Dini inancımıza göre herkes yaşarken her şeyle imtihan oluyor.
Öldükten sonra da bu imtihanlardan aldığımız notlar akıbetimizi belirliyor.
Seçimlere de bu gözle bakacak olursak...
Sadece partiler ve adaylar değil sınavı yapan halk da bu seçimde imtihandan geçti.
Bir de gazeteciler.
Halk (çoğunluk) imtihandan başarıyla çıktı.
Ya gazeteciler?
Gazetecilik, doğası gereği objektif olmayı, doğruları yazmayı, söylemeyi gerektiren bir meslektir.
Ancak özellikle günümüz Türkiye’sinde bunu başarabilene helal olsun!
Son 25 yılda memlekette öyle çok şeyin içi boşaldı ki mesleğimiz de maalesef bu tahribattan payına düşeni “yandaş-candaş” gazetecilikle ziyadesiyle aldı.
Hepimiz gördük, zaten gizli saklı da değildi, Bartın’da bu seçimde MHP-AKP ittifakı belediyesi çok cömert, hatta cömert ötesi davrandı.
Belediyemiz hiç bu kadar eli avcu açık bol kepçe olmamıştı.
Meslekte neredeyse 40’ım çıkacak, çok seçim gördüm ama etli pilavlı mahalle toplantıları yapıldığını ne gördüm ne duydum.
Her akşam iftar sofraları kuruldu ayrıca.
Pazarda çorbalar dağıtıldı.
Ramazan yardımı adı altında yapılan ama seçime de hitap eden gıda kolilerinin sayısı 8 binlerle ifade ediliyor.
Ve daha neler neler, maydanozlu köfteler.
Su belim kalınlığında aktı adeta.
Kabı doldurmak lazım tabii ki.
Bazı gazeteciler de öyle yaptı.
Yalçınkaya’yı 1 yazdılarsa allayıp pulladıkları rakibini 10 yazdılar.
Hatta daha da ileri gidip açık bir şekilde tuttukları adayı seçimden önce belediye başkanı ilan edenler bile oldu.
Birliğin gücünü MHP-AKP’den ibaret biliyorduk ama bu yayınlar gösterdi ki birliğe bir kısım gasteciler de dahilmiş.
Netice itibarıyla bu birlikte kim varsa topu tüfeği tekmili birden hepsi Bartın’a ait bir deyimle ifade etmek gerekirse “goca gaştan aşağıya gitti”, yani kaybetti.
Kaybettiler ama gücün yanında olmayı seven ve her devirde kazanma becerisine sahip olan bu arkadaşlar “kral öldü yaşasın yeni kral”cılardan, daha anlaşılır bir ifade ile “gelen ağam giden paşam”cılardan oldukları için bir şey fark etmeyecek.
Kantarın topuzunun bu seçimde kaçtığını, Yalçınkaya’nın sadece bir kısım basına bol keseden verildiği iddia edilen paraları değil Ramazanda dağıtılan ve giden yönetim ödemediği için kendisine kalan binlerce gıda kolisi faturası da dahil belediyenin geçmişe dönük bütün hesaplarını müfettiş marifetiyle inceleteceğini düşünüyorum.
Ben olsam öyle yapardım ve gittiği yere kadar giderdim!
GÜZEL BAŞLANGIÇ!
Bartın Belediyesi’nde 3’üncü Rıza Yalçınkaya dönemi Cuma namazı sonrası şimdi kent müzesi olarak kullanılan eski belediye binası önünde yapılan törenle başladı.
Yalçınkaya 1999’da ilk belediye başkanı olduğunda da buradaydım ve o tarihte töreni izlerken çektiğim fotoğrafı “99 ruhu geri döndü” başlığıyla haberleştirerek değerlendirip nostalji yaptım.
25 yıl önceki heyecanla görevine başlayan Yalçınkaya’nın törende kesilen kurbanın ve halka ikram edilen çikolataların parasını rahatlıkla belediyeye fatura edebileceği halde cebinden ödediğini yazayım da neden Bartın’ın en çok (7 kere) seçim kazanan siyasetçisi olduğu daha iyi anlaşılsın.
Böyle siyasetçilere her zamankinden çok ihtiyacımız var.
Keşke sayıları daha fazla olsa!
3 DEĞİL 4 DÖNEM!
Rıza Yalçınkaya’nın milletvekilliklerinin sayısını (dönemlerini) hep yanlış söylüyorlar.
27 ve 28. Dönem CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu da belediyenin önündeki törende bu yanlışa düştü.
Basında da bu yanlışı çok sık yapıyor arkadaşlar.
Bakın buraya ayrıntılı bir şekilde yazıyorum ki öğrenin ve bilgiyi verirken doğru verin!
2007 genel seçimleri 23. Dönem (23 Temmuz 2007-23 Nisan 2011)
2011 genel seçimleri 24. Dönem (28 Haziran 2011-23 Nisan 2015)
2015 genel seçimleri 25. Dönem (23 Haziran 2015-1 Ekim 2015)
Kasım 2015 genel seçimleri 26. Dönem (17 Kasım 2015-16 Mayıs 2018)
Bu dönem dökümünden de anlaşılacağı üzere kafa karışıklığı yaratan 2015 yılında 6 ay içinde 2 kere seçim yapılmasıdır.
Evet bir yılda iki seçim yapıldı ve Yalçınkaya önceki iki genel seçim gibi onları da yani her ikisini de kazandı.
Her seçim bir dönem sayıldığı için bir yıl içinde iki dönem vücut bulmuş oluyor.
Böyle ilkokul dersi gibi oldu ama anlaşılsın ki bir daha yanlışa düşülmesin.
Yalçınkaya’nın 1999-2007-2024 üç (3) dönem belediye başkanlığı, 2007-2018 arası da 4 (dört) dönem milletvekilliği var.
Bartın’da en çok seçim kazanan siyasetçi diyebiliriz kendisine.
Böyle de bir unvanın sahibi oldu.
Yakışır bizim karizmatik başkanımıza!
BEN DEMİŞTİM!
Danıştay’da bir dava daha kazanınca Bartın Platformu artık termik santralden kurtulduk diye Amasra’da belediye başkanının da katılımıyla davullu zurnalı, göbek havalı kutlamalar yapmış, ben de bunun üzerine “boşuna seviniyorsunuz, rehavete kapılmayın, bu pilav daha çok su kaldırır” diye yazmıştım.
1989’da gazeteciliğe başladım termik santral, 2018’de emekli oldum termik santral.
Ve bugün yine eylem yine termik santral.
Termik santral için gerekli olan 2 şeyden biri kömür, diğeri su.
İkisi de Amasra’da bol miktarda var.
Dışarıda kullanılacak su denizden, içeride kullanılacak yumuşak su Kazpınarı’ndaki kavşak suyu havzasından.
Santralcı şirketin üçüncü kuyusu neden Kazpınarı’nda tam da Bartın’ın içme suyu kaynağının orta yerinde?
Ve 2005’den bu yana yaklaşık 20 yılda “şu kadar yılda bu kadar, bu kadar yılda şu kadar” diye yazılı taahhütleri olmasına rağmen kömürü hâlâ görmüş değiliz.
Görmedik çünkü ortada santral yok.
Amaç kömür çıkarıp satmak olsaydı şimdiye kadar 50 kere çıkardı.
Dolayısıyla 20 yılda buraya dünya kadar para harcayan bir holdingin şirketinin bütün yolları zorlayacağını, kapıdan giremezse bacadan, olmazsa pencereden girmeye çalışacağını veya arkadan dolanacağını düşünmemiz istenmiyordu.
Neyse ki sayın platformun çaldırdığı davul zurnanın etkisinden çabuk kurtulduk ve tekrar eyleme geçtik, ki bu da bir şeydir!
DEĞİŞİMİN ÖNÜNDE DURULMAZ!
Alın size bir “ben demiştim” yazısı daha.
28 Mart tarihli, yani seçimden 4 gün önceki yazımda bakın özetle ne demişim;
“10 bin liraya talim eden emekliler başta olmak üzere toplumun çoğunluğunu oluşturan dar gelirlilerin önemli bir bölümünde değişim isteği, beklentisi var.
Bu sadece Bartın’a özgü bir şey değil yurt sathında topyekün bir ihtiyaç halini almış durumda.
Diğer sebeplerden bahsetmiyorum diye yok sanılmasın sadece 2019’dan itibaren (5 yıldır) hayatımızı derinden etkileyen ve bir türlü önü alınamayan ekonomik sorunlar bu değişim isteğinin ortaya çıkmasında çok büyük bir paya sahip”
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi.
Bartın’da, Türkiye’de dediğimiz gibi oldu.
İktidar gücüyle, imkânlarıyla her zaman, her yerde, her koşulda, her şeye rağmen kazanırız düşüncesi çok yanlış.
Toplumun ihtiyaçlarından, halkın önceliklerinden koparsanız, halkla aranıza duvar örerseniz, siyasetin insan kazanma sanatı olduğunu unutursanız, sırf size muhalefet ediyor, politikalarınıza karşı çıkıyor diye hastalığını duyduğunuz insanlara “geçmiş olsun” bile demezseniz seçim sonuçları size “geçmiş olsun” der!
Hiçbir şey ilanihaye sürmez.
İnsan hayatının bile bir sonu var.
Her şey biter, her şey değişir.
Değişmeyen, bitmeyen tek şey değişimin kendisidir!
BENİM İLACIM DA TEŞEKKÜR!
Yeni Belediye Başkanımız Rıza Yalçınkaya eski belediye binası önündeki törene kendisini tebrik etmek için gelen halka 'siz benim ilacım, şifa kaynağımsınız' dedi.
Verilen oylar nasıl siyasetçilerin ilacıysa, gıdasıysa bizim gibi parayla işi olmayan gazeteciler için de aldığımız teşekkürler öyledir.
Bu işi nasıl oradan buradan para almak için yapmıyorsak teşekkür almak için de yapmıyoruz tabii ki.
Sadece işimizi yapıyoruz!
Teşekkür edenden de Allah razı olsun, etmeyenden de!