KLL…

Arif ÜÇLER

09-02-2024 17:22

  İçimde isyan çıktı.

Kazan kaldıranlar beyaz kan hücreleri.

Kontrolden çıkıp çapulcu sürüsü gibi çoğalmışlar.  

Bağımsızlıklarını ilan etmişler, ayrı bir cumhuriyet kurmuşlar.

Bir başka deyişle devlet içinde devlet olmuşlar.

Haksızlıklara, pahalılığa, liyakatsizliğe, yalanlara, dolanlara, talanlara veryansın ediyorum ya bu manyaklar da bana uymuşlar

At sahibine göre kişner lafı boşuna söylenmemiş demek ki.

Teşhisi Ankara Üniversitesi Hematoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder Arslan koydu, “sen KLL’sin” dedi.

Açılımı “Kronik Lenfositer Lösemi”

Löseminin çeşitlerinden biri

İyi huyluymuş.

Zararın neresinden dönsek kârdır diyeceğim ama ilk etapta hemen her tarafı iyi olsa ne yazar sonuçta lösemi oğlu lösemi diye düşünüyor insan.

KOYNUMDAKİ YILAN!

 Peki, ne yapacağız?

Hemen bu isyanı, bu darbe girişimini bastırmamız, bu mektep kaçkını hücreleri zapturapt altına alıp düzeni dengeyi yeniden sağlamamız gerekmez mi?

Tıptan başka ne bekler ki insan?

Ama maalesef hayır, şimdilik olanı biteni izlemekle yetineceğiz.

Daha da çoğalacaklar ama bu aşamada sadece takip var.

İlaç yok

Üç ayda bir kontrol.

“İçinde bir yılan var, bu yılanla yaşamayı öğreneceksin, bünyeni sağlam tutacaksın, bağışıklığın güçlü olacak, hasta olmayacaksın, zatüre hiç olmayacaksın, gittiğinde hemen aşı ol ve moralini yüksek tut” dedi hocam.

Eğer tökezlersem bu yılan beni ısıracak.

Müdahale de işte o zaman yapılacak.

Çoğalan kan hücreleri uzaklaştırılacak.

Bunun da kemoterapiyle olacağını anlamak için tıp bilgisine gerek olmasa gerekir.

Hocam içinde yılan var deyince “biz ne yılanlar gördük be hocam hele iki ayaklıları var ya o iki ayaklıları” diyesim geldi ama iyi huylu da olsa adı kanser be kardeşim insan beyninden vurulmuşa dönüyor, o sırada akıl baştan çıkıp gidiyor, bir şey diyecek hal kalmıyor ki!

BU HESAPTA YOKTU!

 Eğer bana akciğer kanserisin deselerdi hiç şaşırmazdım çünkü sigarayı bırakalı 19 sene oldu ama 25 sene içmişliğim var ve geçmişte yediğim hurmalar şimdi sırtımı tırmalıyor, kanser de olabilir, koah, astım, bronşit de olabilir derdim.

Sigarayı bıraktıktan sonra kabız oldum.

Akciğerleri aldık, bağırsakları verdik anlayacağınız.

Kolon kanseri en geç 10 yılda kendini gösterse de buna rağmen “evet sen busun” deselerdi yine şaşırmazdım.

2016’da subakut tiroid (tiroid iltihabı) oldum, bu hastalıkla da hikâyem var ve “kardeşim sen tiroid kanserisin” deselerdi, ona da eyvallah derdim.

Yaşımız itibarıyla ufak tefek yakınmalarımız olduğundan aynı şeyleri prostat için de söyleyebiliriz ve benim buna da kuvvetli bir itirazım olmazdı.

Pankreasımdan da benzeri bir sorunla karşılaşabilirdim ve diyabet hastası olduğum için bunu da kabullenebilirdim.

Yolda yürürken başıma saksı ya da uzaydan başıma göktaşı veya astronot düşseydi elbette “bula bula beni mi buldu” diye homurdanırdım ama yine de bu kadar şaşırmazdım

Lösemi nerden çıktı abi?

Aklımın ucundan geçmez.

Sen gel titizliğin babasını yap her gün defalarca el yüz yıka, kolonyayla yıkanıyormuş gibi kolonya harca, suyu üfleyerek iç sonra da git böyle bir belaya tutul!

Üstelik hiçbir şikâyetim yok.

Her gün 10 bin adım yürüyüş yapıyorum, bana mısın demiyorum.

Siz olsanız şaşırmaz mısınız?

Hoppalaaa bu da nerden çıktı demez misiniz?

Halbuki şaşıracak bir şey yok.

İstediğimiz kadar sağlıklı veya dinli imanlı olalım bilinen bilinmeyen ne kadar hastalık varsa aslında hepsine adayız.

Ne oldum değil ne olacağım demek lazım.

Durup dururken inme iner, felç kalabiliriz.

Kalpten veya zatüreden ya da böbrekten gidebiliriz.

Kaza geçirip ölebiliriz, engelli kalabiliriz.

Herşeye hazırlıklı olmak, bunu öğrenmek, bilmek lazım!

AH ŞU İRLANDALILAR!

 Ünlü spor adamı yaşayan efsane Mustafa Denizli’nin literatürümüze kazandırdığı “İçimizdeki İrlandalılar” yani bizden gözüküp de bizden olmayan içimizdeki düşmanlar anlamındaki bu ifade de aslında durumuma çok uyuyor ama İrlandalılar alınmasınlar şimdi iki ayaklı, üç ayaklı, beş ayaklı zaten yeterince düşmanım var cepheyi daha da genişletmeyeyim diye söylemiyorum.

Şeker yetmezmiş gibi şimdi bir de bu çıktı başımıza.

İkisi birbiriyle kavga ederse bak sen seyre.

İşin yoksa ikisini de idare et edebilirsen!

Deprem ülkesi olduğumuz ve çok büyük acılar yaşadığımız halde depremle yaşamayı bilmeyen, ısrarla öğrenmeyen bir toplumda hocam benden içimdeki yılanla yaşamamı bekliyor.

Olur mu, olmaz mı, bilmiyorum.

Deneyeceğim. 

Ya bu deveyi güdeceğim ya bu diyardan gideceğim.

Ben böyle kaderin…!!!

DAKİKA 1 GOL 1

 Doktorum bağışıklığını güçlü tut, hasta olma diye sıkı sıkıya tembihledi ya sanki acelem varmış, arkamdan atlı kovalıyormuş gibi döner dönmez ilk işim grip olmak oldu.

Ankara’nın soğuğu, Bartın’ın netameli havası derken hali hazırda moral de yerlerde gardımız da düşük ya hemen kaptık şifayı.

Anladım ki bundan böyle başta solunum yolları olmak üzere her türlü hastalığa daha açık durumdayız.

Mikropların, virüslerin kol gezdiği bir dünyada yaşıyoruz yaşamak buysa tabii, en iyisi evden dışarı çıkmamak ama bu sefer de kesin başka bir şey gelir bulur bizi!!!

4 YILDIR BERABERMİŞİZ!

 Şeker veya kolestrol.

Ya da vitaminler, demir, tiroid, CRP, prostat.

Sonuçlar çıkınca en çok baktığımız değerler bunlar.

Hatta sadece bunlara bakıyoruz.

Kan değerlerini gözden geçirmek kimin aklına geliyor?

Hadi biz neyse de ya doktorlar?

Şimdi sıkı durun.

Ben 2020’den beri bu hastalıkla yaşıyormuşum da haberim yokmuş.

Haber vermesi gerekenler yani doktorlar bu süreçte defalarca kontrol yaptırmama rağmen kan değerlerindeki dikkat çekici bu artışı görmemişler.

Üç ayda bir, altı ayda bir endokrinoloji ve dahiliyeci pek çok doktorun elinden geçmişim bu süreçte.

Ama bir zahmet bu tehlikeyi görüp de beni uyarıp da hemotolojiye yönlendirmemişler.

Doktorlara yazınca yazdı oluyoruz!

2018’de başını kaldırmaya başlamış değerlerim.

2020’ye kadar küçük de olsa artış devam etmiş.

Tabii bu küçük artışlar enfeksiyon kaynaklı da olabileceği için lösemi akla hemen gelmiyor.

Fakat 2020 sonrası 5’er, 10’ar artışla 4 yılda normalin 2 katına çıkmış, sınır 40 ise o olmuş 80.

Yani bu isyancı-istilacı-işgalci hücrelerin yarattığı sorunla tanışalı 4 sene olmuş da haberim yokmuş.

Ya işte böyle sayın okurlar.

Canım Türkiyemde insan hayatına verilen değer bu işte!

Devasa hastanelerin olsa ne yazar, içinde yeteri kadar sağlık olmadıktan sonra!

Görkemli adalet saraylarınız olsa ne, olmasa ne, içinde ne kadar adalet var, asıl ona bakmak lazım?!

İsterseniz dünyanın en büyük camileri bizde olsun, içinde din, ahlak yoksa neye yarar?

Kan değerimdeki aşırı yükselmeyi görmeyen görüp de uyarmayan doktorun diplomasından şüphe etmek gerekmez mi?

Sağolsun varolsun bu durumu ilk fark eden, devlet hastanesinde pek çok doktorun göremediğini gören 2 yıllık aile hekimim Betül Öztürk oldu.

Geçen yıl diyabet kontrolü için verdiğim kanda gördü bu sorunu.

Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır.

Hatta beni daha erken uyardı da ben önemsemeyip biraz geç üzerine gittim olayın.

Aslında kendi kendimizin doktoru olmalıydık bunu ben yakalamalıydım.

Dolayısıyla kabahatin bir kısmı da bende tabii ki!

UMMADIĞIN TAŞ BAŞ YARAR!

 Kan değerlerinizi mutlaka takip edin.

Hatta ilk önce ona bakın, o bölüm doktorunuzun dikkatine mazhar olmuyor, olamıyorsa onu ısrarla uyarın,

İlla belirti vermesi şart değil.

Çeşit çeşit lösemi var, benimki gibi sinsi ve yavaş ilerleyen bir türüyle karşılaşmanız işten bile olmaz.

Bu yazıyı yazmamdaki amaç da zaten toplumu bilgilendirmektir, uyarmaktır, benim başıma gelen başkasının başına gelmesin diyedir.

Kendimi anlatma meraklısı değilim.

Bu bir “kendinize iyi bakın, sağlığınıza dikkat edin, ben yandım siz yanmayın, ibret olsun” yazısıdır.

İYİMSER OLMAK LAZIM!

 Fikirleri dönemin iktidarlarının hoşuna gitmediği için yıllarca hapis yatan ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in şiirindeki gibi bakabilsek keşke dünyaya.

Kardeşim;

Sonu tatlıya bağlanan kitaplar gönderin bana

Uçak sağ salim inebilsin meydana

Doktor gülerek çıksın ameliyattan

Kör çocuğun açılsın gözleri

Delikanlı kurtarılsın kurşuna dizilirken

Birbirine kavuşsun yavuklular

Düğün dernek yapılsın hem de

Susuzluk da suya kavuşsun

Ekmek de hürriyete

Kardeşim

Sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana

Onların dedikleri çıkacak

Eninde de sonunda da.

KANSER PATLAMASI!

 İşte size bu konuya dikkat etmenizi gerektirecek çok önemli bir husus daha;

Dünya Sağlık Örgütü kısa bir süre önce kanser vakalarında 2050’ye kadar yüzde 77 artış yaşanacağı, kanser hastası sayısının 35 milyonu aşacağı konusunda uyarıda bulundu.

Dünyada her yıl 20 milyon kişi kansere yakalanıyormuş.

10 milyon kişi de bu yüzden hayatını kaybediyormuş.

Ülkeleri yönetenlerin hemen bu konuyu en öncelikli iş kabul edip harekete geçmeleri lazım ama nerde o günler onlar genelde su akarken kabımızı dolduralım telaşındalar.

Başımızın çaresine bakacağız ona göre herkes ayağını denk alsın!

GIDA TERÖRÜ, STRES VE AŞI

 Değerli hocam bunun sebebi yok dese de (belki sonradan yapacağını söylediği genetik taramada çıkacak bir şey suçu genlerde bulacak ya neyse) ben piyasada cirit atan sahte, ilaçlı ve hileli gıdalarla stresin ve bir de korkudan alelacele olduğumuz Kovid aşılarından şüpheleniyorum.

İklim değişikliği, küresel ısınma, çevre, hava ve su kirliliği de dünyayı yaşanmaz hale getiren sorunlar arasında.

İnsan ilişkileri bile (istisnalar dışında) genelde menfaate dayanıp kirlendi.

Hayat pahalılığı, hak, hukuk, adalet ve gelecek kaygısı, borç, harç.

Paçalarımızdan stres akıyor.

Yediğimiz, içtiğimiz belli değil.

Saldım çayıra, mevlam kayıra!

Bu ortamda kanser olmak değil, olmamak zor!!!

DİĞER YAZILARI HATADAN DERS ÇIKARMAK! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 SEÇİMLE İMTİHAN! 01-01-1970 03:00 LİYAKAT KAZANDI! 01-01-1970 03:00 DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! 01-01-1970 03:00 Nasıl bir belediye istiyoruz? 01-01-1970 03:00 BEN DE ADAYIM! 01-01-1970 03:00 SEL GİDER CAMI KALIR! 01-01-1970 03:00 DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! 01-01-1970 03:00 PARTİZANYA! 01-01-1970 03:00 EKMEK Mİ, ASFALT MI? 01-01-1970 03:00 İÇİMİZ BOŞALDI! 01-01-1970 03:00 MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? 01-01-1970 03:00 VİZYON BUDUR İŞTE! 01-01-1970 03:00 KOLTUĞU KORUMA YASASI 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ 01-01-1970 03:00 BİZİM GASPIRALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN… 01-01-1970 03:00 ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! 01-01-1970 03:00 HERKESE EŞİT SU! 01-01-1970 03:00 SUSUZLUĞA DAİR… 01-01-1970 03:00 ARAP SAÇI!.. 01-01-1970 03:00 BAŞIBOŞLUK OLURSA… 01-01-1970 03:00 AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! 01-01-1970 03:00 HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 01-01-1970 03:00 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! 01-01-1970 03:00 YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! 01-01-1970 03:00 MÜSTAHAK BİZE! 01-01-1970 03:00 KÖK MAAŞIN KÖKÜ 01-01-1970 03:00 CEHALETLE SAVAŞ 01-01-1970 03:00 YETER Kİ EZAN SUSMASIN! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? 01-01-1970 03:00 GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! 01-01-1970 03:00 AL SANA YÜZDE 25 01-01-1970 03:00 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN 01-01-1970 03:00 MAZBATASIZ VEKİL 01-01-1970 03:00 YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! 01-01-1970 03:00 İSTİKRAR BUYSA… 01-01-1970 03:00 BU İŞTE BİR İŞ VAR 01-01-1970 03:00 OLMAK YA DA OLMAMAK 01-01-1970 03:00 SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR 01-01-1970 03:00 ANKARA’YA 2 BİLET 01-01-1970 03:00 DİLE BENDEN NE DİLERSEN 01-01-1970 03:00 NABER SAYIN BAŞKAN? 01-01-1970 03:00 SEN BEN KAVGASI 01-01-1970 03:00 İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN 01-01-1970 03:00 HAYATIMIZ DEPREM 01-01-1970 03:00 ÖMÜR TÖRPÜSÜ 01-01-1970 03:00 Bİ KERECÜK DAHA 01-01-1970 03:00 SEÇİM HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 01-01-1970 03:00 2022’YE VEDA ŞİİRİ 01-01-1970 03:00 DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA OLMAZ! 01-01-1970 03:00 BİZİM NEYİMİZ EKSİK? 01-01-1970 03:00 BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ 01-01-1970 03:00 KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ 01-01-1970 03:00 SAĞLIK BEKLEMEZ 01-01-1970 03:00 DAVA ADAMI 01-01-1970 03:00 KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! 01-01-1970 03:00 SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? 01-01-1970 03:00 EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI 01-01-1970 03:00 İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! 01-01-1970 03:00 YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN 01-01-1970 03:00 FIRSATÇILIK 01-01-1970 03:00 99 YILDIR YAZIYOOOOR 01-01-1970 03:00 PARAN KADAR KONUŞ 01-01-1970 03:00 SOKAKTAN BİLDİRİYORUM 01-01-1970 03:00