlar?

Bazı şeyler yaşayıp görülmeden anlaşılmaz.

Yaşayın görün abi, ben daha ne diyeyim size!

CEMAL AKIN NEDEN KAZANAMADI?

 Benim adım Cemal Akın dedi.

Anketlere göre kişisel oyları partisinden daha fazlaydı.

Özgüveni çok yüksekti.

Seçime kazandım gözüyle bakıyordu.

“Bartın Köksal Toptan’ı sandıkta bıraktı, kendine bu kadar çok güvenme” dedim.

Bunu hem yazdım, hem yüzüne söyledim.

Hedefini de yanlış belirledi.

CHP’yi değil AKP’yi hedef alıp “sizin nasıl olsa bir garanti, iki yapamayacağınıza göre beni destekleyin, birlikte gidelim” diyerek oradan alabildiği kadar almaya çalışması gerekirdi.

Kılıçdaroğlu’nun rüzgârı var, o çıkışta, diğeri inişte dedim.

Rüzgâra karşı işenmez.

İnsanın üstü başı ıslanır.

Oradan bir şey koparamazsınız dedim.

AKP’nin 8-9 bin oy daha kaybettiğini ve bu oyların Cemal Akın’a geçtiğini düşünsenize.

Oldu mu size CHP-AKP-MHP kafa kafaya.

Pek çok kişinin tahmini az fark olur, birbirine yakın olur şeklindeydi.

Ama olmadı.

Üçü birbirine 10’ar bin fark attı.

Cemal Akın’a yazık oldu.

Milletvekili duruşu vardı.

Milletin her işine koşacak özelliklere ve bu görevi hakkını vererek yapacak donanıma sahipti.

Halk adamıydı.

Kaybetmesine rağmen seçimden sonra teşekkür ziyaretleri yapması bundandır.

Kemer’deki ofisinde bizzat şahit oldum, iş için yardım isteyenler vardı ve onlara seçilenlere gidin demedi, bazı yerlere telefon açtı, yardımcı olmaya çalıştı.

Seçilseydi daha fazlasını yapardı.

Sayın halkımızın değerlendirmesi gerekirdi.

Umarım tercihlerinden dolayı pişman olmazlar!

SARIGÜL NE YAPMIŞ?

 CHP’nin Erzincan’da 32 yıl sonra Mustafa Sarıgül ile yüzü gülerken Sözcü’de İsmail Saymaz bu başarının sırrını olayın kahramanının ağzından bakın nasıl anlatıyor;

“Günde 17 saat çalıştım.

120 binden fazla hemşerimle bire bir temas kurdum.

Günde 4 bin kişiyle konuştum, tokalaştım, kucaklaştım.

30 bine yakın Erzincanlıyla fotoğraf çektirdim.

12 bin Erzincanlıya mektup gönderdim.

9 bin telefon görüşmesi yaptım.

Günde ortalama 150 esnaf ziyareti yaptım.

Her gün 12 kilometre yürüdüm.

6 kilo verdim.”

Sarıgül sözlerini “Siyasi arenada hayat hakkınız mücadele gücünüz kadardır” diyerek bitiriyor.

Cemal Akın’a sordum “Sarıgül’ün Erzincan’da yaptıklarının iki katını ben Bartın’da yaptım” dedi.

Ama Sarıgül kazandı, Akın kazanamadı.

Demek ki adayın ismi, çabası, ekibi tek başına yeterli değil.

Partinin ve liderin rüzgârı da olması gerekir ki bütün bunları bir araya getirip ancak sonuç alabilirsiniz.

Bazen partinin ve liderinin rüzgârı da tek başına yeterlidir.

İşte Aysu Bankoğlu’nu Sarıgül’ün ve Akın’ın yaptıklarının 4’te 1’ini bile yapmadan kazandıran Bartın’daki kemik CHP oylarının üzerine eklenen bu rüzgârdır.

Bir de fermuar listeden 2. sırada yer alan İyi Parti adayının ve ittifakın diğer bileşenleriyle Rıza Yalçınkaya’nın katkısıdır bu 10 bin oyluk artışla gelen Bartın’daki CHP başarı.

Tabii adına başarı denebilirse!

TEKRARLANSAYDI

 Milletvekili seçimleri de Cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi tekrarlansaydı AKP’liler bu kez tabloyu da gördükleri için CHP’yi devreden çıkarmak adına “bizim bir nasıl olsa garanti, iki de mümkün değil” deyip Cemal Akın’a yönelebilirlerdi.

Ama bu ayarı iyi yapamamak ve kendi adaylarını sandıkta bırakmak da var.

Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak da var yani.

Düşünsenize üç adayın da 40 binlerde olduğunu.

Tam bir can pazarı olurdu.

NELER SÖYLENDİ?
@
Arif ÜÇLER

Arif ÜÇLER

DİĞER YAZILARI BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! SEÇİMLE İMTİHAN! LİYAKAT KAZANDI! DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! Nasıl bir belediye istiyoruz? BEN DE ADAYIM! SEL GİDER CAMI KALIR! DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! PARTİZANYA! EKMEK Mİ, ASFALT MI? KLL… İÇİMİZ BOŞALDI! MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? VİZYON BUDUR İŞTE! KOLTUĞU KORUMA YASASI GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ BİZİM GASPIRALI SEÇİME GİDERKEN… ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! HERKESE EŞİT SU! SUSUZLUĞA DAİR… ARAP SAÇI!.. BAŞIBOŞLUK OLURSA… AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! MÜSTAHAK BİZE! KÖK MAAŞIN KÖKÜ CEHALETLE SAVAŞ YETER Kİ EZAN SUSMASIN! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! AL SANA YÜZDE 25 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN MAZBATASIZ VEKİL YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! BU İŞTE BİR İŞ VAR OLMAK YA DA OLMAMAK SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR ANKARA’YA 2 BİLET DİLE BENDEN NE DİLERSEN NABER SAYIN BAŞKAN? SEN BEN KAVGASI İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN HAYATIMIZ DEPREM ÖMÜR TÖRPÜSÜ Bİ KERECÜK DAHA SEÇİM HEDİYESİ GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 2022’YE VEDA ŞİİRİ DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ BU KAFAYLA OLMAZ! BİZİM NEYİMİZ EKSİK? BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ SAĞLIK BEKLEMEZ DAVA ADAMI KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN FIRSATÇILIK 99 YILDIR YAZIYOOOOR PARAN KADAR KONUŞ SOKAKTAN BİLDİRİYORUM
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
  • 1GALATASARAY3390
  • 2FENERBAHÇE3386
  • 3TRABZONSPOR3355
  • 4BEŞİKTAŞ3351
  • 5RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ3349
  • 6ÇAYKUR RİZESPOR3348
  • 7KASIMPAŞA3346
  • 8BITEXEN ANTALYASPOR3345
  • 9CORENDON ALANYASPOR3345
  • 10EMS YAPI SİVASSPOR3345
  • 11YUKATEL ADANA DEMİRSPOR3341
  • 12YILPORT SAMSUNSPOR3339
  • 13MKE ANKARAGÜCÜ3337
  • 14MONDİHOME KAYSERİSPOR3337
  • 15TÜMOSAN KONYASPOR3336
  • 16GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ3334
  • 17VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK3333
  • 18ATAKAŞ HATAYSPOR3333
  • 19SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL3330
  • 20İSTANBULSPOR3316
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA
Haber Sitemizde Yayınlanan Haber ve Köşe Yazılarının Hukuki Sorumlulukları Kendilerine Aittir