https://www.bartinpostasi.net/files/uploads/user/0df60f91d81c3725552c8940ec531ccb-d71ea51f57ebe83c3f23.jpeg
Arif ÜÇLER

BİZİM GASPIRALI

09-12-2023 22:05 1881 kez okundu.

    Gazeteci ol da yanıma öyle gel dedim.

2007 yılıydı.

Gazeteciliğe meraklıydı, dernek yönetimine de girmişti ama gazeteci değildi.

O zamanlar kereste işiyle uğraşıyordu.

Yani kazancı o iştendi.

15 gün sonra gazetedeki odamda bilgisayarımın klavyesinin üzerine Ortadoğu gazetesi bırakmış.

Köşe yazısının yer aldığı sayfayı gözüme sokar gibi özellikle açmış, katlamış öyle koymuş.

O tarihte (1989-2007) 18 senelik gazeteciyim, hep günlük gazetelerde çalışmışım, ulusalda yerelde binlerce haber ve köşe yazısı yazmışım ki ben bile bu halimle kendime tam olarak gazeteci diyemiyorken bizim Güngör (Yavuzaslan) kendince bir yazıyla hemencecik gazeteci oluvermişti.

Bir yazı dediysem onunla kalmadı tabii, bu yazıları zaman içinde başka yazılar da takip etti.

Yerel televizyon için spor muhabirliği de yaptı.

Gazeteciler Derneği Başkanı da oldu.

Uzun yıllar bu görevi sürdürdü.

Daha da devam ederdi, postmodern bir darbeye maruz kalmasaydı.

Başkanlık el değiştirince tabela derneğine dönüşen Bartın Gazeteciler Derneği onun zamanında en aktif, en parlak, en üretken, en verimli dönemini yaşadı.

Mesleğimizin pek çok önemli ismini Bartın’a getirdi.

Kırım Tatarı, fikir adamı, eğitimci, yazar, yayıncı İsmail Gaspıralı (Gasprınskiy) adına Bartın’da düzenlediği uluslararası etkinlik başta olmak üzere ülke çapında ses getiren işler yaptı.

Biri Bartın için (Yeni Haber) diğeri Kerkük için (Kerkük’ün Sesi) gazetelerini çıkardı.

Ali Rıza Tığ’dan Bartın Pusula gazetesini satın alınca patronum oldu.

Ama bana hiç patronluk yapmadı.

Yaklaşık dört yıl abi kardeş gibi çalıştık.

Beni emekli etti, giderken tazminatımı da verdi, sonra gazeteyi sattı.

Göngör kendini öyle bir geliştirdi ki ancak bu kadar olurdu.

Bugün ulusal televizyon kanallarında başta Ortadoğu olmak üzere dış haberler uzmanı-bilirkişi olarak görüşlerine başvurulan, itibar edilen, aranan, sorulan ve izlenen sayılı isimlerden biri haline geldi.

Sadece dışarıdaki değil içerideki siyasi gelişmelerle ilgili düzenlenen programlarda da görüyoruz arkadaşımızı.

Gazete yazıları da devam ediyor.

Yeni Birlik gazetesinde en son “Kötülük ikliminde iyi kalabilmek” başlıklı bir yazısı çıktı.

Bu başlığı googleye yazarsanız internette yazıyı okuyabilirsiniz.

Güngör’ü neredeyse her akşam Irak’tan Libya’ya, Ukrayna’dan Rusya’ya, Bosna’dan Doğu Türkistan’a, Azerbaycan’dan Suriye’ye, İsrail’den Filistin’e pek çok sorunlu bölgede yaşanan olayları CNN Türk’te, NTV’de, TGRT haberde, Habertürk’te, A haberde, Global TV’de, TRT’de, Kanal 7’de, Kanal 24’te ve başka kanallarda değerlendirirken görebilirsiniz.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığıyla da teşriki mesai halinde olan bir arkadaşımızdır kendisi.

Kırım Tatarlarının Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve daha pek çok önemli siyasetçi ile de yakın iletişimi vardır.

Avrupa Yetim Eli Derneği ile başta Afrika olmak üzere birçok ülkede yardım faaliyetlerinde de bulundu ve bulunmaya da devam ediyor.

Ağzı laf yapan, televizyon duruşu olan, etrafımızdaki bütün gelişmelerden haberi olup bunları yorumlayıp aktarabilen, sözleri referans kabul edilen, ulusal kanalların paylaşamadığı çok yönlü bir gazeteci oldu arkadaşımız.

Hey gidi Güngör.

Nereden nereye.

Kim derdi ki Bartın’dan birisi çıkacak, televizyonlar onu konuk etmek için birbiriyle yarışacak.

Bartın tarihinde yok ki böyle bir şey.  

Sözlerimin kırbaç etkisi yaptığını düşünüyorum ki Güngör de zaten gazeteciliğin konuşulduğu bazı ortamlarda gazeteciliğine yaptığım katkıları hep söylemiştir.

İnsanın kendisini yetiştirmesi ve geliştirmesi böyle bir şey işte.

Sevdiğim kızı kıskanırım yani aşkta kıskancımdır ama her hangi bir meslektaşımı ya da başka birisini başarılarından dolayı asla kıskanmam.

Boynuz kulağı geçer derler.

Geçerse geçsin, ne olmuş yani.

Geçmişte eleştirmişliğimde vardır.

Ama o Güngör’le bu Güngör arasında çok fark var.

Maşallah kardeşime.

Kendisini ekranlarda görünce gururlanıyoruz.

Yazısı için aynı şeyi söyleyemem ama televizyon performansı oldukça iyi.

Tanınmış akademisyenlerle, üst düzey ordu mensuplarıyla, önemli güvenlik uzmanlarıyla, bilinen gazetecilerle ve siyasilerle epeydir aynı ekranda.

İşte başarı hikâyesi böyle yazılır.

Bartın’ın sesidir, bir değeridir Güngör Yavuzaslan.

Allah selamet versin!

BARTIN’IN OĞUZ SAYGIN’I

 Bir başka başarı hikâyesi daha yazılıyor.

Diğer bir deyişle Bartın’dan bir yıldız daha doğuyor.

Aslında o işinde zaten bir yıldız.

Onu müteşebbis, ilimizin ekonomisine, istihdamına, sağlığına, sosyal yaşamına, eğitimine katkıda bulunan bir kişi olarak biliyoruz, tanıyoruz.

Ama son zamanlarda başka bir özelliği ile, kişisel gelişim alanında verdiği konferanslarla adından söz ettiriyor.

Refik Akmaz’dan bahsediyorum.

Kendisini dinlemeye gelenlere hayatı kolaylaştıracak, mutlu aileyi, başarılı çocuğu oluşturacak çok önemli bilgiler veriyor, farkındalık yaratıyor, insanın kendisini fark etmesini sağlıyor.

Belediye Sosyal Tesisleri’nde bugüne kadar 6 konferans verdi, ben son üçünü gördüm ve çok beğendim.

Bir de üniversitede öğrencilere konferansı var.

Hani akıcı, okunur, anlaşılır, öğretici, içeriği bilgiyle dolu zengin köşe yazıları olur da insanın okudukça okuyası gelir ya bu konferanslar da öyle.

Refik Akmaz profesyonel bir kişisel gelişim uzmanı-psikolog konuşuyormuş hissi veriyor insana.

Üslubu, anlatımı oldukça iyi…

Sahneye, salona hakim…

Konuşması etkili.

Konuşmasını renkli, ilginç, çarpıcı olaylarla, anılarla daha ilgi çekici, cazip hale getiriyor.

Kendisini, insanı sıkmadan-sıkılmadan dinletiyor.

Daha geniş kitlelere rahatlıkla konferans verebilecek düzeyde.

Refik Akmaz “Hocam Oğuz Saygın. Ondan çok şey öğrendim. Onu örnek aldım” diyor ve onun yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Verdiği isim kişisel gelişim alanında ülkemizin en iyilerinden.

Refik Akmaz’ın övgüyle bahsettiği bir diğer isim ünlü bilim adamı Aynştayn.

Onun fikirleri de yolunu aydınlatıyor.

7’inci konferans, programda bir değişiklik olmazsa 15 Aralıkta.

Tavsiye ederim, gelin izleyin.

Kendinizi geliştirirsiniz!

KURALLAR VE BİZ

 Bartın’ın ilk ve tek özel hastanesi AKTIP’ın kurucusu ve sahibi Refik Akmaz iş hayatına kuru temizleme dükkânı ile atılmıış.

Daha sonra sağlık sektöründe kendisini gösteriyor.

Önce AKTOM Görüntüleme Merkezi sonra AKTIP Sağlık Merkezi şimdi de özel hastane.

Yıllar önce ilk yurt dışı ziyaretini yaptığı Almanya ona çok şeyler öğretmiş.

Orada gördüğü iş disiplinine ve kurallara sıkı sıkıya bağlılığa hayran kalmış ve dönünce hemen bunları kendi işinde uygulamaya başlamış.

Biz çoğunlukla kurallara uymayı sevmeyen bir milletiz.

Yerlere çöp, sigara izmariti atmak yasaktır ama yerler çöpten, izmaritten geçilmez.

Kırmızı ışıkta geçmeyi, yasak yerlerde sollamayı, park yasaklarını ihlal etmeyi, sigara içmenin yasak olduğu yerlerde sigara içmeyi, gürültü yapmayı severiz.

Sıra beklemeyi hiç sevmeyiz.

Bankada, hastanede, postanede, aile hekiminde veya başka bir yerde araya girip sıra bekleyenlerin önüne geçerek uyanıklık yaparız.

Almanya’da veya başka bir Avrupa Birliği ülkesinde yüksek sesle müzik çalan veya arkası borazan gibi öten abart egzozlu arabalar, motosikletler göremezsiniz.

Ama bizde trafik bunlardan geçilmez.

Skoterleri, bisikletleri, motosikletleri orada sadece yayalara ait olan kaldırımlarda gezerken göremezsiniz ama bizde bunlar kaldırımlarda cirit atarlar.

Bizde araçlar kaldırımda, yayalar yollarda.

Onlarda araçlar yolda, yayalar kaldırımda.

İşten ve okuldan kaytarmaya, rapor alıp yatmaya, çalışmadan kazanmaya da bayılırız.

Daha pek çok böyle maharetimiz var ki saymakla bitmez!

Avrupa Birliğine giremeyişimizin nedenlerinden biri de bu olsa gerek.

Onları bozacağımızı, kurallarını alt üst edeceğimizi, kaos yaratacağımızı düşünüyorlar.

Adamlar haklı.

Kurallara uymayı, kendimizi değil önce toplumu ve kamu yararını düşünmeyi ne zaman öğreniriz, o kültüre ne zaman sahip oluruz işte o zaman Avrupa Birliğine gireriz.

Ama o zaman Avrupa Birliğine girmeye gerek kalmaz çünkü her alanda en az onlar kadar güçlü oluruz!

KAFE ENFLASYONU

 Organize Sanayi Bölgesi 25 sene önce de 30 fabrikaydı şimdi de 30 fabrika.

Çalışan sayısı 10 bini bile bulmamış.

Sadece 6 bin 400.

Buna mukabil Bartın’da kafe sayısı 70’e ulaşmış.

Organize Sanayi’den 15 sene sonra kurulan Bartın Üniversitesinin öğrenci sayısı ise 20 binlerde.

Rakamları Bartın gazetesi verdi.

Üretimden çok tüketim olduğunu gösteren çarpıcı bir karşılaştırma aslında bu.

Bartın’a bak, Türkiye’yi gör.

Bu şekilde kim kalkınmış ki biz kalkınalım?!

KÖPRÜYE DİKKAT

 Ekim ayında başlayan ırmak ıslah projesi kapsamında Kanlıırmak etabı şu sıralar Orduyeri köprüsü altında.

Yalı mevkii de kazıklanacak ve iş Gazhane’de tamamlanacak.

Bu çalışmada yerin 20 metre altına kadar iniyorlar.

Devasa iş makinaları delik açarken adeta 2-3-4 büyüklüğünde deprem oluyor gibi gürültü ve sarsıntı yaşanıyor.

Orduyeri köprüsü tarihi bir köprü.

Eğer burada fore kazık çakılırken dikkatli olunmazsa köprü zarar görebilir.

Gazete hazırlarken 1 Nisanlarda şaka haberleri yapardım.

Birinci sayfadan verdiğim sansasyonel haberlerin iç sayfada 1 Nisan şakası olduğunu yazardım.

Bir senesine Orduyeri köprüsü çöktü diye önden verdiğim haber dilden dile yayılırken gerçek sanılmış ve birçok insan köprüye bakmaya gitmiş.

O zaman ki şakamız bu zaman gerçek olmasın oldu mu?!

YUMURTANIN SARISI, YERE DÜŞTÜ YARISI

 Köy yumurtası iki-iki buçuk yıl öncesine kadar 1 liraydı.

Akşamüzeri alırsan 80 kuruştan yapıveririm derlerdi.

Zamlar da zaten kuruş-kuruş gelirdi.

Yani 50 kuruştan 60’a veya 70’e çıkardı.

Yumurta son iki sene içinde önce 2 lira, sonra 3 lira, sonra 4 lira oldu ve bir süredir de 5 liradan satılıyor.

Gerçek enflasyonu görmek istiyorsanız köy yumurtasının fiyatına bakın.

Eğer ocak ayında 6 lira demezlerse gelin bana istediğinizi söyleyin.

TÜİK enflasyon hesabını böyle yapsa gerçek oranlara ulaşır ama o da iktidarın işine gelmez!

5 lira çok değil mi dedim pazarcı teyzeye.

Markette çiftlik yumurtasının küçüğü şu kadar, orta büyüklükte olanı bu kadar, büyük olanı da işte şu kadar, ondan haberin var mı dedi.

Market fiyatlarını yakından takip edip hemen anında uyguluyorlar.

İyi de markete gelen yumurta ile senin yumurtanın maliyeti aynı mı a benim teyzem desem ne, demesem ne?

Zaten piyasada göz gözü görmüyor.

Fiyatlar almış başını gidiyor.

Olan dar gelirliye, yani fakire oluyor.

Eskiden de böyleydi.

Şimdi daha çok böyle.

Böyle gelmiş böyle gidiyor!

Bakalım nereye kadar gidecek?!

HIYAR 30 LİRA

 Kış geldi çattı.

Çarşı pazardaki cicim ayları artık bitiyor.

İlk başını kaldıran fiyat salatalık yani namı diğer hıyar!

10-15 liraydı, şimdi kapalı pazarda 30 lira.

Aynı şekilde biber de öyle, o da 30 lira.

Diğerleri de eli kulağındadır.

Market yumurtası 30’lu paketler 2-3 sene önce 20-25 liraydı.

Şimdi 100-120 liraya dayandı.

Peki, bizim gördüğümüz bu rakamları asıl görmesi gerekenler, mesela Tüikçiler neden görmüyorlar?

Neden hep emekli-memur maaş zamları yaklaşırken enflasyon oranları düşüyor.

Yazık günah değil mi dar gelirlilere?

Arkadaşların maşallahı var vallahi.

Enflasyonu düşük gösterme konusunda çok mahirler.

Bizim Tüik’çiler enflasyonla başı belada olan başka ülkelere de hizmet versinler.

Sevaptır!

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI CÜMLETEN GÜNAYDIN! HATADAN DERS ÇIKARMAK! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! SEÇİMLE İMTİHAN! LİYAKAT KAZANDI! DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! Nasıl bir belediye istiyoruz? BEN DE ADAYIM! SEL GİDER CAMI KALIR! DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! PARTİZANYA! EKMEK Mİ, ASFALT MI? KLL… İÇİMİZ BOŞALDI! MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? VİZYON BUDUR İŞTE! KOLTUĞU KORUMA YASASI GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ SEÇİME GİDERKEN… ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! HERKESE EŞİT SU! SUSUZLUĞA DAİR… ARAP SAÇI!.. BAŞIBOŞLUK OLURSA… AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! MÜSTAHAK BİZE! KÖK MAAŞIN KÖKÜ CEHALETLE SAVAŞ YETER Kİ EZAN SUSMASIN! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! AL SANA YÜZDE 25 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN MAZBATASIZ VEKİL YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! İSTİKRAR BUYSA… BU İŞTE BİR İŞ VAR OLMAK YA DA OLMAMAK SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR ANKARA’YA 2 BİLET DİLE BENDEN NE DİLERSEN NABER SAYIN BAŞKAN? SEN BEN KAVGASI İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN HAYATIMIZ DEPREM ÖMÜR TÖRPÜSÜ Bİ KERECÜK DAHA SEÇİM HEDİYESİ GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 2022’YE VEDA ŞİİRİ DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ BU KAFAYLA OLMAZ! BİZİM NEYİMİZ EKSİK? BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ SAĞLIK BEKLEMEZ DAVA ADAMI KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN FIRSATÇILIK 99 YILDIR YAZIYOOOOR PARAN KADAR KONUŞ SOKAKTAN BİLDİRİYORUM
Haber Sitemizde Yayınlanan Haber ve Köşe Yazılarının Hukuki Sorumlulukları Kendilerine Aittir