Kaldırımda yürürken aniden yanımdan rüzgâr gibi değil, fırtına gibi de değil (abartısız söylüyorum) jet gibi bir şey geçti.
Korkuyla ve can havliyle ani bir refleksle yana çekilmesem beni hızar gibi biçecekti.
Arkasından bakakaldım ve peşinden dikkat etsene diye bağırdım.
Bisikletliler trafikte kendilerine saygı gösterilmesini istiyorlar ya kendilerinin yayalara saygısı var mı acaba?
Yayalara saygıları olsa kaldırımda, yani yaya yolunda ne işleri olur ki?
Son anda fark etmesem tam bodoslamadan daldıydı bana.
Kafa, göz yarılmış, kolum, bacağım belki de kaburgalarım kesin kırılmıştı.
Belki de ölmüştüm.
Bir yanda motosikletlerle bisikletler diğer yanda skoter denilen mini motosikletler.
Hendekyanı caddesinde Adil’in Çay Bahçesinin önündeki kaldırımda az daha bunların azizliğine uğruyordum.
HÜKÜMET CADDESİ DAHA KÖTÜ
Trafiğe kapalı, yayalara açık Hükümet Caddesi de aynı durumda.
Burada da cirit atıyorlar.
Zırt diye yanınızdan geçiveriyorlar.
Bu ne ilgisizlik, bu ne sorumsuzluk?
Bu ne düzensizlik, bu ne kuraltanımazlık?
Memleket başı boş mu?
Birisi de çıksın da bu teröre bir dur desin be kardeşim!
Bunlar ayrı bir alem, başı boş köpekler ayrı bir alem
Kızışma dönemlerinde gruplar halinde çete gibi geziyorlar.
Ve çok tehlikeli oluyorlar.
Geceleri uzak yerlere, ıssız sokaklara gidin de göreyim sizi.
İnternet haber sitelerine girin bakın, yurdun dört bir yanından, başta çocuklar olmak üzere insanlara köpek saldırısı haberleri var.
Aman ha motosiklet, bisiklet, skoter ve başıboş köpeklere dikkat edin.
Gözünüzü hastanede açmanız işten bile değil!
TRAFİK KARMAŞASI
Trafik düzensizliğinin önüne bir türlü geçilemedi.
Park yasağı olan ne kadar cadde ve sokak varsa hepsi işgal altında.
Halatçıyaması’nda oldukça yaygın olan park yasağı ihlallerine polis “şeritli” önlem aldı.
“Trafik polisi, girilmez” yazılı şeritleri bile kenara çekip park ediyorlar, iyi mi?
Anladığım kadarıyla polisler “zaten ekonomik sıkıntı var, bir de biz ceza yazmayalım” diye töleranslı davranıyorlar ama anlayan yok.
Park yasağını ihlal etmeyi alışkanlık haline getirenler cezaya “gel anam gel” diyor.
Kuraltanımazlık konusunda bu kadar arsız olunmaz be kardeşim.
Park yasaktır tabelasının altında bile park var.
Trafiğe kapalı, yayalara tahsisli Hükümet caddesi skoter, motosiklet ve bisiklet caddesi olmuş.
Bu sorun da ciddi bir müdahaleye muhtaç.
Bir de bangır-bangır müzikle gezen görgüsüzler var ki onlar da ayrı bir mesele.
Valla ben polisin yerinde olsam her Allah’ın günü sabahtan akşama kadar durmadan ceza keserim.
Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Var mı bunun başka bir izah tarzı?
AVUKAT ENFLASYONU
Türkiye Barolar Birliği’nin verilerine göre ülkede son bir yılda avukat sayısı 17 bin 321 artarak 160 bin 651 oldu.
Avukat sayısında yaşanan 17 binlik artış, aynı zamanda son beş yılın da en yüksek artışı olarak kayıtlara geçti.
Türkiye’de 86 hukuk fakültesi var.
Bunlar her yıl 10 binden fazla mezun veriyor.
Hukuk fakültesi açmak marifet değil ki.
Marifet bu açılışları belli bir plan ve program dâhilinde yapmaktır.
Bu enflasyon bu mesleği yürütenleri ekonomik olarak olumsuz etkiler.
Hukukçularla aynı görüşteyim; “Bundan sonra hukuk fakültesi açılmamalı. Niteliksiz olanlar da kapatılmalı”
NOTER KRİTERİ GETİRİLMELİ
Bartın Barosu geçen ocak ayında 69’u erkek, 75’i kadın toplam 144 avukata ulaştı.
Ocaktan bu yana birbiri ardına yeni avukat büroları açıldı.
Bartın Gazetesi en son açılışla avukat sayısının 153 olduğunu yazdı.
Yani 200’e doğru koşar adım gidiyoruz.
Ama bu yazdıklarımız sadece avukatlar için değil eczacılar için de geçerli.
Aynı şekilde Bartın’da eczane enflasyonu da var.
Bu mesleklerde faaliyet konusunda aynı Noterler de olduğu gibi bir kriter olmalı.
Her noterliğin yetki çevresi içindeki nüfus, iş yoğunluğu ve noterlik gelirine bakılıyor ve faaliyete buna göre izin veriliyor ya avukatlarla eczacılar için de böyle olmalı.
Nasıl Bartın merkezde 4. Noter açılamıyorsa belli bir sayıdan sonra avukat ve eczaneye de izin verilmemesi gerekir.
Ama devenin kanburu misali neyimiz doğru, neyimiz planlı programlı ki bu olsun!
KONYA’YA MI BAĞLANALIM?
Konya Büyükşehir Belediyesi, 31 ilçede faaliyet gösteren ve 30’un üzerinde lisanslı sporcusu olan amatör spor kulüplerine malzeme desteğinde bulundu.
Başkan Uğur İbrahim Altay, bu yıl amatör spor kulüplerine 10 milyon liralık malzeme desteğinde bulunacaklarını söyledi.
Başkan Altay, “Konya Büyükşehir Belediyesi olarak 2020 yılında amatör spor kulüplerimize 1 milyon liralık destekte bulunmuştuk. 2021 yılında bu desteğimiz 8 milyon liraya çıktı. İnşallah bu yıl 10 milyon liralık bir destekte bulunmuş olacağız. Sadece bugün yaptığımız malzeme desteğinin bedeli 6,5 milyon lira” dedi.
Amatör spor kulüplerine belediyelerin yanı sıra Özel İdareler de destek veriyor.
Bu destekler Bartın’da da sağlanıyor.
Ama bizim iki kurumun desteğini toplasanız sadece Konya Belediyesinin tek başına yaptığı yardımın yanında devede kulak kalır.
DESTEK YETERSİZ
Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) Başkanı Turgut Altınçubuk ile her gün konuşuyoruz.
Bu kadar sık görüşmemizin sebebi sadece dostluğumuzun çok eskiye dayanması değil aynı zamanda ofisinin yürüyüş güzergâhımın üzerinde bulunması.
Okulak Mahallesinin muhtarlık görevini de yürüten Altınçubuk Bartın’da amatör spora verilen desteğin (para, malzeme, tesis) yetersiz olduğunu söylüyor.
Valla sayın başkan senin yerinde olsam Konya’da sadece belediyenin tek başına 10 milyonluk yardım yapmasına ilişkin gazete haberleriyle bir basın toplantısı yapar, masaya yumruğumu vurur, “Konya’ya mı bağlanalım” diye veryansın ederdim.
Bartın’da ASKF’ye bağlı 13’ü futbol, diğerleri farklı branşlarda olmak üzere toplam 25 faal spor kulübü var.
Bu kulüplerin çoğunda faal lisanslı sporcu sayısı 30’u bile bulmuyor.
Bartın Belediyesi kulüplere dağıtılmak üzere ASKF’ye geçen yıl 30 bin lira nakit para vermiş
Özel İdarenin bu yıl ki malzeme desteği 100 bin liracıkmış.
Geçen sene 100 lira olan top bu sene 350 lira.
İKİNCİ SAHA NE OLDU?
13 futbol kulübüne 15 çift krampon, 15 antrenman topu, 20 antrenman eşofmanı, 20 yağmurluk için liste yapılmış verilmiş Özel İdareye.
1 antrenman penyesi 100 lira, 1 antrenman eşofmanı 250 lira.
Üstelik bunlar kalitesiz, yani en ucuzu.
Biri 30 bin lira vermiş, diğeri 100 bin liralık malzeme veriyor.
Bu kadarcık para, bu kadarcık malzeme bu kadar kulübün yarasına merhem olur mu?
Sadece Konya değil ki bizim ayarımızdaki pek çok il bile bizi destek konusunda yaya bırakıyor.
Turgut abi kıyımsız, sabırla bekliyor.
Bekle Allah bekle, ne zamana kadar?
Ömertepesi’ne ikinci saha işi bile yılan hikâyesine döndü.
Hani söz vermişlerdi?
Hani programdaydı?
Ne oldu?
Sporu, futbolu Bartın’da böyle mi geliştireceksiniz?
Yollarda, kafe-kahve köşelerinde, okey masalarında sigara tüttüren gençleri görmüyor musunuz?
Gençleri zararlı alışkanlıklardan böyle mi koruyacaksınız?
Konya’da sadece belediye tek başına 10 milyonluk destek sağlarken Bartın’ın Özel İdare ve Belediye olarak en az bir milyonluk destek sağlaması gerekmez mi?
Spora üvey evlat muamelesi yapmaktan ne zaman vazgeçeceğiz?