KÖK MAAŞIN KÖKÜ

Arif ÜÇLER

02-08-2023 11:37

    En düşük emekli maaşı, hızla artan enflasyon karşısında mum gibi eriyince 7 bin 500 liraya çıkarılmıştı.

Temmuzda bütün emekliler yüzde 25 enflasyon zammı alırken bu durumdaki emeklilerden kök maaşı 2-3-4-5-6 bin lira olanlar tek kuruş alamadılar.

En düşük emekli maaşını şu kadardan bu kadara çıkardık diye hava atanlar vardı, eeee ne oldu şimdi?

Fiyatlar arttı, en düşük emekli maaşı yerinde saydı.

Ne yerinde sayması, geriye gitti geriye!!

Bakın bakalım attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değiyor mu?

Emekliler ne yiyecek?

Kök maaşın kökünü mü?

Vali hanımın basın bayramı toplantısında da söyledim, tasarruf hep vatandaştan, emekliden bekleniyor.

Hadi görelim bakalım biraz da devlet yapsın.

İtibardan tasarruf olmaz diyerek nerelere oluk gibi paralar harcamıyorlar ki!

Ama emekliye gelince bahane hazır; bütçe açığı var!

Bütçe açığını makam araçlarıyla, uçaklarla, saraylarla, buraların masraflarına harcanan paralarla karşılasanız nasıl olur acaba?

Farkında mısınız bilmiyorum;

Artık kabak tadı verdiniz!

Emeklinin sırtından inin lütfen!

EMEKLİYİ İNSANCA YAŞATIN!

 Ağzınız bir karış açık hayretler içinde diyeceksiniz ki nasıl yani hâlâ 2-3 bin lira kök maaş mı var?

Var tabii!!!!

Bunun sebebi, katsayının bu iktidar döneminde epey bi düşürülmesinden dolayı maaşların düşük bağlanmasıdır.

2000 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası şeklinde üç ayrı katsayı ile çarpılarak elde ediliyor emekli maaşı.

2000 öncesi sigorta primi çok olanlar 2000-2008 arası ve 2008 sonrasına göre daha iyi maaş alıyorlar.

İyi derken (bu ekonomide iyi emekli maaşı olamayacağı için, milletvekilleri hariç) kötünün iyisi tabii!

En düşük emekli maaşı otomatik zamla önce 1500’den 2500’e, sonra 3500’e ve 5500’e ve en sonra da 7500’e çıktı.

Ekonomik göstergelerden dolayı mecburen yapılan bu artışlar son iki yılda üst üste olunca bu durumdaki emekliler hazineye borçlandırıldı.

Yani aslında yapılan zam değil, bir tür borç verme işiydi.

Bu borç da 6 aylık enflasyon zamları ödenen maaşa değil de kök tabir edilen maaşın üzerine eklenerek tahsil ediliyor.

Bakın sayın iktidar mensupları buradan tekrar söylüyorum;

Emekliler borç istemiyor, kredi istemiyor, ulufe istemiyor!

Emekliler açlık ve yoksulluk sınırı gözetilerek verilecek ve kendilerini insanca yaşatacak bir maaş istiyor.

Bu sese daha ne kadar kulak tıkayacaksınız çok merak ediyorum doğrusu!

TÜİK’TEN BEN DE DAVACIYIM

 Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) çarşıya pazara uymayan enflasyon verileri yüzünden milyonlarca işçi, memur ve emekli her geçen gün daha da yoksullaşırken adaletin arandığı mahkemeden ilginç bir karar geldi.

Emekli Danıştay Tetkik Hakimi Önder Tekin'in “TÜİK enflasyonu yüzünden yoksullaştım” diyerek açtığı davaya mahkeme, TÜİK'in maaşlara doğrudan bir etkisinin olmadığı gerekçesiyle ‘ret' kararı verdi.

Ama Tekin işin peşini bırakmıyor ve şimdi davayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıyor. (Basından)

Verilerinin gerçekçi, inanılır ve güvenilir olması gereken bir kurum düşünün ki milyonlarca kişinin ekonomisine olumsuz etkide bulunsun!

Emekli hakim Önder Tekin’in emeklilerin çoğunun duygularına tercüman olduğunu düşünüyorum.

Keşke çabaları sonuç verse!

NAZIM’DAN ABİDİN DİNO’YA

 Ünlü şairimiz Nazım Hikmet ressam Abidin Dino’ya “bana mutsuzluğun resmini yapabilir misin Abidin” dese sizce Abidin Dino ne yapardı?

Bence bizi yapardı.

Bu kadar enflasyonda, zam sağanağında, geçim sıkıntısında, hak, hukuk ihlallerinde, partizanlık, ayrımcılık, iş bilmezlik içinde mutlu olan var mıdır?

Yüzde 52 haricinde mi demem gerekirdi bilemedim?

Gerçi bu sayın yüzde 52’nin de en az yarısı hayatından memnun değildir, çoktan pişman olmuştur şu aşamada ya neyse.

Onlara en kibarından “kendi düşen ağlamazdan” başka ne denebilir ki.

Ya yüzde 52’nin diğer yarısı?

Yani yüzde 25-26?

Kabaca 15-20 ya da en fazla 25 milyon şanslı kişi.

İşte onlar tuzu kurular sayın okurlar.

Bir başka deyişle zenginler, hali vakti yerinde olanlar.

Yani enflasyonla, pahalılıkla, hakla, hukukla, partizanlıkla işi olmayanlar, böyle bir derdi olmayanlar.

Onlara her yol Paris, her şey tozpembe!

Hayat başka kimlere güzel?

Tabii ki iş başındakilere!

Nasıl olsa olumlu her şeyden onlar sorumlu, olumsuz ne varsa hiç sorumlulukları yok!

BEN YAPMADIM O YAPTI

 Enflasyonun, doların, euronun, benzinin, mazotun sebebi dış güçler!

Pahalılığı yapan marketler ve çiftçiler!

Yüksek kiralara gelince, onlar da ev sahiplerinin marifeti!

Depremler, maden faciaları, seller, bilumum afetler de kaderden elbette!

Bu kadar olsa iyi!

Bir de Lozan var!

Ne Lozan’mış be abi.

Çanımıza ot tıkamış da haberimiz yokmuş!

Cehape’yi unutmadık, merak etmeyin!

Aslında bütün kabahat onlarda!

Ne kadar olumsuzluk varsa külliyen hepsi birden onlara yazar!

Bir yıldır yakasında Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’un taktığı AKP rozetiyle dolaşan emekli banka müdürü, eski Doğru Yolcu Gündüz abi (Temizdal) de son zamanlarda beni nerede görse (trafik ışıklarında beklerken bile) şöyle diyor; Türkiye’de iktidar değil muhalefet sorunu var!

İyi iş valla!

Kırdığınız ceviz kırkı geçsin, yemediğiniz halt kalmasın, suçu başkalarının üzerine atın!

Millet de (yüzde 52) bunu yiyor iyi mi?!

Ne âlâ memleket!

Suçu onun bunun üzerine atarak, şakır şakır para basarak memleketi ben de idare ederim, 88 yaşındaki babam da haydi haydi idare eder!

Maşallah!

Böyle devam edin!

İyi gidiyorsunuz!

POLİS HEP BÖYLE OLSA

 Eski Milletvekilimiz Asım Kulak’ın annesinin cenazesinde trafik polisleri (hem motorize hem de araçlı) ahiret yolunda yani Halatçıyaması güzergâhında dört döndüler,

Kontroller o kadar sıkıydı ki adeta kuş uçurtmadılar.

Asım Bey iktidar partisinden olduğu için böyleydi herhalde.

Hani Köksal Toptan için olsa o da zaten Aşağı camiye geldi, taziyesini bildirdi ve mezarlığa çıkmadan ayrıldı.

Halatçıyaması mevkii trafik sorunlarının en çok yaşandığı yerlerden biri.

Burada park yasağı olan yollarda kaldırım kenarları sürekli işgal altında!

Son ses müzikle ve patlak egzozlarla şehirde cirit atan araçlar, trafiğe kapalı alanlarda yayaların arasında son sürat giden motosikletler ve skoterler…

Daha sayayım mı?

Tam bunları yazarken emniyetten kabarık bir kontrol ve ceza listesi düştü basına bilgi mahiyetinde.

İşte böyle olmalı sayın emniyet müdürüm!

Kesin kesebildiğiniz kadar!

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”

Bu görgüsüzler ancak cezadan anlar!

BANKALAR

 Emekli maaşlarının ödemelerinin yapılacağı günlerde bankaların bankamatikleri genelde arızaya düşüyor.

Ya hiç para vermiyor ya da maaşınızın ancak 4’te veya 5’te biri kadar veriyor, ekranda bu miktarı kabul ediyorsanız alın, etmiyorsanız paşa gönlünüz bilir yazıyor.

Paşa gönlünüz kısmını ben uydurdum ama öyle demeye getiriyorlar da ondan yaptım.

Bazı bankalar da günlük 5 bin lira sınırı koymuş çekim için.

Daha fazla almak isterseniz ertesi günü bir daha geleceksiniz veya illa da emekli maaşının hepsini alacağım derseniz içeride gişeden numara alıp sıra bekleyeceksiniz.

Paraya kısıtlama var anlayacağınız.

Bu bile ekonomimizin ne durumda olduğunu göstermeye yetiyor da artıyor bile!

Belki de bunlar daha iyi günlerimizdir.

Kim bilir?!

YARA SARMAK

 Mutfak dolabı.

Laminant parke.

Depo ve yazlık gibi 2. evlerin de aralarında bulunduğu 72 kriter sel desteğine girmiyormuş.

Bunlar için ödeme yapılmıyor.

Selden zarar gören bir kişinin durumunun 72 kritere birden uyduğunu düşünün.

Verilen destek devede kulak kalmaz mı?

Sen kriterle mriterle desteği kuşa çevirmek yerine devlet olarak gerekli önlemleri al da ben daha az zarar göreyim olmaz mı?!

Şu altyapının haline bak.

Tel tel dökülüyor

Üstyapı da öyle.

İlim bilim, akıl mantık hak getire.

72 kriter demek 72 ayrımcılık demektir.

72 kriterle yara mara sarılmaz.

Mağduriyet giderilmez.

Sayın siyasiler “yaraları sardık, mağduriyetleri giderdik” diye hava atmasını pek biliyor.

En iyi yaptıkları şey de bu zaten!

TATMİN EDİCİ DEĞİL

 Selden zarar görenler verilen desteklerden memnun değiller.

Nasıl memnun olsunlar ki?

200 bin 300 bin liralık zarara karşı verilen 50-60 bin veya 100 bin lira neye yeter ki?!

Efendim vatandaş evini, işyerini, eşyasını sigorta yaptırsın.

Siz vatandaşı hacı ağa zannettiniz galiba.

Millet parayı tarladan mı topluyor?

Açlık sınırı 12 bin liraya, yoksulluk sınırı da 40 bin liraya dayandı!

Vatandaş (önemli bir kesim) karnını zor doyuruyor.

Bundan haberiniz var mı?

Sel yardımını yarım yamalak ver, ondan sonra şöyle sosyal devletim böyle sosyal devletim diye böbürlenip etrafa caka sat!

Valla ben yemiyorum arkadaş!

Yiyene afiyet olsun!!!

TASARRUF VAR SAHA YOK

 Anlaşılan o ki Ömertepesi’ne ikinci saha işi ödenek ve fore kazıktan sonra bu kez de tasarruf tedbirlerine takıldı.

Bir şeye takılmasaydı şaşardım zaten.

Sahadan öncelikli işler varmış, saha sırasını bekleyecekmiş.

Valimiz Nurtaç Arslan basın bayramı kahvaltısında söyledi.

Ben de “Tasarrufu hep vatandaş, bilhassa emekliler yapıyor, biraz da devlet yapsın” dedim.

"Politikaya çekme beni" dedi.

Ben çekmesem politika sizi kendine zaten çekecek Sayın Valim.

Politikanın girmediği, bulaşmadığı yer mi kaldı?!

Baksanıza hangi devirde yaşıyoruz!

HERKES RAHATSIZ

 Sokaklardaki curcuna aylardır devam ediyor.

Son ses müzikle gezen egzozu patlak araçlar, tehlikeli motosiklet ve skoterlerden artık illallah dedik.

Basın Bayramı buluşmasında Vali Nurtaç Arslan’ın da bu hengameden rahatsız olduğunu öğrendik.

Madem öyle sorun neden çözülmüyor?

Bu sorunun çözümü idari yaptırımda.

Ben olsam alırım elime makbuzu gece gündüz demeden her gün ha babam de babam ceza yazarım.

Bunu;

Yakında yine seçim var diye sakın siyasiler engelliyor olmasın?

Öyle ya vatandaşı sıkmamak lazım!

Sigara yasağı da mı bunun için uygulanmıyor?

Sokaklar vur patlasın çal oynasın, kafeler duman altı.

Ve bu durumdan pek çok kişi rahatsız!

Vali hanım da dahil!

Bakalım Vali hanımın tutumuna rağmen bu sorunlarla yaşamaya devam edecek miyiz?

DİĞER YAZILARI HATADAN DERS ÇIKARMAK! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 SEÇİMLE İMTİHAN! 01-01-1970 03:00 LİYAKAT KAZANDI! 01-01-1970 03:00 DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! 01-01-1970 03:00 Nasıl bir belediye istiyoruz? 01-01-1970 03:00 BEN DE ADAYIM! 01-01-1970 03:00 SEL GİDER CAMI KALIR! 01-01-1970 03:00 DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! 01-01-1970 03:00 PARTİZANYA! 01-01-1970 03:00 EKMEK Mİ, ASFALT MI? 01-01-1970 03:00 KLL… 01-01-1970 03:00 İÇİMİZ BOŞALDI! 01-01-1970 03:00 MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? 01-01-1970 03:00 VİZYON BUDUR İŞTE! 01-01-1970 03:00 KOLTUĞU KORUMA YASASI 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ 01-01-1970 03:00 BİZİM GASPIRALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN… 01-01-1970 03:00 ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! 01-01-1970 03:00 HERKESE EŞİT SU! 01-01-1970 03:00 SUSUZLUĞA DAİR… 01-01-1970 03:00 ARAP SAÇI!.. 01-01-1970 03:00 BAŞIBOŞLUK OLURSA… 01-01-1970 03:00 AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! 01-01-1970 03:00 HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 01-01-1970 03:00 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! 01-01-1970 03:00 YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! 01-01-1970 03:00 MÜSTAHAK BİZE! 01-01-1970 03:00 CEHALETLE SAVAŞ 01-01-1970 03:00 YETER Kİ EZAN SUSMASIN! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? 01-01-1970 03:00 GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! 01-01-1970 03:00 AL SANA YÜZDE 25 01-01-1970 03:00 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN 01-01-1970 03:00 MAZBATASIZ VEKİL 01-01-1970 03:00 YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! 01-01-1970 03:00 İSTİKRAR BUYSA… 01-01-1970 03:00 BU İŞTE BİR İŞ VAR 01-01-1970 03:00 OLMAK YA DA OLMAMAK 01-01-1970 03:00 SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR 01-01-1970 03:00 ANKARA’YA 2 BİLET 01-01-1970 03:00 DİLE BENDEN NE DİLERSEN 01-01-1970 03:00 NABER SAYIN BAŞKAN? 01-01-1970 03:00 SEN BEN KAVGASI 01-01-1970 03:00 İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN 01-01-1970 03:00 HAYATIMIZ DEPREM 01-01-1970 03:00 ÖMÜR TÖRPÜSÜ 01-01-1970 03:00 Bİ KERECÜK DAHA 01-01-1970 03:00 SEÇİM HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 01-01-1970 03:00 2022’YE VEDA ŞİİRİ 01-01-1970 03:00 DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA OLMAZ! 01-01-1970 03:00 BİZİM NEYİMİZ EKSİK? 01-01-1970 03:00 BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ 01-01-1970 03:00 KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ 01-01-1970 03:00 SAĞLIK BEKLEMEZ 01-01-1970 03:00 DAVA ADAMI 01-01-1970 03:00 KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! 01-01-1970 03:00 SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? 01-01-1970 03:00 EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI 01-01-1970 03:00 İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! 01-01-1970 03:00 YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN 01-01-1970 03:00 FIRSATÇILIK 01-01-1970 03:00 99 YILDIR YAZIYOOOOR 01-01-1970 03:00 PARAN KADAR KONUŞ 01-01-1970 03:00 SOKAKTAN BİLDİRİYORUM 01-01-1970 03:00