EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI

Arif ÜÇLER

12-10-2022 11:03

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi'nde yaptığı konuşma tartışma konusu oldu.

Nebati’nin “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır” sözleri Türkiye’de uygulanan ekonomi politikasının heterodoks olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi.

Epistemolojik, heterodoks, neo klasik, nöro ekonomi…

Bu havalı kelimeleri halk arasında anlayan var mı?

Hiç sanmıyorum.

Enflasyonun yüzde 19’lardan yüzde 80’lere ulaşıp 1 yılda neredeyse 5 kat arttığı, son 1 yılda üretici fiyatlarındaki artışın yüzde 151,5, tarımda yüzde 142,4, konut fiyatlarında yüzde 173,8 olduğu bir ülke haline geldik.

Dünyada en yüksek enflasyona sahip 5'inci ülkeyiz.

Siz bize ne anlatıyorsunuz Nebati Bey?

Valla kusura bakmayın ama ben sizin sözlerinizi “millet bitik” olarak anladım.

Yani bence bunun Türkçesi bu.

Başta dar gelirliler olmak üzere halkın büyük bölümü hakikaten bitik durumda.

Bu seçimde bir kopuş kaçınılmaz gözüküyor.

Eeee, her şeyin bir vakti saati var Sayın Nebati.

Kopacağız inşallah bu sefer!

ACİL DURUM

 CHP’nin başörtüsü teklifini ve AKP’nin anayasa hamlesini değerlendiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı doğru bulmuyorum. Türkiye’nin çok acil çözüm bekleyen sorunları var” dedi ve bu sorunların başında da yerden göğe kadar haklı olarak ekonomiyi gösterdi.

Bu tartışmalar yapılırken Aleviler için şöyle bir açıklama yapıldı;

“Kültür ve Turizm Bakanlığımız kendi bünyesinde kuracağımız Alevi Bektaşi Genel Müdürlüğü cemevlerinin hizmetlerini tamamen yürütecektir.

Cemevlerinin aydınlatma, su, bakım onarım ve imar planlarındaki sorunlar bu şekilde çözülmüş olacak.

Cemevlerindeki inanç önderlerine istemeleri halinde kadro verilecektir”

Başörtüsü sorunu daha önce halledilmiş.

Alevilere gelince:

20 yıldır neredeydiniz demem gerekir ama önce şunu demek istiyorum;

Alevilerin bugün geldiğimiz noktada en önemli derdi bunlar mı?

Alevilerin evinde tencere kaynamıyor mu?

Onlarn geçim sıkıntısı yok mu?

Nüfusumuzun büyük bölümünün derdi bir türlü önlenemeyen hayat pahalılığı, enflasyon, fahiş fiyatlar olduğuna göre daha ne?

Kusura bakmayın ama ben başörtülü olsam, ben alevi olsam bu ekonomik koşullarda size bırakın oyu moyu, yağmurlu havada bir bardak su dahi vermem.

Önce ekonomiyi düzeltin.

Dar gelirliler perişan vaziyette.

Bakın buraya yazıyorum;

Ekonomiyi düzeltemediğiniz sürece ne yaparsanız yapın (isterseniz ağzınızla kuş tutun) hiç biri size oy olarak geri dönmez.

SEÇİM YATIRIMLARI

 Memurların ek göstergesi, taksitli konut, başörtüsü, Aleviler derken emeklilikte yaşa takılanların işi de tamammış.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, EYT düzenlemesi için "Biz 1999 öncesi işe girmiş olanların emeklilikte yaş yüzünden karşılaştıkları sorunu düzenleme çalışmasındayız. Aralık'ta Meclis'e intikal edilecek" dedi.

Diyelim ki bu sorun çözüldü ve birkaç milyon kişi daha emekli oldu.

Ama emekli olmaları EYT’lileri enflasyondan, fahiş fiyatlardan, hayat pahalılığından korumayacak ne yazık ki.

Ayrıca maaş zamları, ek gösterge ve EYT derken yükü iyice ağırlaşan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu işin altından naaıl kalkacak?

Bu arada yükseköğretim öğrencilerinin merakla beklediği KYK kredilerinin faizlerinin silinmesine yönelik yasa teklifi de torba yasayla yeniden gündeme geldi.

Bir de 15 Ağustos 2022’ye kadar icra takibi başlatılan 2 bin lira altındaki elektrik, su, doğal gaz ve telefon borçları silinecek.

Seçim yaklaştı, kesenin ağzı açıldı.

Yağmur gibi yağar artık.

İyi de kaynak nerede?

Olmayan parayı dağıtıyoruz şu anda.

Ekonomiyi böyle mi düzelteceğiz?

GELİR GİDERİ KARŞILAMIYOR

 Gelin hesap yapalım.

Bartın’da haftada 3 kere pazar kuruluyor.

Hadi Pazar gününü saymayalım.

Salı ve Cuma pazara illa ki gidiliyor.

Pazarda 10 liradan aşağıya ürün yok.

Ki artık 10 lira bile mecburen, mecburiyetten ucuz kabul edilmeye başlandı.

Fiyatlar kilogram başına ortalama 15-20 lira.

Bir pazar çantasını doldurmak için en az 200 lira harcamanız gerekiyor.

Haftada ikiden ayda 8 pazar masrafı.

Etti mi 1600 lira.

Haaa çıkma diye tabir edilen ve yarı fiyatına satılan (çürük çarık, ezik büzük) sebze meyve alırsanız, alabilirseniz bu rakamı yarı yarıya azaltabilirsiniz.

Gelelim markete.

Peyniriydi, zeytiniydi, yağıydı, tuzuydu, şusuydu busuydu derken en az 2 bin lira da oraya verdiniz diyelim.

Oldu mu 3600 lira.

En iyimser tahminle elektrik faturasının 300-500 lira, doğalgazın da senenin 6-7 ayı 1500-2500 lira arasında olduğunu varsayalım.

Yaptı mı 6000 veya 6600 lira.

ÖLMÜŞÜZ DE AĞLAYANIMIZ YOK

 Koy üzerine su parası, telefon faturası.

6500-7000’i bulduk mu?

Çocuğa okul harçlığı, giyim kuşam, saç baş, kira, araba varsa akaryakıt,  

Bulduk mu 10-12 bini, hatta 14 bini.

Son bir yılda pirinç yüzde 200, salça yüzde 400 zam görmüş.

Yumurtadaki artış da bu ürünlerle yarışıyor.

Diğerlerinin de bunlardan aşağı kalır yanı yok.

Maaşları açlık ve yoksulluk sınırının altında olan emekliler ve asgari ücretliler bu fiyatların altında ezim-ezim eziliyor da esnaflar, çiftçiler, memurlar çok mu iyi?

Hadi memurlar zamlarla ve gösterge artışlarıyla biraz daha az etkileniyor bu krizden diyelim, ama esnaflar ve çiftçiler emekliler ve asgari ücretliler gibi nefes alamaz durumdalar.

Biri anayasa diyor, diğeri başörtüsü.

Millet karnını doyurmanın derdinde, elektrik parası, gaz parası derdinde.

Çarşı pazar yanıyor.

Gelir gideri karşılamıyor.

Siz bize ne anlatıyorsunuz?

MUHTAÇLIK ÇOK ZOR

 Rahmetli annem “muhtaçlık çok zor” derdi.

Böyle demesinin sebebi şekerden dolayı bacakları kesildiği için hayatının son 13 yılını yatakta geçirmesiydi.

Yatalak olmak çor zordur çünkü tuvalet dahil bütün ihtiyaçlarınızı yatakta görmek zorundasınızdır.

Bakana da zor çekene de zor diye işte bunun için denir.

Kulağa küpe pek çok sözü olan annem koca kruvazör gemisiyle Amasra’yı ikinci adres yapan Rusları görse ne derdi acaba diye düşündüm.

Şu hale bakın; bazıları turizmi patlattık diyor, düğün bayram yapıyor.

Bir Amasra’yı Moskova ile kardeş şehir ilan etmedikleri kaldı.

Öyle ya para gelsin de nasıl ve nereden gelirse gelsin.

Yahu bunlar savaştan önce neredelermiş?

Gidecekleri başka yer kalmayınca mecburen Türkiye’ye geldiler.

Avrupa “gazım kesilir” diye korkmadı, turist gelmez diye de umursamadı, Rusya’ya yaptırım üzerine yaptırım uyguladı.

Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz sarmalındaki biz ise Mersin’deki nükleer santralin yapımı, doğalgaz ve turizm ile hava ve füze savunma sisteminin derdine düştük.

Ve bunun da adına “denge politikası” koyduk.

Ukrayna ile Rusya arasında denge politikası gözetiyormuşuz, iki tarafa da eşit mesafedeymişiz.

Aman ne iyi!

ZALİMLERİN ŞEFAATÇISI OLMAZ

 Ama mensubu olduğumuz din başka bir şey söylüyor.

Bakın bu konuda ne diyor kutsal kitabımız;

“Zâlimlerin hiçbir dostu ve sözü dinlenecek şefaatçısı yoktur.” (Mü’min sûresi, 18)

“Zulmedenlerin yardımcısı olmaz.” (Hac sûresi, 71)

“Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiş, onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye, haramlarını helâl saymaya sevketmiştir.” (Müslim, Birr 56)

“Sakın zulmedenlere en ufak bir meyil duymayın, sonra size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (Allah tarafından da) size yardım edilmez.” (Hud: 11/113)

Yahu Ruslar dünyanın gözü önünde Ukraynayı işgal ediyor, çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek demeden herkesi öldürüyor, toprak çalıyor, zulüm yapıyor görmüyor musunuz?

Mağdurun yanında dimdik durmazsak güçlüden değil haklıdan yana olduğumuzu nasıl gösterebiliriz?

Tarafsız kalarak mı?

Ne dengesinden söz ediyorsunuz.

Geçin bunları...

SAVAŞLARIN FATURASI

 Rusya bütün dünyanın gözü önünde tam 7 aydır asker sivil ayrımı yapmadan Ukraynalıları öldürüyor.

Kimse, hiçbir ülke bu katliamı durdurmuyor, durduramıyor.

Herkes seyirci.

İnsanlığımızdan utanmalıyız.

Rusya gibi saldırgan devletler ne yazık ki parayı halkının refahı, daha iyi ve sorunsuz yaşaması için değil savaşlarda harcıyor.

Günlük maliyeti 1 milyon dolar olan bir savaştan söz ediyoruz.

7 ayda kaç para eder hesap edin.

Bu parayı emeklisine, işçisine, çiftçisine, memuruna vermez, bu parayla yaşam kalitesini yükseltecek yatırımlar yapmaz, gider bir hiç uğruna, gösteriş uğruna, inat uğruna havaya atar, çöpe atar.

Savaşların faturası da böylece daha da yoksullaşan halka çıkar!

DİĞER YAZILARI HATADAN DERS ÇIKARMAK! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 SEÇİMLE İMTİHAN! 01-01-1970 03:00 LİYAKAT KAZANDI! 01-01-1970 03:00 DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! 01-01-1970 03:00 Nasıl bir belediye istiyoruz? 01-01-1970 03:00 BEN DE ADAYIM! 01-01-1970 03:00 SEL GİDER CAMI KALIR! 01-01-1970 03:00 DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! 01-01-1970 03:00 PARTİZANYA! 01-01-1970 03:00 EKMEK Mİ, ASFALT MI? 01-01-1970 03:00 KLL… 01-01-1970 03:00 İÇİMİZ BOŞALDI! 01-01-1970 03:00 MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? 01-01-1970 03:00 VİZYON BUDUR İŞTE! 01-01-1970 03:00 KOLTUĞU KORUMA YASASI 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ 01-01-1970 03:00 BİZİM GASPIRALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN… 01-01-1970 03:00 ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! 01-01-1970 03:00 HERKESE EŞİT SU! 01-01-1970 03:00 SUSUZLUĞA DAİR… 01-01-1970 03:00 ARAP SAÇI!.. 01-01-1970 03:00 BAŞIBOŞLUK OLURSA… 01-01-1970 03:00 AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! 01-01-1970 03:00 HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 01-01-1970 03:00 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! 01-01-1970 03:00 YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! 01-01-1970 03:00 MÜSTAHAK BİZE! 01-01-1970 03:00 KÖK MAAŞIN KÖKÜ 01-01-1970 03:00 CEHALETLE SAVAŞ 01-01-1970 03:00 YETER Kİ EZAN SUSMASIN! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? 01-01-1970 03:00 GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! 01-01-1970 03:00 AL SANA YÜZDE 25 01-01-1970 03:00 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN 01-01-1970 03:00 MAZBATASIZ VEKİL 01-01-1970 03:00 YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! 01-01-1970 03:00 İSTİKRAR BUYSA… 01-01-1970 03:00 BU İŞTE BİR İŞ VAR 01-01-1970 03:00 OLMAK YA DA OLMAMAK 01-01-1970 03:00 SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR 01-01-1970 03:00 ANKARA’YA 2 BİLET 01-01-1970 03:00 DİLE BENDEN NE DİLERSEN 01-01-1970 03:00 NABER SAYIN BAŞKAN? 01-01-1970 03:00 SEN BEN KAVGASI 01-01-1970 03:00 İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN 01-01-1970 03:00 HAYATIMIZ DEPREM 01-01-1970 03:00 ÖMÜR TÖRPÜSÜ 01-01-1970 03:00 Bİ KERECÜK DAHA 01-01-1970 03:00 SEÇİM HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 01-01-1970 03:00 2022’YE VEDA ŞİİRİ 01-01-1970 03:00 DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA OLMAZ! 01-01-1970 03:00 BİZİM NEYİMİZ EKSİK? 01-01-1970 03:00 BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ 01-01-1970 03:00 KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ 01-01-1970 03:00 SAĞLIK BEKLEMEZ 01-01-1970 03:00 DAVA ADAMI 01-01-1970 03:00 KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! 01-01-1970 03:00 SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? 01-01-1970 03:00 İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! 01-01-1970 03:00 YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN 01-01-1970 03:00 FIRSATÇILIK 01-01-1970 03:00 99 YILDIR YAZIYOOOOR 01-01-1970 03:00 PARAN KADAR KONUŞ 01-01-1970 03:00 SOKAKTAN BİLDİRİYORUM 01-01-1970 03:00