ANKARA’YA 2 BİLET

Arif ÜÇLER

07-04-2023 21:08

Doğduğunda kulağına “ya şehit ol ya gazi” diye değil de “hep aday ol” diye üflenmesinin de etkisiyle olsa gerek Bartın’ın il oluşundan itibaren yerelde ve genelde en çok seçime giren siyasetçisi olan Cemal Akın milletvekilliğine 2007 yılında çok yaklaşmıştı.

Akın bu seçimi rakibi Rıza Yalçınkaya’ya karşı 1153 oy farkla (yani al oradan 600 oyu koy bu tarafa) küçük bir oranla kaybetmişti.

Akın’ın en önemli özelliği kaybettiği seçimlerden sonra halka küsmeyip bir kenara çekilmeyip çalışmaya devam etmesidir.

Bunun da meyvelerini son üç belediye seçimini kazanarak toplamıştır.

Şimdi yeni bir hasada daha hazırlanıyor.

14 Mayıs seçimlerinde milletvekili olmak için kolları sıvamış durumda.

ENGELLİ KOŞU

 Yeni seçim kanununa göre bir partinin bulunduğu ittifak barajı geçerse o parti de barajı geçmiş oluyor.

Parti tek başına seçime girerse yüzde 7‘lik barajı aşmak zorunda.

Alın size “Zengin daha zengin fakir daha fakir” olma durumu daha. 

Diyeceksiniz ki neyimiz adaletli ki bu olsun.

Diyelim ki Akın’ın partisi MHP seçimde yüzde 3 veya 4 oy topladı.

İttifaktaki diğer partileri (AKP, BBP, YRP ile MHP) topladığınızda yüzde 7’lik ülke barajını çok rahat geçecekleri için baraj sorun olmayacak.

Böylece büyük bir engel ortadan kalkmış olacak.

Ancak milletvekili çıkarmak için ittifakın toplam oyu değil partilerin kendi aldıkları oy geçerli olacak.

Dolayısıyla Akın’ın 2 vekil çıkaran Bartın’da seçilebilmesi için geçmesi gereken bir büyük engel daha var, o da CHP.

Bundan önceki seçimlerde CHP hep MHP’nin önünde olduğu için bu da öyle hiç kolay değil.

Ama ittifak sayesinde baraj derdi olmaması büyük avantaj tabii.

En azından Akın’ın bu konuda kafası rahat.

TOPTAN FORMÜLÜ VERMİŞTİ

 İttifak demişken; ANAP’la DYP keçi gibi inat etmeyip tek bir çatı altında birleşseler ve seçime ANAYOL olarak girselerdi 2002’de 9.54 oy olan DYP ile 5.13 oyda kalan ANAP meclis dışı kalmamış olacaktı.

AKP 29.567, DYP 14.715, ANAP 8667 olarak sonuç veren Bartın’dan da meclise AKP’den 2 değil 1 temsilci gidecek, diğer vekilliği de ANAYOL’dan Mustafa Yelkenci veya Osman Turna alacaktı.

2002’de başlayan yeni dönemi doğuran siyasi ve ekonomik krizlerin sebebi olan istikrarsızlığa zemin hazırlayan merkez sağdaki işte bu dağınıklıktır.

ANAP ile DYP’nin birleşmemesi bu ülkeye, merkez sağa, bu partilerin hitap ettiği kesime yapılmış en büyük kötülüklerden biridir.

90’lı yılların ilk yarısında Köksal Toptan ile bir röportajımızdan çıkan haber “Toptan’ın ANAYOL formülü” başlığıyla Milliyet gazetesinin birinci sayfasından girmişti.

Köksal Bey ANAP-DYP birleşmesini savunanların başında geliyor, bu konudaki fikirlere, düşüncelere ulusal basın da büyük değer veriyordu.

BU DÖNEME ZEMİN HAZIRLADILAR

 Merkez sağın iki güçlü partisi birleşip daha güçlü olamayınca dağılma sürecine girmiş ve yer ile yeksan olmuştu.

Bakın şimdi ikisinin de yerinde yeller esiyor.

Fikirleri, zikirleri, programları, politikaları, hitap ettikleri kesim büyük ölçüde aynı, birbirinin adeta kopyası bu iki parti eğer birleşseydi 2002’de başlayan ve 21 yıldır devam eden bu dönemin önü açılmamış, bugün yaşadığımız bu sıkıntıları, ülkemizin geldiği bu açmazı-çıkmazı yaşamamış olacaktık.

Bu ülke ne çektiyse bölünmeden, ayrışmadan, itişmeden, kakışmadan çekti.

Şimdi aynısını bu seçime giderken solda görüyoruz.

Kişisel hesaplar ve iktidar hırsı bazı gözleri kör ediyor.

Pişmiş aşa su katılıyor.

Yazık, çok yazık!

ŞAHSİ OYLAR

 Bazı siyasetçilerden hep duyarız; “partimin şu kadar oyu var, benim şu kadar oyum var” derler.

Buna güvenerek seçime girenler olur.

Bu düşüncedeki adayların bu seçimde hayal kırıklığına uğrayacaklarını düşünüyorum.

Bunun sebebi de bu seçimde ekonominin, yani tencerenin belirleyici olacağıdır.

Milletin, özellikle nüfusun büyük bölümünü oluşturan dar gelirlilerin durumu hiç iyi değil.

Siz seçim-seçilme derdindesiniz, millet geçim derdinde.

O nedenle hiç hatır gönül aramayın.

Geçti o işler…

YURT DIŞI OYLARI

 Yurt dışında 3 milyon 47 bin 323 seçmen var.

Oy kullanılacak 15 yeni ülkede 16 bin 236 seçmen bulunuyor.

Örneğin Tanzanya'da 686, Afganistan'da 1.136 seçmen oy kullanma hakkına sahip.

Bu uygulamanın 1987 seçimlerinde başlatıldığını öğrendim.

Bence yanlış.

Yurt dışındaki Türkler burada olmadıkları için ülkenin sorunlarını bizzat yaşayarak hissetmiyorlar, görmüyorlar, bilmiyorlar.

Çoğunun durumu, ekonomik ve sosyal yaşamı da ayrıca bizden iyi.

Yani tuzu kuru sayılırlar.

Uzaktan ne halde olduğumuzu bilemezler ki.

Oy kullanmaları-kullandırılmaları, ülkenin kaderinde söz sahibi olmaları ne kadar doğru?

MUTLULUK BİZE NE KADAR UZAK?

 Büyük ölçüde Gallup Dünya Anketi'nden elde edilen yaşam değerlendirmelerine dayanan Dünya Mutluluk Raporu sıralamasına göre Finlandiya üst üste altıncı kez dünyanın en mutlu ülkesi oldu.

Raporda yaşam beklentisi, kişi başına düşen GSYİH, sosyal destek, yolsuzluk oranı, toplumda cömertlik ve önemli kararları verme özgürlüğü gibi ölçütler ele alındı.

Hollanda 5, İsviçre 8, Lüksemburg 9 ve Yeni Zelanda 10. sırada yer alan ülkeler oldu.

Avustralya 12, Kanada 13, İrlanda 14, Amerika 15, İngiltere ise 19. sırada yer alarak ilk 20'ye girmeyi başardı.

Her yıl aynı ülkeler ilk 20'de yer alma eğiliminde olsa da, bu yıl listeye yeni bir ülke girdi: Litvanya. Baltık ülkesi son 6 yılda istikrarlı bir şekilde tırmanarak 2017'de 52. sıradayken şu an 20. sıraya yükseldi. Diğer Baltık ülkeleri Estonya 31, Letonya ise 41. sırada yer alıyor.

Türkiye ise listede 106. sırada yer aldı.

Türkiye, Demokrasi Endeksi'nde 2022 yılında 167 ülke arasında 103'üncü sırada yer aldı. 10 puan üzerinden yapılan değerlendirmede Norveç, 9,81ile listenin zirvesinde bulunuyor. Yunanistan ise "en kayda değer genel iyileşmeyi" gerçekleştirdi.

Raporda "Türkiye'nin demokratik değerleri aşınmaya devam ediyor" başlığı atıldı.

Türkiye'de "demokrasinin ciddi şekilde sınırlandığı" belirtilen raporda "Seçimler genellikle özgür ve adil değil, medya sansüre tabi, hukukun üstünlüğü zayıf ve yolsuzluk yaygın." şeklinde değerlendirme yapılıyor.

Türkiye, basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 149'uncu sırada yer aldı (Basından)

Enflasyonu en yüksek ülkeler arasında da ilk 5’teyiz.

Gıda fiyatlarının en çok arttığı ülkelerde de açık ara birinciyiz.

İşte 21 yılda geldiğimiz nokta.

Halimiz pür melalimiz bu.

Hani Hans, George açlıktan ölüyordu.

Hani bizi kıskanıyorlardı.

Hani şahlanmıştık.

Hani uçuyorduk.

Atın ama bari destekli atın be kardeşim!

Hepimiz din kardeşiyiz!

Ayıp oluyor valla!

SOĞANIN TANESİ 7 LİRA, ENFLASYON 2.29

 Kuru soğanın kilogramı 25-30 lira oldu.

Teraziye biraz irilerinden 4-5 tane koysanız bir kilogram çeker, tanesi 7 liraya gelir.

Patates de ondan aşağı değil.

Bunu da görecekmişiz demek ki.

300 gramlık pidenin 10 liradan satışa verildiği Bartın’da fırınların önünde Ramazanın ilk günlerinde kuyruk vardı.

3-5 gün sonra kuyruk muyruk kalmadı.

Pide pahalı geldiği için dar gelirli vatandaş mecburen 5 liraya satılan ekmeğe yöneldi.

Kelle paça çorbası en son 50 liraydı, o da kim bilir kaç para oldu.

Eti, kıymayı gramla almaya başladık.

Sütü, peyniri, zeytini, yumurtayı ve diğerlerini sormayın, onlar aldı başını gitti zaten.

Hal böyle iken mart ayı enflasyonu 2.29 çıktı.

Yıllık enflasyon da 50,51’miş.

Aklımızla alay ediyorlar.

Bu rakamlara ilkokul çocukları bile kanmaz!

ATIŞ SERBEST

 16 milyon 425 bin araç geçiş garantisi verilen köprüden bir yılda sadece 2 milyon 200 bin araç geçti. Hazine, geçmeyen 14 milyon 225 bin araç için köprüyü yapan firmalara 251 milyon 782 bin 500 Euro yani bugünkü kurdan 5 milyar 86 milyon lira ödeme yapacak.

Hazine, Çanakkale Köprüsü için günlük 45 bin, yıllık 16 milyon 425 bin araç geçiş garantisi vermişti. Verilen garantide ise araç başı ücret 15 euro artı kdv olmuştu. Söz konusu rakama ulaşılamaması halinde, aradaki fark Hazine tarafından şirkete ödenecek

Hazine’ye 92,5 milyar lira yük getirdiği açıklanan Kur Korumalı Mevduat’ta Merkez Bankası’nın üstlendiği maliyet ise 89,9 milyar lira olarak hesaplandı. Kamunun 2022’deki toplam yükü, 181,5 milyar liraya ulaştı.

En düşük emekli aylığı tutarının 5 bin 500 TL’den 7 bin 500 TL’ye yükseltilmesi kararının bütçeye yükü 120,8 milyar lira olacak.  

Emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) ilişkin düzenlemenin gelecek ay uygulamaya konulması halinde kamu personeli için 49,7 milyar lira, SGK için 144,7 milyar lira olmak üzere bütçeye toplam maliyetinin 194,4 milyar lira olacağı tahmin ediliyor.

3600 ek gösterge için de 100 milyarlık bir maliyet hesabı çıkarılıyor.

Öğrencilerin Kredi Yurtlar Kurumu borçlarının faizleri silindi, yaklaşık 30 milyar da oradan.

2 bin liranın altındaki vergi, sigorta, elektrik borçları da siliniyor.

Helali hoş olsun, onlara ne kadar verilse azdır, gazi maaşlarını da 2 bin küsurlardan 8 bin 500 liraya çıkardık.

Bol keseden dağıtıyoruz.

Bu kadar çok açıldığımıza göre yolu sonuna geldik demek ki.

Ne diyelim;

“Uğurlar olsun” o zaman!

GAZA GELMEK

 Yavuz Donat, Sabah gazetesinde 10 Ocak’ta çıkan yazısında “Şubatı bekleyin. Karadeniz'deki doğalgaz rezervi, konuşulandan, resmî açıklamalardan çok çok fazla. Bu konuda tek cümle yazabiliyoruz. Gerisi özel ve gizli bilgi. Sanırız. Şubatta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından bütün dünya duyar” diye yazmıştı. Fakat bırakın şubatı, mart da bitti hâlâ Yavuz Donat’ın yazdığı gibi bir “müjde” açıklanmadı.

Yine Sabah gazetesinde 26 Mart’ta “Tarım Kredi başlattı, diğerleri de geliyor: Fiyat sabitleme yayılıyor” haberi yayımlandı. Oysa daha önce de defalarca Tarım Kredi ve diğer süper marketlerde fiyatların dondurulduğu ya da indirim yapıldığı haberleri yayımlanmıştı. Örneğin 5 Ocak’ta da Sabah’ın yine ekonomi sayfasında “Marketler indirim yarışına girdi” haberi yayımlanmıştı. Bu haberde marketlerin ilan ettiği, “dev marketlerin yüzde 50’leri bulan indirimlerinin enflasyona etki edeceği” öne sürülüyordu. Demek ki, habire marketlerde indirim ya da fiyat dondurma haberleri vermenin bir karşılığı yok. (Faruk Bildirici, Gazete Duvar)

Faruk Bildirici’nin dediği anlamda değilse de elbet bir karşılığı var.

O da algı.

Göle maya çalmak gibi.

Ya tutarsa.

Veya ne kadar tutturabilirsek, yani ne kadar insanı yanıltabilirsek o kadar kâr! .

Bu üfürmelere inananlar var.

Kısmen de olsa amaca nail oluyor yani.

Ama bu saatten sonra ne yapılsa nafile!

Bunlar sonucu değiştirmez, değiştiremez!

BİR YAŞ DAHA AKILLANDIM

 Zaman su gibi akıp gidiyor.

4 Nisan’da 57 oldum.

Yaş ilerledikçe fiziki değişim kaçınılmaz oluyor.

Saçlar bembeyaz oluyor mesela.

Zaman değirmen misali öğütürken bizi, saçlarımızı da ağartıyor tabii ki.

Her geçen yıl ömrümüzden bir yıl daha kaybediyoruz ama kazandıklarımız da oluyor.

O nedenle ben; Bir yaş daha yaşlandım demek yerine bir yaş daha hayat tecrübesi kazandım, bir yaş daha akıllandım demeyi tercih ediyorum.

Umarım 21 yıldır devam eden bu dönem de sayın seçmenlerimiz için her geçen yıl biraz daha tecrübe olmuştur.

Hele hele son birkaç yılın tecrübesi 21 yıla bedel olmuştur! 

DİĞER YAZILARI HATADAN DERS ÇIKARMAK! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 SEÇİMLE İMTİHAN! 01-01-1970 03:00 LİYAKAT KAZANDI! 01-01-1970 03:00 DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! 01-01-1970 03:00 Nasıl bir belediye istiyoruz? 01-01-1970 03:00 BEN DE ADAYIM! 01-01-1970 03:00 SEL GİDER CAMI KALIR! 01-01-1970 03:00 DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! 01-01-1970 03:00 PARTİZANYA! 01-01-1970 03:00 EKMEK Mİ, ASFALT MI? 01-01-1970 03:00 KLL… 01-01-1970 03:00 İÇİMİZ BOŞALDI! 01-01-1970 03:00 MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? 01-01-1970 03:00 VİZYON BUDUR İŞTE! 01-01-1970 03:00 KOLTUĞU KORUMA YASASI 01-01-1970 03:00 GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ 01-01-1970 03:00 BİZİM GASPIRALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN… 01-01-1970 03:00 ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! 01-01-1970 03:00 HERKESE EŞİT SU! 01-01-1970 03:00 SUSUZLUĞA DAİR… 01-01-1970 03:00 ARAP SAÇI!.. 01-01-1970 03:00 BAŞIBOŞLUK OLURSA… 01-01-1970 03:00 AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! 01-01-1970 03:00 HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 01-01-1970 03:00 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! 01-01-1970 03:00 YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! 01-01-1970 03:00 MÜSTAHAK BİZE! 01-01-1970 03:00 KÖK MAAŞIN KÖKÜ 01-01-1970 03:00 CEHALETLE SAVAŞ 01-01-1970 03:00 YETER Kİ EZAN SUSMASIN! 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! 01-01-1970 03:00 ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? 01-01-1970 03:00 GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! 01-01-1970 03:00 AL SANA YÜZDE 25 01-01-1970 03:00 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN 01-01-1970 03:00 MAZBATASIZ VEKİL 01-01-1970 03:00 YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! 01-01-1970 03:00 İSTİKRAR BUYSA… 01-01-1970 03:00 BU İŞTE BİR İŞ VAR 01-01-1970 03:00 OLMAK YA DA OLMAMAK 01-01-1970 03:00 SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR 01-01-1970 03:00 DİLE BENDEN NE DİLERSEN 01-01-1970 03:00 NABER SAYIN BAŞKAN? 01-01-1970 03:00 SEN BEN KAVGASI 01-01-1970 03:00 İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN 01-01-1970 03:00 HAYATIMIZ DEPREM 01-01-1970 03:00 ÖMÜR TÖRPÜSÜ 01-01-1970 03:00 Bİ KERECÜK DAHA 01-01-1970 03:00 SEÇİM HEDİYESİ 01-01-1970 03:00 GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 01-01-1970 03:00 2022’YE VEDA ŞİİRİ 01-01-1970 03:00 DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ 01-01-1970 03:00 BU KAFAYLA OLMAZ! 01-01-1970 03:00 BİZİM NEYİMİZ EKSİK? 01-01-1970 03:00 BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ 01-01-1970 03:00 KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ 01-01-1970 03:00 SAĞLIK BEKLEMEZ 01-01-1970 03:00 DAVA ADAMI 01-01-1970 03:00 KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! 01-01-1970 03:00 SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? 01-01-1970 03:00 EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI 01-01-1970 03:00 İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! 01-01-1970 03:00 YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN 01-01-1970 03:00 FIRSATÇILIK 01-01-1970 03:00 99 YILDIR YAZIYOOOOR 01-01-1970 03:00 PARAN KADAR KONUŞ 01-01-1970 03:00 SOKAKTAN BİLDİRİYORUM 01-01-1970 03:00