DİKKAT; KAYGAN ZEMİN!

Arif ÜÇLER

09-03-2024 21:33

    MHP-AKP adayı “ben iktidarın adayıyım, bana oy vermezseniz hizmet gelmez” siyaseti yapıyor ya  peki bu arkadaşın sırtını dayadığı MHP-AKP ittifakının seçimden sonra dağılmayacağı ne malum?

Diyelim ki dağıldı, o da gider MHP’den diğerine geçer geçmişte babasının (CHP’den ANAP’a) yaptığı gibi, bundan kolay ne var diyeceksiniz ki, haklısınız tabii.

İyi de AKP’nin ne kadar iktidarda kalacağı belli mi?

 Bana ve pek çok kişiye göre zaten uzatmaları oynuyor.

Bu enflasyonist ortamda, faize, dolara ve pahalılığa söz geçmeyen bu istikrarsız ve kırılgan yapıda, bu kaygan zeminde yerel seçimlerden başarısızlıkla çıktıklarını bir düşünsenize (ki sadece İstanbul’da kaybetmek bile onlar için başarısızlık görülüyor) bir iki yıl içinde erken genel seçime gidilebilir.

Ve inanın bu hiç sürpriz olmaz.

Valla arkadaş, “eğer bu adaya sadece iktidar adayı, hizmet gelsin” diye oy vermek istiyorsanız (hizmet gelmesi için böyle bir şart olmasa da) saydığım olasılıkları mutlaka dikkate alıp göz önünde bulundurun derim ben.

Bu sadece bir tavsiye tabii ki.

Paşa gönlünüz bilir.

Sonra hayal kırıklığına uğramayın da!

SANKİ BABASININ DUVARI!

 MHP-AKP adayı boş bulduğu her yere afiş, poster asıyor, yapıştırıyor.

Şahsına, yakınlarına ve taraftarlarına ait yerlerde bunu dilediği gibi yapabilir.

Buna kimse bir şey diyemez.

Kamuya ait ilana yasal olarak müsait olan yerlerde diğer adayların hakkını da gözeterek haksız rekabete yol açmadan yaparsa buna da kimse bir şey diyemez.

Ama sen gelip benim duvarıma, komşumun duvarına, başkalarının duvarına izin almadan resimlerini asarsan o zaman böyle bir yazıya yaldızlı davetiye çıkarmış olursun.

Sayın adayda babadan kalma çok arazi, bina, mal, mülk olduğunu biliyoruz.

Bunlarla ilgili rivayetlere girmek istemiyorum.

Sanıyorum belediyedeki koltukla birlikte bütün Bartın’ın kendisine babasından miras kaldığını sanıyor.

Bunun böyle olmadığını, başkasının duvarına afiş asmak, poster yapıştırmak için izin almak gerektiğini 31 Martta sayın halkımız kendisine hatırlatacaktır diye düşünüyorum!

Az kaldı!

NEREDEN GELİYOR BU DEĞİRMENİN SUYU?

 Bu afiş-poster işini o kadar abarttılar ki iktidar adayı seçimin en kuvvetli adayı ‘Halkın Rıza’sı’ Yalçınkaya’nın afiş ve posterlerinin önünü kendisininkilerle kapatarak güya avantaj elde etmeye çalışıyor.

CHP İl Başkanı İsmail Cem Akyol açıklama yaptı ve demokrasilere yakışmayan, örnekleri başka rejimlerde görülen bu absürtlüğe, bu haksızlığa, bu keyfiliğe tepki gösterdi.

Öyle anlaşılıyor ki bunlarda amaca ulaşmak için her yol mübah.

Yalçınkaya’nın ve muhalefetteki diğer adayların 100-200 afiş ve posteri varsa bunlarınkiler adım başı her yerde olduğuna göre en az 500 vardır.

Bu paralar nereden çıkıyor?

Ya kazanlar dolusu etli pilavların faturası?

Ve gazetecilere hatta gazeteciyim diyen herkese reklam ve abone bedeli adı altında hiçbir seçimde verilmeyen paralar?

Bu paraların kaynağı nedir?

Ve daha bizim bilmediğimiz neler var kim bilir?

Oluk gibi para harcanıyor.

Bunun ne kadarı belediyenin kasasından çıkıyor, adayın cebinden ne kadar çıkıyor, ne kadarı ittifaktan geliyor?

Hesap verebilir olmak, şeffaf olmak demokrasinin gereğidir.

Bu “değirmenin suyu nereden geliyor?” diye sormak hakkımız.  

Biraz şeffaf olurlar da açıklarlar mı acaba?

BENDEN SONRA TUFAN!

 MHP-AKP ittifakı işi öyle bir noktaya getirdi ki bu seçim sanki onlar için ölüm kalım meselesi!

Oy vermezseniz hizmet gelmez, hatta sizi selden bile koruyamayız demenin başka nasıl bir izahı olabilir ki.

Partizanlık eskiden de olurdu ama hem bu kadar değil hem de gizli kapaklı olurdu.

Bunların ki dik alası ve üstelik hiç de utanıp sıkılmadan “evet yapıyoruz” demekten de geri durmuyorlar.

Olup bitenler ayrımcılığın, insanları ötekileştirmenin ete kemiğe bürünmüş hali.

Adama sormazlar mı kardeşim siz kimin parasını kimden sakınıyorsunuz diye?

Nitekim Zafer Partisi Bartın Belediye Başkan adayı Yusuf Aksoy sordu.

Aksoy sosyal medya hesabından yaptığı yazılı ve sözlü paylaşımlarla tepkisini sert bir dille ortaya koydu.

Saadet Partisi İl Başkanı Mücahit Mekeç de tepki gösteren siyasiler arasındaydı.

Haberi önce yapıp sonra kaldıran meslektaşlarımız oldu.

Demek ki maddi manevi baskı gördüler ki (bu lafları edenlerden her şey beklenir), basına baskı mı yapmayacaklar?

Netice itibarıyla geldiğimiz noktada bu dönem bir yığın olumsuzlukla birlikte “oy yoksa hizmet de yok” tehditleriyle de anılacak, tarihe bir de böyle bir kara leke sürülecek!

Bir başka deyişle “bizden sonra tufan” diyorlar arkadaşlar.

İyi de özellikle 2019’dan beri tufanda değil miyiz zaten.

Daha ne kadar beter olabilir ki?!!

SARI KARTLAR HAZIR MI?

 Öyle sertlikler görüyoruz ve yaşıyoruz ki aslında kartın rengi çoktan kırmızı olmalıydı.

Genel seçimde bu fırsatı kaçırdı sayın halkımız.

Bu seçim iktidarı değiştirme seçimi olmadığı için sarı kartlık bir seçim.

Ülkenin hali, cebe girmeden eriyen maaşlar, bir türlü önlenemeyen hayat pahalılığı, emeklinin, asgari ücretlinin durumu ortada.

Başta büyük şehirler olmak üzere bu seçimde iktidarın başarısız olması demek “sarı kart” görmesi, yani “uyarılması” demek olacağı için halkımızın değerlendirme yaparken bunu da dikkate almasında fayda olacaktır!

NERDEN BAKSAN TUTARSIZLIK!

 Beyaz kan hücrelerimin kontrolden çıkması 2020’ye dayanıyor ama 2024’te haberim oluyor.

3 ayda bir, 6 ayda bir, çok sayıda doktor tarafından hastanede kan testinden geçirilmeme rağmen bunu görüp de bi zahmet bana söylemediler diye sadece doktorlara kızamıyorum.

Sistem doktorları bu hale getirdi.

Kapıda kuyruk var.

Bir hastaya en fazla 2-3 dakika ayırabiliyorlar.

Bu sürede şekerden, tansiyondan, tiroidden, vitaminden, ondan bundan bahsederden geçiyor.

Kanların olduğu bölümde hareketlilik varsa ve onu göz ucuyla görüyorlarsa da zaten enfeksiyondur diye üzerinde durmuyorlar.

Ki kanda bir şey varsa eğer önceki değerlerle karşılaştırma yapılması gerekir ki bu da temiz 10 veya 15 dakika eder.

Doktor bir hastaya bu süreyi ayırırsa kapıda millet birbirini boğazlar.

İşte AKP’nin “bizden önce şöyleydi bizden önce böyleydi” diye ballandıra ballandıra anlattığı sağlık sisteminin sağlığımızı getirdiği nokta bu.

Siyaseten en ücra yerlere kadar açılan tıp fakültelerinden yetişen doktorların yeterliliği bir yana hasta yoğunluğundan kaynaklanan sorunlar bir yana.

Arada olan vatandaşa oluyor.

Hangi vatandaşa?

Tabii ki dar gelirli vatandaşa.

Parası olan özele gidiyor, istediği sağlık hizmetini istediği gibi alıyor.

Sadece sağlık değil ki ekonomi başta olmak üzere bozuk olmayan ne kaldı ki?

İktidara geliş nedenlerini unutanlara bunu hatırlatacak olan yine halkın bizatihi kendisidir.

Bunun için şimdi sayın halkımızın önünde çok önemli bir fırsat var.

Bakalım algıların, çalgıların, dizilerin, filmlerin, narkozların, hipnozların etkisinden kurtulup da uyanıp da gerçekleri görebilecekler mi?

31 Martta göreceğiz!!!

LABORATUVAR

 Özellikle kan testlerinde laboratuvar doktorlarına büyük görev düşüyor.

Tetkiki isteyen doktorun gözünden kaçacağını düşünerek (nitekim benim başıma lösemi belasını saran olayda olduğu gibi kaçıyor) sonuçların altına veya üstüne işte neresiyle münasip bir yerine altını kırmızıyla çizerek önemli not şeklinde “bu değere dikkat” demeleri gerekir diye düşünüyorum.

İnsan sağlığı daha fazla önemi hak etmiyor mu?!

DİĞER YAZILARI HATADAN DERS ÇIKARMAK! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 SEÇİMLE İMTİHAN! 01-01-1970 03:00 LİYAKAT KAZANDI! 01-01-1970 03:00 DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! 01-01-1970 03:00 Nasıl bir belediye istiyoruz? 01-01-1970 03:00 BEN DE ADAYIM! 01-01-1970 03:00 SEL GİDER CAMI KALIR! 01-01-1970 03:00 PARTİZANYA! 01-01-1970 03:00 EKMEK Mİ, ASFALT MI? 01-01-1970 03:00 KLL… 01-01-1970 03:00 İÇİMİZ BOŞALDI! 01-01-1970 03:00 MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? 01-01-1970 03:00 VİZYON BUDUR İŞTE! 01-01-1970 03:00 KOLTUĞU KORUMA YASASI 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ 01-01-1970 03:00 BİZİM GASPIRALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN… 01-01-1970 03:00 ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! 01-01-1970 03:00 HERKESE EŞİT SU! 01-01-1970 03:00 SUSUZLUĞA DAİR… 01-01-1970 03:00 ARAP SAÇI!.. 01-01-1970 03:00 BAŞIBOŞLUK OLURSA… 01-01-1970 03:00 AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! 01-01-1970 03:00 HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 01-01-1970 03:00 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! 01-01-1970 03:00 YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! 01-01-1970 03:00 MÜSTAHAK BİZE! 01-01-1970 03:00 KÖK MAAŞIN KÖKÜ 01-01-1970 03:00 CEHALETLE SAVAŞ 01-01-1970 03:00 YETER Kİ EZAN SUSMASIN! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? 01-01-1970 03:00 GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! 01-01-1970 03:00 AL SANA YÜZDE 25 01-01-1970 03:00 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN 01-01-1970 03:00 MAZBATASIZ VEKİL 01-01-1970 03:00 YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! 01-01-1970 03:00 İSTİKRAR BUYSA… 01-01-1970 03:00 BU İŞTE BİR İŞ VAR 01-01-1970 03:00 OLMAK YA DA OLMAMAK 01-01-1970 03:00 SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR 01-01-1970 03:00 ANKARA’YA 2 BİLET 01-01-1970 03:00 DİLE BENDEN NE DİLERSEN 01-01-1970 03:00 NABER SAYIN BAŞKAN? 01-01-1970 03:00 SEN BEN KAVGASI 01-01-1970 03:00 İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN 01-01-1970 03:00 HAYATIMIZ DEPREM 01-01-1970 03:00 ÖMÜR TÖRPÜSÜ 01-01-1970 03:00 Bİ KERECÜK DAHA 01-01-1970 03:00 SEÇİM HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 01-01-1970 03:00 2022’YE VEDA ŞİİRİ 01-01-1970 03:00 DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA OLMAZ! 01-01-1970 03:00 BİZİM NEYİMİZ EKSİK? 01-01-1970 03:00 BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ 01-01-1970 03:00 KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ 01-01-1970 03:00 SAĞLIK BEKLEMEZ 01-01-1970 03:00 DAVA ADAMI 01-01-1970 03:00 KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! 01-01-1970 03:00 SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? 01-01-1970 03:00 EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI 01-01-1970 03:00 İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! 01-01-1970 03:00 YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN 01-01-1970 03:00 FIRSATÇILIK 01-01-1970 03:00 99 YILDIR YAZIYOOOOR 01-01-1970 03:00 PARAN KADAR KONUŞ 01-01-1970 03:00 SOKAKTAN BİLDİRİYORUM 01-01-1970 03:00