İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN

Arif ÜÇLER

22-02-2023 18:19

Paraya mı sıkıştınız, illa imar affı mı yapacaksınız?

Usulsüz yapılaştığı için iskân ruhsatı alamayan vatandaşa dersiniz ki; kardeşim ben seni belirli bir para karşılığında affedeceğim ama bir şartla; Bana benim binamın zemin etüdü sağlamdır, binam depreme dayanıklıdır diye kapı gibi rapor getireceksin.

Böyle deseydiniz, bu durumdaki binaları affetseydiniz para kazanmak için yaptığınız bu aflara çok bir şey söylenmezdi.

Bu hayati koşulları öne sürseydiniz ne olurdu?

Başvuru daha az olurdu.

Olsun varsın, bırakın elde edeceğiniz gelir yarı yarıya az olsun.

Parayı değil de vatandaşın can ve mal güvenliğini neden öncelemiyoruz?

Hadi böyle şeyler sizin aklınıza gelmiyor.

Etrafınızda bir sürü danışman var, bu arkadaşlar maaş almaktan ve sizi her yaptığınız işte alkışlamaktan başka ne iş yaparlar söyler misiniz?

KİMSE ÜSTÜNE ALINMIYOR

 Karar gazetesi “İlk istifa Haluk’tan” manşetiyle çıktı.

Ahbap Derneği Başkanı şarkıcı Haluk Levent deprem yardımı toplamada öne çıkıp ses getirince iktidar çevrelerinin hedefi olmuş ve çareyi “bize artık yardım göndermeyin” demekte bulmuştu.

Atılan manşet oldukça manidar.

10 vilayete zarar veren Maraş merkezli depremde yapılaşmadaki hatalar ve ihmaller olmasaydı ağır yıkımın önlenebileceğini öngörmek için uzman olmaya gerek yok.

Her şey gün gibi ortada.

Binlerce bina tuz buz, un ufak oldu.

Üstelik bunların içinde kurallara en başta uyması gereken kamunun binaları da var

Yazıyı yazarken hayatını kaybedenlerin sayısı 40 bini, yaralı sayısı da 100 bini geçmişti.  

Yıkık ya da ağır hasarlı bina sayısı da 150 bine doğru gidiyordu.

Yani karşımızda çok ağır bir fatura var.

SÜTTE LEKE VAR BİZDE YOK!

 Şu ana kadar kimse üstüne alınıp da alınması gereken önlemleri alamadık, vatandaşımızı koruyamadık, depreme hazırlıksız yakalandık, yapılaşmanın düzgün yapılmasını sağlayamadık, bilim insanlarının uyarılarını kulak arkası ettik, depremden sonra koordinasyon sıkıntısı yaşadık, anında müdahalede geciktik, kusurluyuz demedi.

Bırakın bunları demeyi-yapmayı, koltuğa daha sıkı yapıştılar.

Ne istifa var, ne de görevden alma.

Sel oluyor, heyelan oluyor yine öyle.

Deprem oluyor yine öyle.

Biz de çok hoşuz doğrusu.

İş mi şimdi bu dediklerimiz?

Mafyacıların siyasetçilerle iş tuttuk diye ifşaatta bulunmasına rağmen kimsenin istifa etmediği bir ülkede yıkıcı ve öldürücü bir depremden böyle bir sonuç beklemek çok fazla iyimserlik olmaz mı?

Rahmetli annem “oğlum kabahat daima ölendedir” derdi.

Haksızlığa, hukuksuzluğa, eşitsizliğe, adaletsizliğe, denetimsizliğe, tedbirsizliğe bundan daha iyi bir gönderme olabilir mi?

Ortada ödenmesi gereken ağır bir fatura var.

Öyle anlaşılıyor ki bu ödeme sandığa kalacak ve cezayı millet kesecek!

ARŞİV UNUTMAZ

 Bir asra tanıklık eden Bartın gazetesinin tarihi sayıları ibretlik belge niteliğinde.

2000 yılından bir manşet başlığı “4410 kaçak bina var”

Aradan 23 yıl geçmiş.

Son yıllardaki betonlaşma çılgınlığını da göz önüne alırsak bu sayı 10 bini rahat bulmuştur!

Son çıkan imar affıyla da kâğıt üzerinde bir güzel sıfırlanmıştır!

Kâğıt üzerinde sıfırlamakla bitse keşke.

Asıl sıfırlamayı doğa kendisi yapıyor.

İşte o zaman acı gerçek ortaya çıkıyor!

BİNALARA DEPREM TESTİ

 10 ilde büyük yıkıma yol açan Maraş merkezli deprem ülke genelinde bütün binaların depreme dayanıklılık testinden geçmesi gerektiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu.

Özellikle imar affından yararlanan binalardan başlamak üzere her bina kontrol edilerek güvenli hale getirilmeli ki nihayet artık bu hayati bir konu haline geldi.

Ancak bu testleri herkesin yaptırması ekonomik olarak mümkün olmayabilir.

Basında çıktı, bir testin 20 bin liradan başladığı yazıldı.

Malum ülkede ekonomik sıkıntı var.

Bu parayı veren olur, veremeyen olur.

Eğer topyekün sağlıklı bir sonuç almak istiyorsak, tavsiyem bu testlerin devlet eliyle ücretsiz veya cüzi bir ücretle yaptırılmasıdır.

Devlet nerelere para harcamıyor ki, buralara, böylesine hayati bir konuya harcamış çok mu?

EĞİTİM ŞART

 Ne geliyorsa başımıza eğitimsizlikten, eğitimdeki yetersizlikten, kalitesizlikten geliyor.

Salgın hastalıkta iki yıl kaybeden üniversite öğrencileri depremde sanki ilk kapatılacak yermiş gibi okullarından ve yurtlarından oldular.

Bu da doktoru, mimarı, mühendisi, hakimi, savcıyı uzaktan eğitimle mezun edeceğiz demek oluyor ki felakete resmen yaldızlı davetiye.

Hadi pandemi neyse de afetlerde bütün okulları tatil etmek yerine eğitimi aksatmayacak başka çözümler-tedbirler üzerinde durulamaz mıydı?

Depremler ve afetler ülkesiyiz ama depremi, afeti okullarda ders olarak okutmuyoruz.

Afet ve depremle yaşamayı öğrenme bilincini ilkokuldan başlayarak küçük yaşlardan itibaren aşılamamız gerekmez mi?

Eğitim şart.

Hem de her alanda şart oğlu şart.

Sokaklarda müziği son ses açarak dolaşan sürücülerin görgüsüzlüklerinin altında da eğitimsizlik-kültürsüzlük yatmıyor mu?

Eğitim de şart denetim de.

Depremlerdeki ağır yıkım bilinçsiz, kuralsız ve denetimsiz yapılaşmanın eseridir.

Disko araçlar örneğinde olduğu gibi toplumdaki düzensizlikler de eğitimsizliğin ve denetimsizliğin sonucudur.

Bu kafayla gidemeyiz.

Bu ayan beyan ortada değil mi?

ERZİN, TAVŞANCIL, BARTIN

 Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, üç ilçe hariç Hatay'ın her yerinde yıkım olduğunu söyledi.

Depremden etkilenmeyen üç ilçeden biri Erzin.

Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu vatandaşlarla kötü olmak pahasına hiçbir inşaat firmasının imar kanununa uymayan işine izin vermediğini söylüyor.

İşin sırrı işte burada!

Bir de Kocaeli Tavşancıl örneği çok konuşuluyor.

Bakın neler söyleniyor;

17 Ağustos 1999 depremi İzmit Körfezi'nde büyük can ve mal kaybına neden oldu. Ancak depremin merkezine çok yakın olmasına rağmen, körfezdeki bir yerleşim yeri, depremden neredeyse hiç etkilenmedi. Sonradan herkesin dikkatini çekecek olan bu yer, Tavşancıl'dı. Peki, 17 Ağustos depreminde neden Tavşancıl'da kimsenin "burnu bile kanamadı" ve hiçbir bina yıkılmadı?

BABASINA BİLE İZİN VERMEMİŞ

 Depremin meydana geldiği Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın üzerinde yer alan Tavşancıl'da hiç yıkım olmamasının sebebi beldenin 1989'da seçilen ve 2002'ye kadar görev yapan belediye başkanı Salih Gün'ün uygulamaları.

Tavşancıl’da yaşayan vatandaşlar "1989 yılında Salih Gün adında bir belediye başkanımız geldi ve buraya çok güzel bir imar bıraktı. Başkan sadece 2.5 kat çıkmaya izin veriyordu. O katın üstüne kimse çıkamıyordu. 1999 depreminde her yer yıkılırken sadece Tavşancıl sağlam çıktı. Babasına, amcasının oğluna, yakın arkadaşına, partilisine dahi fazladan kat çıkmasına izin vermedi. Sadece ailesine değil hiç kimseye izin vermedi” dediler.

Olay bu işte!

Hepimiz gördük; Maraş’ta etrafındaki binalar tuzla buz olurken İnşaat Mühendisleri Odası binasının camları bile kırılmamış.

Bir de pek çok köy evi gördük deprem bölgesinde, sadece duvarları çatlamış veya yıkılmış ya da en fazla çatısı göçmüş.

BİZDE KAÇ TANE ÖRNEK VAR?

 Hiç ölen ve yaralanan yok.

Çünkü evler ya tek katlı ya da en fazla iki katlı.

Hasarlı ama tek can kaybı bile olmamış.

Ölümler hep çok katlı evlerde.

Tavşancıl, Erzin, İnşaat Mühendisleri Odası binası, köy evleri…

İlime, bilime, tekniğe, kanunlara uyulursa ne olacağını gösteren çok çarpıcı örnekler bunlar.

1968’de yıkıcı bir deprem geçiren Bartın’dan böyle güzel örnekler verebilecek durumda mıyız?

Veya ne kadar verebiliriz?

Erzin ve Tavşancıl Belediye Başkanları gibi imar kanununa sıkı sıkıya bağlı deprem hassasiyetine sahip başkanlarımız var diyebiliyor muyuz?

HEPSİ YANLIŞ

 Deprem bölgesindeki kargaşadan istifade edip enkazlarda veya hasarlı evlerde altın, para ve değerli eşya çalarken yakalanan karaktersizlere polisin ya da vatandaşların bir araba dayak atarken çekilen görüntüleri var sosyal medyada.

Yanlışa yanlışla cevap verilmiş.

Ama siz siyasi irade olarak bu kişilere “acımasız olacağız” derseniz olacağı budur!

Hukuk devletinde böyle şeylerin yeri olamaz.

Yasalarımıza göre cezayı polis veya vatandaş veremez.

Bu görev ve yetki sadece ve sadece mahkemelere aittir.

Herkes kendi bildiğini yaparsa anarşi olur.

Aman ha!

DİĞER YAZILARI HATADAN DERS ÇIKARMAK! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 SEÇİMLE İMTİHAN! 01-01-1970 03:00 LİYAKAT KAZANDI! 01-01-1970 03:00 DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! 01-01-1970 03:00 Nasıl bir belediye istiyoruz? 01-01-1970 03:00 BEN DE ADAYIM! 01-01-1970 03:00 SEL GİDER CAMI KALIR! 01-01-1970 03:00 DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! 01-01-1970 03:00 PARTİZANYA! 01-01-1970 03:00 EKMEK Mİ, ASFALT MI? 01-01-1970 03:00 KLL… 01-01-1970 03:00 İÇİMİZ BOŞALDI! 01-01-1970 03:00 MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? 01-01-1970 03:00 VİZYON BUDUR İŞTE! 01-01-1970 03:00 KOLTUĞU KORUMA YASASI 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ 01-01-1970 03:00 BİZİM GASPIRALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN… 01-01-1970 03:00 ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! 01-01-1970 03:00 HERKESE EŞİT SU! 01-01-1970 03:00 SUSUZLUĞA DAİR… 01-01-1970 03:00 ARAP SAÇI!.. 01-01-1970 03:00 BAŞIBOŞLUK OLURSA… 01-01-1970 03:00 AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! 01-01-1970 03:00 HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 01-01-1970 03:00 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! 01-01-1970 03:00 YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! 01-01-1970 03:00 MÜSTAHAK BİZE! 01-01-1970 03:00 KÖK MAAŞIN KÖKÜ 01-01-1970 03:00 CEHALETLE SAVAŞ 01-01-1970 03:00 YETER Kİ EZAN SUSMASIN! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? 01-01-1970 03:00 GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! 01-01-1970 03:00 AL SANA YÜZDE 25 01-01-1970 03:00 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN 01-01-1970 03:00 MAZBATASIZ VEKİL 01-01-1970 03:00 YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! 01-01-1970 03:00 İSTİKRAR BUYSA… 01-01-1970 03:00 BU İŞTE BİR İŞ VAR 01-01-1970 03:00 OLMAK YA DA OLMAMAK 01-01-1970 03:00 SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR 01-01-1970 03:00 ANKARA’YA 2 BİLET 01-01-1970 03:00 DİLE BENDEN NE DİLERSEN 01-01-1970 03:00 NABER SAYIN BAŞKAN? 01-01-1970 03:00 SEN BEN KAVGASI 01-01-1970 03:00 HAYATIMIZ DEPREM 01-01-1970 03:00 ÖMÜR TÖRPÜSÜ 01-01-1970 03:00 Bİ KERECÜK DAHA 01-01-1970 03:00 SEÇİM HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 01-01-1970 03:00 2022’YE VEDA ŞİİRİ 01-01-1970 03:00 DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA OLMAZ! 01-01-1970 03:00 BİZİM NEYİMİZ EKSİK? 01-01-1970 03:00 BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ 01-01-1970 03:00 KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ 01-01-1970 03:00 SAĞLIK BEKLEMEZ 01-01-1970 03:00 DAVA ADAMI 01-01-1970 03:00 KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! 01-01-1970 03:00 SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? 01-01-1970 03:00 EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI 01-01-1970 03:00 İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! 01-01-1970 03:00 YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN 01-01-1970 03:00 FIRSATÇILIK 01-01-1970 03:00 99 YILDIR YAZIYOOOOR 01-01-1970 03:00 PARAN KADAR KONUŞ 01-01-1970 03:00 SOKAKTAN BİLDİRİYORUM 01-01-1970 03:00