https://www.bartinpostasi.net/files/uploads/user/0df60f91d81c3725552c8940ec531ccb-d71ea51f57ebe83c3f23.jpeg
Arif ÜÇLER

SEÇİM HEDİYESİ

09-01-2023 21:22 1726 kez okundu.

Emekli maaşlarına bir gün arayla yapılan iki zam, asgari ücretteki yüzde 54.66’lık zamla birlikte “seçim hediyesi” olarak telakki edildi.

Her iki kesimde maaşlar böylece, bu enflasyonist ortamda, “iç güveysinden hallice” durumuna geldi.

Bu hesabı nasıl yaptığına akıl sır ermeyen Tüik’in sözde enflasyonuna göre yüzde 15 olan emeklinin maaş zammı önce yüzde 10’da refah payı denilerek yüzde 25’e, bir gün sonra da yüzde 5’lik bir ilaveyle yüzde 30’a çıkarıldı.

Sadece enflasyon hesabı değil bir başka anlaşılamayan mevzu da “refah payı” dağıtımı...

Refah bolluk ve rahatlık içinde yaşamak demek.

Biz refahta mıyız ki payı olsun?

Refahtaysak bu sıkıntıları neden çekiyoruz?

Değilsek bu pay neyin nesi?

Buna “seçim payı” dersek daha doğru bir ifade kullanmış olmaz mıyız?

Yaklaşan seçimlerin yüzü suyu hürmetine verildiği anlaşılan yüzde 15’lik ekstranın yanı sıra en düşük emekli maaşının 3 bin 500 liradan 5 bin 500 liraya çıkarılması “seçim hediyesi” olarak kabul gördü ama beklenti daha yüksek olduğu için bu hediye özellikle “dar gelirli” emekliler arasında yeterli bulunmadı, haliyle memnuniyet yaratmadı.

REFAH PAYI MI SEÇİM PAYI MI?

 Nasıl yaratsın ki?

Asgari ücret artışı yüzde 54.66

Vergi, harç ve cezalardaki artış yüzde 122.93.

Şekere bir yılda yüzde 163 zam

Soğan bir yılda yüzde 315 artmış.

Limondaki artış yüzde 203.

Emekliye memura verilen zam zorlaya-zorlaya yüzde 30.

Bir kilo portakal markette 20 lira.

Kiloya 4 tane giriyor, tanesi 5 liraya geliyor.

Yumurta, yağ, süt, peynir, zeytin almış başını gitmiş.

Türk-İş’e göre açlık sınırı aralık ayında 8 bin 130 lira, yoksulluk sınırı da 26 bin 485 lira.

Bu tablodan memnun olmak için herhalde hayal aleminde yaşamak gerekir.

Bir senedir fahiş fiyatlarla boğuşan, açlık ve yoksulluk sınırının altındaki maaşlarıyla yüksek enflasyonun altında ezilen emeklilerin büyük çoğunluğu en az yüzde 50-60 zam beklentisi içindeydi.

Emeklilerin zararını bu bile karşılamaya yetmezdi ama en azından biraz nefes aldırırdı.

FİYATLAR DURMAZSA OLMAZ

 Gerçi zam yüzde 100, hatta 200’de olsa bu koşullarda, fiyatların önü alınamadığı takdirde hiç bir şey ifade etmez.

Bakın 23 Aralık’taki asgari ücret zammıyla birlikte aynı gün en başta zincir marketlerde etiketler değişmeye başladı ve bu değiştirme işi emekli zammıyla da devam etti.

30’lu yumurta 2021’de 20 liraydı, şimdi büyüklüğüne göre 65-75 lira.

Zam oranı yüzde 200’ü geçiyor.

Bu örnek bile tek başına nereden nereye geldiğimizi göstermeye yeter de artar bile.

Sadece marketler değil bütün sektörlerde verilen hizmetlerde, satılan ürünlerde zamlar birbiri ardına geldi.

Araç muayenesi 500’lerdeydi, 1130 lira oldu.

Böyle bir enflasyonist ortamda emekliye verilen yüzde 30 zam ve en düşük emekli maaşının 5 bin 500 liraya çıkarılması neye yarar?

Maaş zamları daha cebe girmeden erimeye başladı bile!

Fiyatlar yerinde dursa da maaşlara hiç zam yapılmasa daha iyi!

HANGİSİNE İNANALIM?

 Enflasyon rakamları (yıllık) :

ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) ; yüzde 138

İTO (İstanbul Ticaret Odası) ; yüzde 93

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ; yüzde 64

Halkın enflasyonu; Zenginler ya hissetmiyor ya da çok az hissediyor, oran 0-0,5.  

Orta direk kalmadığı için direkt dar gelirliler diyorum ve asgari ücretli, emekli ve küçük esnaf olarak nüfusun çoğunluğunu oluşturan bu kesimde (içinde ben de varım) ailede karı-koca çalışanlar ve veya karı-koca emekli maaşı alanlar bile yüzde 100 hissediyor, tek kişi çalışanlar ve veya tek emekli maaşı alanlar da yüzde 200-300 hissediyor..

Bana enflasyonunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

İLAHİ TÜİK SEN ÇOK YAŞA EMİ

 2 senede 4 başkan gören Türkiye İstatistik Kurumu sonunda enflasyonu iktidarın istediği gibi belirlemeyi başardı.

Fiyatların havada uçuştuğu bir ortamda aralık ayının enflasyonunu ne yapıp ettiler yüzde 1.18 çıkardılar.

Yıllık enflasyonu da bir ay gibi kısa bir sürede yüzde 20 aşağıya çekip 84’lerden 64’lere getirdiler.

Her ülkeye lazım bir kurum bizim TÜİK.

Bazı siyasetçiler kurumun bu başarısı üzerine “İllüzyon Kurumu” yorumları yaptılar.

Resmen şapkadan tavşan çıkardılar.

Sihirbazlar kralı Mandrake’yi geçtiler.

Hayretle izliyoruz!

ACI İTİRAF

 İktidarın “asgari ücretteki artışı bahane ederek zam yapmayın” uyarısı sonrası zincir marketlerden bazılarının fiyatları bir ay dondurma kararı aldıklarını açıklaması aslında bir itiraftır, hem de acı bir itiraftır. 

Böyle diyerek sık sık oynadıkları fiyatları bir ay bile sabit tut(a)madıklarını açık etmişlerdir.

Peki, sonraki aylarda ne olacak?

Bu arkadaşlar zam yapmadıkları ayın acısını çıkarmasınlar sakın!

DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN!

 Fahiş fiyat denetimi nasıl yapılır?

Bugün bakarsın fiyatlara not edersin.

3 gün sonra veya bir hafta sonra bir daha gidersin bakarsın, karşılaştırırsın değişiklik var mı diye?

Bir hafta sonra bir daha gidersin, sonra bir daha.

Kontrol böyle olur!

Ama bizde yapılan kontroller dostlar alışverişte görsün kontrolleri!

Bir başka değişle milletin gazını alma kontrolleri!

Fahiş fiyatla mücadeleye bak hizaya gel.

Bırakın kardeşim bu işleri.

İşinizi doğru yapın da şu gariban millet nefes alsın biraz!

ÇALIŞ(A)MAYAN GAZETECİLER GÜNÜ

 Bir 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne daha hayırlısıyla ermiş bulunuyoruz.

Gazetecilerin ve mesleğin içinde bulunduğu koşullar, giderek daha da artan maddi manevi sıkıntılar, üzerimizde "demoklesin kılıcı" gibi sallanan düzenlemeler bu günü kutlan(a)maz hale getiriyor.

Çalışan gazetecilerin birçoğu çalış(a)maz, yani yaz(a)maz, eleştir(e)mez, gördüğünü gör(e)mez, duyduğunu duy(a)maz, bildiğini bil(e)mez durumdayken, basın özgürlüğü kâğıt üzerinde kalmışken, 10 Ocaklar da 24 Temmuz Basın Bayramları gibi anlamını yitirmiş, amacından uzaklaşmış bir gündür bizim için.

Gerçekleri yaz(a)mayan, eleştiri yap(a)mayan, haksızlıkların üzerine gitmeyen, gidemeyen, sormayan, soruşturmayan gazeteci çalış(a)mayan gazetecidir aslında.

Bir de çeşitli nedenlerden dolayı işsiz kalıp da çalışamaz duruma gelmiş meslektaşlarımız var ki onları hiç sormayın zaten.

Çalışan Gazeteciler Günü, Çalış(a)mayan Gazeteciler Günü’ne dönüşmüş durumda.

O nedenle ne kadar kutlanmasa azdır!

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI CÜMLETEN GÜNAYDIN! HATADAN DERS ÇIKARMAK! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! SEÇİMLE İMTİHAN! LİYAKAT KAZANDI! DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! Nasıl bir belediye istiyoruz? BEN DE ADAYIM! SEL GİDER CAMI KALIR! DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! PARTİZANYA! EKMEK Mİ, ASFALT MI? KLL… İÇİMİZ BOŞALDI! MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? VİZYON BUDUR İŞTE! KOLTUĞU KORUMA YASASI GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ BİZİM GASPIRALI SEÇİME GİDERKEN… ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! HERKESE EŞİT SU! SUSUZLUĞA DAİR… ARAP SAÇI!.. BAŞIBOŞLUK OLURSA… AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! MÜSTAHAK BİZE! KÖK MAAŞIN KÖKÜ CEHALETLE SAVAŞ YETER Kİ EZAN SUSMASIN! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! AL SANA YÜZDE 25 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN MAZBATASIZ VEKİL YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! İSTİKRAR BUYSA… BU İŞTE BİR İŞ VAR OLMAK YA DA OLMAMAK SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR ANKARA’YA 2 BİLET DİLE BENDEN NE DİLERSEN NABER SAYIN BAŞKAN? SEN BEN KAVGASI İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN HAYATIMIZ DEPREM ÖMÜR TÖRPÜSÜ Bİ KERECÜK DAHA GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 2022’YE VEDA ŞİİRİ DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ BU KAFAYLA OLMAZ! BİZİM NEYİMİZ EKSİK? BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ SAĞLIK BEKLEMEZ DAVA ADAMI KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE! YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN FIRSATÇILIK 99 YILDIR YAZIYOOOOR PARAN KADAR KONUŞ SOKAKTAN BİLDİRİYORUM
Haber Sitemizde Yayınlanan Haber ve Köşe Yazılarının Hukuki Sorumlulukları Kendilerine Aittir