25 yıl önceydi.
Milliyet’e bu başlıktaki (eski günlerin dağıtıcı anonsuyla) haber yapmıştım.
O tarihte 75’inci yılıydı Bartın gazetesinin.
Milliyet o zamanlar bugünkü gibi değil, habere değer veren ve çok okunan bir gazeteydi
Esen Aliş’i şimdi Kent Müzesi’nde olan tarihi baskı makinesi ile birlikte gösteren büyük fotoğrafla desteklenen haber neredeyse sayfanın yarısından çoğunu kaplamıştı.
Zaman hızla akıp gidiyor.
Aradan çeyrek yüzyıl geçti.
6 Eylül 1924’te İbrahim Cemal Aliş tarafından kurulan ve oğlu Esen Aliş’in bugünlere getirdiği Bartın gazetesi şimdi 99.’uncu yayın yılının heyecanını yaşıyor.
Bir yıl sonra da dalya diyecek, 100 olacak, dile kolay tam bir asrı geride bırakacak.
Siz bu satırları bir solukta okuyorsunuz ama bu yazılar öyle kolay yazılmıyor, gazeteler kolay yapılmıyor, bu yaşlara kolay gelinmiyor.
GAZETECİLİK DERSİ
Hatırlar mısınız?
Yazamıyoooorr diye de haber yapılmıştı Bartın gazetesi.
80’li yıllarda.
Kundaklandığında.
2016’da kapanan, benim de ilgiyle takip ettiğim Tempo Dergisi “Yazamıyoooor, çünkü yanıyooooor” başlığıyla vermişti Bartın basın tarihine geçen bu kara olayı.
Gazeteciliği, yanlışları görmezden gelmek, insanları, kurumları, kuruluşları methetmek ve reklamlarını yapmak için yaparsanız hem kimse size yan bakmaz, hem de iyi para kazanır, geçinip gidersiniz.
Ama Bartın gazetesi gibi gördüğünüz yanlışları, aksaklıkları, eksiklikleri yazıp eleştirirseniz Valilerle, Belediye Başkanları ile mahkemelik olursunuz, ölüm tehditleri alırsınız, yakılırsınız.
ŞEREF MADALYASI
Gazete cenneti ilimizde gazetelere ve diğer yayınlara bakarsanız eleştirinin ‘e’sini göremezsiniz.
Suya sabuna dokunmadan gazetecilik yapıyor arkadaşlar.
Halbuki gazetecilik eleştiri mesleğidir, sorunları ortaya koyma mesleğidir.
İşte 99 yaşında olan bu gazete bunun en güzel örneklerinden birini vermektedir.
Bartın gazetesi, gazetenin çok, (gerçek anlamda) gazetecinin az olduğu, ilan gazeteciliği yapılan bir ilde gazeteciliğin nasıl yapılacağını gösteren çok çarpıcı bir örnektir.
Zaten gazetecilik yaptığı için, gelene ağam gidene paşam demediği için bu yaştadır.
Bartın’da sadece okur (abone-reklam) desteğiyle ayakta duran başka ele alınır gazete olmadığı gibi böyle örnekler ülkemizde de çok azdır, sayılıdır.
O nedenle ilimiz, gazeteciliğimiz ve Türk basın tarihi için iftihar vesilesi olan bu gazete pamuklara sarılıp sarmalanmalıdır.
Anıt ağaçlar gibi, kültür ve tabiat varlıkları gibi koruma altına alınmalıdır.
99 yıl, 100 yıl bir gazete için şeref madalyasıdır.
Nice nice yıllara, dünya var oldukça sen çok yaşa emi Bartın gazetesi.
FAİZ SARMALI
Buradan geçiyoruz başka bir kutlamaya.
2,5 yıllık pandemi arasından sonra Bartın ve Zonguldak’tan 66 kişiyi başarılı bir İkram Turizm organizasyonuyla kutsal topraklara götürüp bölgemize yeni hacılar kazandıran Mücahit Mekeç’e Suudi Arabistan dönüşü ‘ hoş geldiniz’ ziyareti yaptım, sayısını kendisinin bile unuttuğu bilmem kaçıncı hacılığını kutladım.
Hurma ve Arap kahvesi eşliğinde yaptığımız sohbet ekonomi ağırlıklıydı.
Hani hayat pahalılığı, enflasyon lafı edilince iktidarcılar “dünyanın her yerinde var” diyerek savunmaya geçiyorlar ya merak ettim sordum; “orada enflasyon var mı, fiyatlar nasıl?”
Küçük pet şişe su 10 sene önce de 1 riyalmiş (5 lira), şimdi de 1 riyal.
Bizde 30 lira olan bir kase çorba orada 1 riyalmiş.
Demek ki 2-3 veya 5 riyale ya da en kabadayı 10 riyale lokantada karnınızı doyurabiliyorsunuz.
Bu iki örnek yeterli bizim için.
Asgari ücret 4 bin riyal ve anlaşılan o ki; orada bu para ile rahat geçinebilecek bir ortam var.
SEN DE Mİ YA SEYDİ?
Ya faiz?
Biliyorsunuz Suudi Arabistan’da hukuk sistemi, hem Kur'an'dan hem de İslam peygamberi Hz. Muhammed'e atfedilmiş sünnetlerden türetilen İslamî Şeriat hukukuna dayanıyor.
Yani Şeriat, tüm Suudi yasalarının temelini oluşturuyor
23 Eylül 1932 tarihinde Kral Abdülaziz tarafından kurulan Suudi Arabistan'ın idare şekli monarşi ve ülke El Suud hanedanı tarafından yönetiliyor.
Kral'ın aynı zamanda hükümet başkanı olduğu bir sistem bu.
Suudi Arabistan şeriata göre yönetiliyor madem o zaman faizin de olmaması gerekir değil mi?
Bakara Suresi, 275. Ayet bakın ne diyor;
“Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır.”
Ama faiz buna rağmen hem İran İslam Cumhuriyeti’nde hem de Suudi Arabistan’da var.
ADINA KÂR PAYI DİYORLAR
Suudi Arabistan Merkez Bankası, gösterge repo ve ters repo faiz oranlarını geçen haziranda 50 baz puan artırmıştı.
Buna göre gösterge repo faiz oranı yüzde 1,75'ten yüzde 2,25'e, ters repo faiz oranı yüzde 1,25'ten yüzde 1,75'e çıkarıldı.
Mekeç’in demesine göre de daha önce sadece kamuda geçerli olan kredi kartı kullanımı da en küçük esnafa kadar yaygınlaşıyormuş.
Bu da faize iyice bulaşmak demek.
Adına ister kâr payı deyin, ister katılım deyin, ister kredi deyin, ister promosyon deyin, ister başka bir şey deyin, ne derseniz deyin faiz faizdir ve dinimize göre haramdır, günahtır.
FAİZ SEBEP, DOLAR SONUÇ
Biliyorsunuz bizim de “Nas” diyerek faizle kavga eden bir yönetimimiz var.
Var olmasına var da 19’a çıkaranda bu yönetim şimdi 13’e düşüren de bu yönetim.
Bir hafta vadeli repo işlemlerinde uygulanan faiz oranı demek olan Merkez Bankasının kullandığı politika faiz oranı geçen aralık ayından bu yana yüzde 14’te sabit tutuluyordu.
Sabit kalmasının sebebi her düşüşte doların yükselmesi, son düşüşte fırlamasaydı.
Bu sefer ki faiz düşüşü doların 18 lirayı kolay aşmasını sağladı.
Kur korumalı hesaplarda parası olup da Nas’a rağmen faizin faizini alanlar ne kadar sevinseler azdır.
Para parayı çekiyor.
Sistem zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapıyor.
Dün de öyleydi bugün de öyle.
Böyle gelmiş böyle gidiyor.
Değişen hiçbir şey yok!
TEMİZ SAYFA
İslam’ın 5 şartından biri olan hac vazifesini yerine getirdikten sonra insanların günahlarından arındıklarına ve hayatlarında temiz bir sayfa açtıklarına inanılır.
Mücahit Mekeç’e “hacıları bundan sonrası için uyarıyor musunuz” diye sordum.
Öyle ya haramdan günahtan uzak durmaları gerekir ki hacılıkları yanmasın.
“Bu sefer de söyledim, en büyük uyarıyı faiz konusunda yapıyorum” dedi.
Bu faiz işine, faizi yasak kılan şeriat hükümlerine göre yönetilen Arabistan’ın kendisi uymamış bizim hacılar nasıl uyacak bilmem ama hiç şüphe yok ki hacılık da aynı hocalık (din görevlileri) gibi omuzlara ağır bir yük bindiriyor, büyük sorumluluk yüklüyor.
Ona göre yaşamak gerekiyor.
Temiz sayfa açtınız, pisletmeyin olur mu sevgili hacılar!
YÜKSEK KESİMLER SUSUZ
Karayolları Abdipaşa Yenihan’da köprü yapıyor.
Bizim Ulupınar su ishale hattının geçtiği en sağlıksız ve güvensiz yerlerden birisi de burası.
Dolayısıyla deplase çalışması yapılacak.
Yani Tükçesi (boruların) yer değişikliği.
Bunun Tükçesi de “yüksek kesimler susuz kalacak” demek oluyor.
Su kesintisi 31 Ağustos öğle saatlerinde başladı.
Bakalım bu sıcakta bu nemde bu sefer ki eziyet kaç gün sürecek.
Arıza olsun deplase olsun ne olursa olsun kentin yüzde 30'u bu durumlarda hep susuz kalıyor. Çalışma erken bitse bile yüksek kesimlerde su gidince gelmesi de günler sürüyor.
ÖNEMLİ SORUNLAR
Cemal Başkan iyi adam, hoş adam.
Park yapıyor, müze yapıyor, sanatçı getiriyor, konser düzenliyor, onu yapıyor, bunu yapıyor da yüksek kesimlerin bu mağduriyetini ne yazık ki 3 dönemdir gideremedi.
Hem kavşak suyu hem Ulupınar suyu iki hattın da yenilenmesi, sağlıklı ve güvenli hale getirilmesi, ayrıca Ulupınar suyunun yeni bir alternatif kaynakla desteklenmesi gerekiyor.
Kaldı ki bu sorundan sadece kentin yüzde 30’u demek olan yüksek kesimler değil İnkumu ve Amasra’da etkileniyor.
Tabii bir de kanalizasyon sistemi var.
O da el tel dökülüyor, baştan aşağıya yenilenmesi gerekiyor.
Adaylar şimdiden not alsın;
Bir daha ki seçimde oyumu "bu iş ilk bakacağım iş olacak, bu sorunu mutlaka çözeceğim, bakın işte projem de bu, yüksek kesimler de bir daha susuz kalmayacak" diyene vereceğim.