https://www.bartinpostasi.net/files/uploads/user/0df60f91d81c3725552c8940ec531ccb-d71ea51f57ebe83c3f23.jpeg
Arif ÜÇLER

İMECE Mİ DEDİNİZ, HADİ CANIM SİZ DE!

02-10-2022 10:54 1901 kez okundu.

Bir süre önce ortalıkta mısır imecesi haberleri dolaşıyordu.

Bu haberler sanki Bartın’da tarlalar mısırdan geçilmiyor, imeceler birbirini kovalıyor, tarım şahlandı gibi yanlış bir izlenim uyandırdı.

Üzülerek ifade etmek isterim ki; köylerde mısır ekimi eskiye oranla iyice azaldığı için imeceler de tarihe karıştı.

Çocukluğumda (45-50 sene önce) hatırlıyorum da hemen hemen her köyde her akşam bir başka evin önünde köylülerin toplanmasıyla manili-türkülü imeceler yapılır, mısırlar elbirliğiyle soyulurdu.

Bu gelenek daha sonra pek çok gelenek gibi kayboldu.

Kimi köylerde tarlalara mısır, buğday, ayçiçek, yulaf, arpa ekmek yerine kavak ağacı dikildi, kimilerindeyse tarlalar süresiz nadasa bırakıldı.

İmecelerde soyulan mısırların koyulduğu ambarlar da mısır kalmayınca yıkıldı, odunu ocaklarda yakıldı.

Sonuçta ne mısır kaldı, ne imece ne de ambar.

SAMANLIK DA KALMADI

 Yaşı müsait olanlar bilirler.

Eskiden köylerde samanlık yakmalar olurdu.

Aralarında husumet bulunan kişiler birbirlerine zarar vermek için samanlıkları yakarlar veya yaktırırlardı.

Her evin bahçesinde veya harmanında samanlık vardı.

Samanlıklar kapalı alanlarda olabildiği gibi büyük ot yığınları şeklinde açıkta da olabilirdi.

İşte bunları inekler yedi, inekler nerede, dağlara kaçtı, dağlar nerede yandı bitti kül oldu değil elbette.

Önce hayvancılık bitti, sonra samanlıklar gitti, bitti.

Üretimsizlik bitirdi.

Herşeyi bitirdiği gibi.

Sizin anlayacağınız ortalıkta samanlık kalmayınca kundaklama işleri de kendiliğinden sona ermiş oldu.

Yani hayvan da hayvancılık da, saman da samanlık da sizlere ömür, ruhuna fatiha.

TRAKTÖR SAYISI AZALDI

 Eskiden köyler traktörden geçilmezdi.

Köylerde artık neredeyse traktör kalmadı

Harman makinesi da kalmadı.

Buğday üretimi azalınca harman makinesine gerek kalmadı.

Muhabirlik zamanlarımda 30 sene önce iyi hatırlıyorum, arazi anlaşmazlığından cinayet veya yaralamalı olayların haddi hesabı yoktu.

Üretim çok iken, Bartın ilçe haliyle Batı Karadeniz’in sebze meyve ambarı iken, İstanbul’a bile tonlarca yumurta satılır iken, deve tellal pire berber iken araziler kıymetliydi tabii.

Ne zaman ki üretim azaldı, arazilerin yüzüne de kimse bakmadı ve bu yüzden çıkan olaylar da iyice azaldı.

Yıllar sonra geçenlerde Akbaba köyünden böyle bir haber gelince ben de şaşırdım.

Tarım başladı, köylerde araziler tekrar kıymete bindi de benim mi haberim yok acaba.

ÜRETİM YOK, TÜKETİM ÇOK

 Yazıya imeceyle mısırla başladık ya sadece mısır mı?

Tarım kalmadı ki mısır olsun.

Manav arabaları, market arabaları, fırın arabaları köylerde cirit atıyor, çoğu köylü domatesi, salatalığı, biberi, patlıcanı, yumurtayı, ekmeği, sütü, yoğurdu kapısına gelen bu arabalardan temin ediyor.

Eskiden olsa bu durum köy yerinde böyle şey mi olur diye acaplanırdı (ayıplanırdı, kınanırdı)

Şimdi normal karşılanıyor.

Geçen yılın aralık ayında başgösteren ve halen daha devam eden ekonomik krizle kendisini daha da çok hissettiren hayat pahalılığının etkisiyle son zamanlarda bazı köylerde özellikle ayçiçeğinde kıpırdanmalar olduysa da tarlaların çoğu hâlâ boş duruyor.

Bunun sebebi eskiden madenlerdi.

Köylerde tarımı hayvancılığı bırakanlar hem parası iyi hem de garanti devlet işi diye yıllarca kapağı madenlere atmaya çalıştı.

Madene giremeyenler tası tarağı topladı İstanbul’a, Ankara’ya göç etti.

Bağını, bahçesini bırakıp da büyük şehirlere kapıcılık yapmayı bile göze alanlar vardı.

Bir de Almanya vardı tabii ki.

Emeklisi ve Almancısı bol bir şehir olduğumuzu söylememe gerek yoktur herhalde.

BU MALİYETLERLE ÇOK ZOR

 Bugünkü sebep ise tabii ki iyice artan maliyetler.

Gübre, mazot, sulama, işçilik fiyatları köylüyü tarımdan daha da uzaklaştırdı.

Baktılar ki astarı yüzünü geçiyor, tarımdan iyice soğudular haliyle.

Bu kadar da değil.

Özellikle Bartın’da tarımın önünde bir de domuz engeli var ki sormayın gitsin.

Son yıllarda sayıları daha da artan ve adeta dağları, ormanları istila eden talancı domuzlar köylere de inerek tarlaları, bahçeleri silindir gibi eziyorlar, önlerine çıkanı yiyip bitiriyorlar, büyük zarar veriyorlar.

İşin acı tarafı da ne yazık ki kimse buna engel olacak bir çare üretmiyor.

Yüzde 70’i kırsal kesim olan Bartında birkaç köyde imece yapıldı, üç beş köyde mısır-ayçiçek-buğday ekildi diye sevineceksek kendimizi kandırırız.

Bu kafayla daha çok ithalat yaparız, daha çok pahalı ekmek yeriz.

Netice itibarıyla bu şartlarda tarım yapmak herhalde deveye hendek atlatmaktan daha zordur.

Ne zaman ki maliyetler düşer, domuz sorunu çözülür, göç önlenir, işte o zaman tam manasıyla tarıma dönülür.

İşte o zaman imeceler başlar, bu yardımlaşma geleneği gerçek anlamda hayat bulur.

Gerisi lafugüzaftır!

ÜRETİMİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRIN

 Değerli dostum Mücahit Mekeç’in bilgilendirmesi üzerine okuduğum Prof. Dr. Mete Gündoğan’ın yazısında Rusya’nın buğday ihraç eden ülkelerin başında geldiğini, ihracatta ilk 10 ülkenin içinde Ukrayna ve Kazakistan’ın da olduğunu, buğday ithal eden ilk 10 ülkenin de Müslüman ülke olduğunu, Türkiye’nin de bunların başında geldiğini öğrendim.

Savaşlar ve iklim krizi nedeniyle dünya şimdiden gıda kıtlığıyla, açlık tehlikesiyle karşı karşıya ki önlem alınmazsa bundan 10 sene sonrası karanlık.

O nedenle tarım da dahil pek çok alanda dışa bağımlı olan ülkemizde mevcut yönetimin işi gücü bırakıp tarımsal üretimi artırması gerekir düşünüyorum.

Onu yaptık bunu yaptık, şu kadar destek verdik bu kadar destek verdik diye hemen itiraz etmeyin.

Size bir şey yapmadınız diyen yok.

Memlekette tarım ve hayvancılık yok dediysek yetersiz anlamında dedik tabii.

Elbette var, elbette verilen destekler de var ama bunların sorunu çözmediği ortada.

Üretimimiz yetersiz, yaptıklarınız yetersiz, ki o yüzden bir sürü sıkıntı çekiyoruz, daha fazlasının yapılması gerektiğini söylüyoruz.

Tahılı ithal eden değil ihraç eden ülke olmadıktan sonra ne yapsak nafile.

Faiz maiz, konut monut bunlar şu aşamada boş işler kardeşim.

Yani önceliğimiz bunlar olmamalı demek istiyorum.

Bilmem anlatabildim mi?

FAİZ İNİYOR, DOLAR ÇIKIYOR

 Bir faiz takıntısıdır gidiyor.

İndireceğiz de indireceğiz.

İki aydır indirim yapılıyor da ne oluyor?

Faiz iniyor, dolar çıkıyor, fiyatlar artıyor, enflasyon yükseliyor.

Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değiyor mu?

Vallahi olan dar gelirliye oluyor.

Yaktınız bu insanların ciğerini.

Basında çıkan haberlere göre Türkiye sadece bu yılın ilk iki ayında 57,9 milyar lira faiz ödedi.

Bu miktar 2017 yılının tamamında ödenenden daha fazla.

Siz önce devleti faizden kurtarın.

Pahalılığı önleyin, dar gelirlinin durumunu iyleştirin.

Ev nasıl olsa alınır, merak etmeyin.

SON KARARINIZ MI MEHMET BEY?

 Önce “ben buraya kömür çıkarmaya geldim, termik santral kurmaya değil” dedi.

Bunu 2005 yılında Bartınlılarla ilk buluşmasında Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki halka açık toplantıda söyledi.

Biraz zaman geçti, “termik santrali halk isterse yaparız” dedi.

Bir süre sonra “buraya santral kurmaya geldim, ben kömürcü Mehmet ağa değilim” dedi.

Sonra da baktı ‘mahkemeydi, çevrecilerdi’ derken santral işi yattı, Ukrayna-Rusya savaşından dolayı enerji krizi çıkıp kömür de kıymete binince şimdi “ben kömür çıkaracağım, kömürcü Mehmet ağa olacağım” demeye başladı.

Sayın Hattat’ın yıllar içinde nasıl değişip dönüştüğünü göstermesi bakımından büyük önem taşıyan açıklamaları gazete arşivlerinde öylece duruyor.

Herkes unutsa arşiv unutmaz.

Madem yıllar sonra kömür çıkarmaya karar vermiş Sayın Hattat’a 11 bin işçi sözünü hatırlatalım o zaman.

Bu da arşivlerde kayıtlı.

Bu kadar yöre insanına “iş ve aş vereceğim” dediniz.

Kömür üretimine başlayacağınıza göre sözünüzü yerine getirirsiniz herhalde.

Hadi bakalım kolay gelsin Mehmet Bey!

YUMURTA

 Dar gelirlilerin temel ihtiyaçları arasında yer alan yumurta fiyatları son bir yıl içinde yüzde 200’ü aşan oranlarda zamlandı.

Artan maliyetler karşısında üreticiler, fiyat artırırken, vatandaşlar da her geçen gün gıda ürünlerine daha fazla para ödemek zorunda kalıyor. (Basından)

Bu, zamların durdurulamadığını gösteren çok çarpıcı bir örnek olmakla birlikte ucuzluk var diyenlere de kapaktır.

Enflasyonu düşük göstermek için elinden geleni yapan istatistik kurumunun yumurta fiyatlarından haberi yok belli ki.

Hatırlatalım bari! 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI CÜMLETEN GÜNAYDIN! HATADAN DERS ÇIKARMAK! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! SEÇİMLE İMTİHAN! LİYAKAT KAZANDI! DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR! Nasıl bir belediye istiyoruz? BEN DE ADAYIM! SEL GİDER CAMI KALIR! DİKKAT; KAYGAN ZEMİN! PARTİZANYA! EKMEK Mİ, ASFALT MI? KLL… İÇİMİZ BOŞALDI! MÜFTÜ MÜ SEÇİYORUZ, BELEDİYE BAŞKANI MI? VİZYON BUDUR İŞTE! KOLTUĞU KORUMA YASASI GELECEĞİN MİLLETVEKİLİ BİZİM GASPIRALI SEÇİME GİDERKEN… ASBESTTEN KURTULMALIYIZ! HERKESE EŞİT SU! SUSUZLUĞA DAİR… ARAP SAÇI!.. BAŞIBOŞLUK OLURSA… AYAĞINI DEMOKRASİNE GÖRE UZAT! HATADAN DÖNMEK FAZİLETTİR! 1943’TE İNDİRİM, 2023’TE BİNDİRİM! YAŞASIN CUMHURİYET, YAŞASIN BARTIN GAZETESİ! MÜSTAHAK BİZE! KÖK MAAŞIN KÖKÜ CEHALETLE SAVAŞ YETER Kİ EZAN SUSMASIN! BU KAFAYLA BİZİ DAHA ÇOK SEL ALIR! ADALET MÜLKÜN NERESİNDE? GİDERİN BU HAKSIZLIĞI!!! AL SANA YÜZDE 25 ADALET, BAKAN, TUNÇ, BARTIN MAZBATASIZ VEKİL YÜRÜYÜN BE, KİM TUTAR SİZİ! İSTİKRAR BUYSA… BU İŞTE BİR İŞ VAR OLMAK YA DA OLMAMAK SEN NEYE HAZIRSAN O DA SENİN İÇİN HAZIRDIR ANKARA’YA 2 BİLET DİLE BENDEN NE DİLERSEN NABER SAYIN BAŞKAN? SEN BEN KAVGASI İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN HAYATIMIZ DEPREM ÖMÜR TÖRPÜSÜ Bİ KERECÜK DAHA SEÇİM HEDİYESİ GÜNDÜZ ABİ DE HİDAYETE ERDİ 2022’YE VEDA ŞİİRİ DÜZENLEMENİN DÜZENSİZLİĞİ BU KAFAYLA OLMAZ! BİZİM NEYİMİZ EKSİK? BİR PUL ÜZERİNDEN GAZETECİLİK DERSİ KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ SAĞLIK BEKLEMEZ DAVA ADAMI KALDIRIMLAR YAYALARINDIR! SIRADA AĞIZLARA FERMUAR MI VAR? EPİSTEMOLOJİK BİR YAZI YEMEKTE KONUT VAR: AFİYET OLSUN FIRSATÇILIK 99 YILDIR YAZIYOOOOR PARAN KADAR KONUŞ SOKAKTAN BİLDİRİYORUM
Haber Sitemizde Yayınlanan Haber ve Köşe Yazılarının Hukuki Sorumlulukları Kendilerine Aittir