“Ama onlar Demirtaş’ı serbest bırakacaklar” dedi.
“Tamam, gidişattan biz de memnun değiliz ama başka oy verecek kimse mi var” diyen pazarcı teyzeyi korkuttukları Demirtaş basında çıkan ve yalanlanmayan haberlere göre; geçenlerde Edirne’de tutulduğu hapisten gizlice çıkarılarak helikopter aktarmalı özel jetle Diyarbakır’a götürüldü, kalp krizi geçiren babasını ziyaret etti.
Zamlarda ve her türlü olumsuzluklarda olduğu gibi bunu da sanki işbaşında onlar varmış gibi muhalefetin üzerine yıkarlarsa şaşırmamak lazım.
Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonun altında ezilen ve elim kırılsaydı da vermeseydim noktasına gelen vatandaşın gözünü HDP ile terör ile korkutuyorlar.
Diyorlar ki; Bizim dışımızda başka birisine verirseniz terörü desteklemiş olursunuz.
Yandaşlık görevini itinayla yapan iktidar medyasının gece gündüz nakış gibi işlediği bu propagandanın az veya çok işe yaradığı görülüyor.
Üzülerek söylüyorum; Bu algı operasyonlarıyla yıllardır beyinleri yıkana-yıkana bu duruma gelen insanlar var.
MAZERETİM VAR
Köylü pazarında yem fiyatlarındaki artıştan yakınan sütçü teyzeye “iyi işte, önümüzdeki seçimde siz de ona göre tercih yaparsınız” deyince, hemen yanındaki orta yaşlı pazarcı teyze söze karıştı ve aynen başta yazdığımı dedi.
Oy verecek ama bahanesi var.
HDP’yi CHP’nin başını çektiği 6’lı masanın ortağı sanıyor teyzem.
Halbuki onlar başka sulardalar; resmiyette Emek, TİP ve TÖP gibi başka 6 parti ile ittifak yapıyorlar.
Ama kafalara işlemişler bir kere.
A benim teyzem ne çabuk unuttun, çözüm sürecinde kim kiminle masaya oturdu, hatırlasana.
Hem sonra daha geçenlerde iktidar partisinden bakanlı bir heyet mecliste HDP’nin kapısını çaldı, elini sıktı, görmedin mi?
ELE VERİR TALKINI
Aslında kimsenin kimseye bir şey deme hakkı yok.
Tencere dibin kara, seninki benden kara.
Bu partinin koluna girmeyen mi kaldı.
Kimse ülkesini teröre, teröriste bırakmaz, teslim etmez, edemez.
Ülkemiz mevzu bahisse gerisi teferruattır, akan sular durur.
HDP terörist midir, terör destekçisi midir, Pkk ile bağı var mıdır, yok mudur?
Selahattin Demirtaş’ın bu işlerle ilgisi, alakası nedir, ne değildir?
Bunlar yargının işidir.
Varsa bir suçları ceremesini çekerler.
MUHALEFETİN ENGELİ
Bugün yaşadığımız krizin 2001 krizinden, 20 yıl önceki hayat pahalılığından, geçim sıkıntısından, o zamanki ekonomik dalgalanmadan ne farkı var?
Bana göre eksiği yok, fazlası var.
Valla benim hissettiğim bugün daha kötü durumda olduğumuzdur.
Hatırlayın; O zaman faturayı iş başındaki üç partili koalisyona kesen vatandaş bu partileri yer ile yeksan etmiş, hepsini barajın altına atarak cezalandırmıştı.
Koalisyonun büyük ortağı DSP yüzde 20’lerden bir anda yüzde 1’lere düşmüş, siyaset sahnesinden silinmişti.
Aynı şey, yani büyük düşüş önümüzdeki seçimde bugünkü iktidarın başına gelir mi?
Bana sorarsanız bırakın hukuk ve insan hakları alanındaki ihlalleri-adaletsizlikleri, haksızlıkları sadece ve tek başına ekonomiden dolayı gelmesi gerekir ama bu uzak bir ihtimal.
KİME VERECEĞİZ
Sebebi şu;
Köylü pazarında alışveriş yaparken pazarcılarla her zaman sohbet ederim.
Kimi sudan, kimi market fiyatlarından, kimi elektrikten, kimi kiralardan kısaca hepsi hayat pahalılığından şikâyetçi.
Tamam “biz de memnun değiliz ama kime vereceğiz, verecek kimse mi var” noktasındalar.
Bu noktada olan vatandaşta genel eğilim değiştirmekten yana ama yerine koyacak kimseyi bulamıyor.
Ki bunu diyenlerin çoğu daha önce bu iktidara oy vermiş seçmenler.
Muhalefeti neden mi beğenmiyorlar?
En büyük sebebi HDP:
HDP’yi terörle, teröristlerle bir tutuyorlar ve 6’lı masayı oluşturan muhalefeti de onlarla birlikte olmakla suçluyorlar.
SİYASET İCABI
İyi ama bu o kadar basit mi?
Terörü desteklemenin yasalarımızda ağır cezaları var.
Bunu siyasetçiler yaparsa partileri kapatılır, kendilerine de siyasi yasak ve hapis verilir.
Kendini bilen kimse buna cesaret dahi edemez.
Eden olursa hukuk gereğini yapar.
Partilerin zaman zaman birlikte görüntü vermelerinin sebeplerinden biri; herkesin birbirinden faydalanmaya, birbirinin seçmeninden destek almaya çalışıyor olmasıdır.
Bakın partilere, liderlere, geçmişte birbirine demedik laf bırakmayan, kanlı bıçaklı olanlar bugün can ciğer kuzu sarması olabiliyor.
Bunlar siyaset icabı yapılan şeyler.
Olan biten budur.
İSTANBUL HAZIMSIZLIĞI
CHP ve ittifak ortaklarının, İstanbul seçimlerini HDP’nin desteğiyle iktidarın elinden alması, aradan geçen 4 yıla yakın zamana rağmen ne yazık ki halen daha sindirilebilmiş değil.
HDP ile birlikte anılma durumu, iktidar medyasının dezenformasyonuyla, pompalamasıyla 6’lı masanın üzerine, özellikle CHP’ye yapışmış durumda.
Hiçbirşeyden haberi yok sandığımız yaşlı teyzeler, anneler, nineler, bacılar iktidar medyasının ağzıyla konuşarak muhalefete tavır koyuyor.
Bu seçimde bana göre ekonomik sorunlardan dolayı iktidarın oyunun düşmesi kaçınılmaz.
Ama bu düşüş işte bu sebeple, yani vatandaşın kafasında oluşturulan terör endişesinden dolayı DSP gibi aniden “yere çakılma” şeklinde olmaz diye düşünüyorum.
KAFALARI KARIŞTIRIYORLAR
Başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere 6’lı masa diye tabir edilen ittifakın seçimde karşısına çıkacak en büyük engel bu terör yaftasıdır.
Buna şimdiden ikna edici bir cevap bulsalar iyi ederler.
“Çözüm sürecinde kim kiminle masaya oturdu?” deseler bile yeter aslında.
Üstelik kısa bir süre önce, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın da yer aldığı AK Parti heyeti, başörtüsü konusunda hazırlanan anayasa değişikliği teklifine ilişkin Meclis’te HDP grubunu ziyaret etti.
Bakın “tu kaka” denilen bu partiyle iktidar da görüşüyor, ondan destek istiyor.
“Ama onlar Demirtaş’ı serbest bırakacaklar” diyen teyzem senin de gördüğün ama anlamadığın bu şeyler oy hesabıyla siyaset icabı yapılan şeylerdir.
Korkma;
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti bu güne kadar ne Demirtaşlar gördü de bana mısın demedi!
SANA NE DÜNYADAN
Pazarda sadece Demirtaş, HDP, terör konuşulmuyor, hayat pahalılığı deyince de garip bir şekilde şöyle savunmaya geçenler var;
“Evet, ama bütün dünyada var!”
Bunlar da ayrı bir alem!
Yahu sana ne dünyadan, sen kendine baksana!
Dünyada da var deyince bizdeki sorun çözülmüş mü oluyor?
Bırakın kardeşim böyle saçmalıkları.
Bu enflasyonist ortamda ayakta kalabilmek için pazarda yarı fiyatına satılan ezik-bozuk, yaralı-bereli çıkma sebzenin ve her hafta zincir marketlerdeki indirimli ürünlerin yolunu gözleyenler, bunlara mahkum olanlar var.
Şimdi bunlar da sırf siyasi karalamaya ve avantaj elde etmeye dönük olarak ortaya atılan ve ilmek-ilmek dokunarak muhalefetin üzerine ustaca yapıştırılan terör yaftasına kanarlarsa…
Ne diyebiliriz ki;
Kendi düşen ağlamazdan başka!