https://www.bartinpostasi.net/files/uploads/user/0df60f91d81c3725552c8940ec531ccb-d71ea51f57ebe83c3f23.jpeg
Arif ÜÇLER

1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM!

06-09-2023 12:22 1431 kez okundu.

    Tarih 27 Temmuz 1943.

Devlet Başkanı İsmet İnönü.

Başbakan Şükrü Saraçoğlu.

100 yaşındaki Bartın Gazetesi’nin çok kıymetli birer belge niteliğindeki tarihi sayfalarında müjdeli bir haber var;

“Ekmek 40 kuruşa indi”

Hemen altındaki spotta da “Ofis değişmez gelirlilere de mısır veriyor” yazıyor.

O yıllarda Hitler ortalığı kasıp kavuruyor.

Avrupa yanıyor.

Dünya diken üstünde…

2. Dünya Savaşı bütün hızıyla sürüyor.

Biz Kurtuluş Savaşından çıkalı çok değil sadece 20 yıl olmuş.

Yaralarımızı hızla sardığımız gibi üretimi de artırmışız ki ekmekte indirim var.

Hani CHP’yi ve gelmiş geçmiş liderlerini her fırsatta kötüleyen bu iktidarın beğenmediği İsmet Paşa zamanında oluyor bunlar.

Bunlar da günümüzden haberler:

 “Ekinlerini hasat eden çiftçiler, randevu sistemi nedeniyle TMO’ya satış yapamıyor. Çiftçiler, tüccarların kendilerinden daha düşüğe alım yaptığını, daha sonra TMO’ya sattığını ileri sürüyor”

“Konya’nın Doğanhisar ilçesinde çiftçi Harun Su, buğdayını Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) veremeyince topladığı ürünü AKP Doğanhisar İlçe Başkanlığı binası önüne döktü”

“Ordu’nun Perşembe ilçesinde bir üretici, açıklanan fındık fiyatına tepki olarak, bahçesindeki fındık ağaçlarını kesmeye başladı. Üretici, verilen fiyatın maliyeti kurtarmadığını ve zarar etmektense kesmeyi tercih ettiğini söyledi”

Daha böyle pek çok olumsuz haber var günümüzde.

1943’te indirim.

2023’te bindirim!

1943’te ihtiyaç sahiplerine mısır!

2023’te randevu bile yok!

Heyhat!!!!

Nereden nereye gelmişiz, gördünüz mü?

KİME MÜSTAHAK?

 “Müstahak bize başlıklı” yazımdan sonra “kime müstahak, bize mi, onlara mı, hepimize mi?” diyenler oldu.

Verdiğim yanıtı siz de duyun.

Tabii ki yüzde 48‘e müstahak!

Yüzde 52’nin enflasyonla, fahiş fiyatla, maaşla, geçim sıkıntısıyla, açlıkla, yoklukla, yoksullukla, kirayla bir derdi yok ki.

Onlar hayatlarından memnunlar.

Memnun olmasalar değiştirmezler miydi?

Ayrıca onlar büyük düşünüyorlar.

Ezanın, bayrağın, bekanın derdindeler.

Sizin bizim gibi patates soğan hesabı yapmıyorlar.

Eğer yüzde 48’dekiler yüzde 52’nin tarafına geçseydi onlar da yaşanan sıkıntıları her şeye rağmen hissetmeyeceklerdi.

Yüzde 48’imiz 52 gibi yapmayarak hayatı tozpembe-memleketi güllük gülistanlık görme ve hiçbir şey olmamış gibi davranma fırsatını kaçırmış oldu.

Sen git “Hayat ne kadar güzel hoş, haydi durma sevgiline koş” kıvamında olmak yerine gel burada enflasyonla, pahalılıkla, maaşla, açlıkla, yoksullukla, kirayla boğuş.

İş mi şimdi bu?

Tabii ki yüzde 48’e müstahak!

Yüzde 52’nin gördüğünü yüzde 48 göremedi.

Yüzde 100 olmalıydı, Cumhuriyetimizin 100. yılında!

Silme yani!

Ülke olarak bize yakışan buydu ama olmadı.

Yazık oldu, ayıp oldu!

MALZEME FIŞKIRIYOR!

 2018’de emekli oluncaya kadar tam 30 yıl aktif gazetecilik yaptım.

Çok dönem gördüm ama böylesini görmedim.

Gazeteciler için adeta bulunmaz nimet.

Öyle çok malzeme var ki inanın aktif gazeteci olsam sabah, öğlen, akşam her gün üç posta yazı yazardım.

Hiç malzeme sıkıntısı yok maşallah.

Ama kimi korkudan kimi de bu dönemden sebeplendiğinden olsa gerek tek tük yazan var.

Ortada “yahu kardeşim sizin şöyle yanlışınız var, böyle yanlışınız var” diye dişe dokunur doğru dürüst yazı yok.

Hani internet televizyonlarında vaaz veren, faizin lktidar eliyle yükseltilmesine sesini çıkaramayan hacılar hocalar var ya pek çok meslektaşımız aynı onlar gibi.

Onlar da hacı hoca takımı gibi iktidara güzelleme peşinde koşuyorlar.

Ondan sonra da konuşurken mangalda kül bırakmıyorlar, gazeteciyim diye ortalıkta geziyorlar!

Hadi ordan!

Siz bunu benim külahıma anlatın!

Yerim ula ben sizin gazeteciliğinizi!

YAZIK GÜNAH DEĞİL Mİ?

 2 bin 500 lira, 3 bin 400 lira, 4 bin 200 lira, 6 bin 300 lira maaş alan dullar yetimler var.

En düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira ya bütün maaşlar için alt sınır sanki buymuş gibi bir hava yaratılıyor.

Üretim çarkları değil de algı çarkları çalışırsa böyle olur.

Dul demek yetim demek yalnız kalmış kişiler demek.

Bu hayat pahalılığında bu kadar maaş neye yeter?

Dullar ve yetimler çoluk çocuk ve hısım akrabadan da destek gelmiyorsa nasıl geçinecekler?

İktidar sahipleri bunu neden düşünmezler?

Ki sadece dullar ve yetimler de değil aynı durumda başka kesimler de var düşük maaşa tabi.

Bu kesimlere maaş gibi bayram ikramiyesi de düşük veriliyor.

7 bin 500 liranın bile yetersiz bulunup tartışma konusu olduğu günümüzde bu miktarın altında maaş alan kesimlere yazık günah değil mi?

Sadece bu da değil.

Pek çok alanda eşitsizlik, adaletsizlik, partizanlık var ve adeta paçalarımızdan akıyor.

Bizde boş boş konuşuyoruz işte!

“Boynun neden eğri” diye soranlara devenin verdiği cevap misali, neyimiz, hangi işimiz doğru ki?

YAZ GAZETECİ YAZ

 Kâğıt, kalıp, mürekkep.

Hepsi dövize bağlı.

Gelir azaldı, gider arttı.

Enflasyon dünyamızı kararttı.

          ***      ***

 Yurt içi oldu 2 lira.

Yurt dışını sormayın o dolara ayarlı.

Abonelere ulaşmak artık çok zorlaştı.

Bir de sen belimizi büktün posta parası.

          ***      ***

 Gazeteciliğin önü engellerle dolu.

Basın özgürlüğü iki dudak arasında.

Okuma kültürümüz de pek iyi sayılmaz hani.

Böyle nereye kadar bilmem ki.

          ***      ***

 Eleştirme beni, severim seni.

Destekle beni, desteklerim seni.

Katılırsan bize ihya ederim seni.

Şu hale bakar mısınız gazetecilik ne hale geldi.

          ***       ***

 Gazeteci Arif der ki; yapılmaz bu iş.

Demokrasinin olmadığı yerde gazetecilik mi olur?

Akıntıya kürek çekilmez, rüzgâra karşı işenmez.

Don Kişot’tan ne farkımız var, yeldeğirmenleriyle savaşan. 

          ***      ***

 Büyük şair Nazım Hikmet der ki;

Sen yanmazsan ben yanmazsam,

Karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa!

Durmak yok yazmaya devam o zaman.

           ***       ***

 Ne zamana kadar?

Gerçek demokrasiye, basın özgürlüğüne,

İnsan hak ve hürriyetlerine, adalete ve hukuka,

Ulaşıncaya kadar…

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI CÜMLETEN GÜNAYDIN! HATADAN DERS ÇIKARMAK! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! SEÇİMLE İMTİHAN! LİYAKAT KAZANDI! DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! Nasıl bir belediye istiyoruz? BEN DE ADAYIM! SEL GİDER CAMI KALIR! DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! PARTİZANYA! EKMEK Mİ, ASFALT MI? KLL… İÇİMİZ BOŞALDI! MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? VİZYON BUDUR İŞTE! KOLTUĞU KORUMA YASASI GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ BİZİM GASPIRALI SEÇİME GİDERKEN… ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! HERKESE EŞİT SU! SUSUZLUĞA DAİR… ARAP SAÇI!.. BAŞIBOŞLUK OLURSA… AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! MÜSTAHAK BİZE! KÖK MAAŞIN KÖKÜ CEHALETLE SAVAŞ YETER Kİ EZAN SUSMASIN! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! AL SANA YÜZDE 25 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN MAZBATASIZ VEKİL YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! İSTİKRAR BUYSA… BU İŞTE BİR İŞ VAR OLMAK YA DA OLMAMAK SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR ANKARA’YA 2 BİLET DİLE BENDEN NE DİLERSEN NABER SAYIN BAŞKAN? SEN BEN KAVGASI İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN HAYATIMIZ DEPREM ÖMÜR TÖRPÜSÜ Bİ KERECÜK DAHA SEÇİM HEDİYESİ GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 2022’YE VEDA ŞİİRİ DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ BU KAFAYLA OLMAZ! BİZİM NEYİMİZ EKSİK? BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ SAĞLIK BEKLEMEZ DAVA ADAMI KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN FIRSATÇILIK 99 YILDIR YAZIYOOOOR PARAN KADAR KONUŞ SOKAKTAN BİLDİRİYORUM
Haber Sitemizde Yayınlanan Haber ve Köşe Yazılarının Hukuki Sorumlulukları Kendilerine Aittir