AMASRA’DA BİR YAZ HİKÂYESİ ve HAL-İ PUR MELALİMİZ(2)

Ayşe Sevtap UZUN

13-10-2018 08:37

Ah bu Amasra,gözünü sevdiğim Amasra,Fatih’in Çeşm-i Cihan’ı Amasra ! Her yıl bana emektar Bartın gazetemizde  “Amasra ‘da bir yaz hikayesi ve hal-i pur melalimiz” başlıklı bir yazı yazdırmaz ise olmuyor..(Bakınız 7 Ekim 2017 tarihli Bartın Gazetesi )

 Bildiğiniz gibi son yıllarda halka ait kıyılarımız, yol kenarlarımız,plajlarımız yasadışı bir şekilde özel kişi ya da işletmelerce işgal edilip,işletiliyor.Bu duruma ilgili kamu kurumları da oy kaygısı,vs. nedeni ile sessiz kalıyor.Bu işgallere son yıllarda her nedense bir de çok yüksek sesle müzik yayını yapma modası eklendi ki sormayın gitsin!... Ben ve eşim çeşitli hastalıkları olan yaşlı annemizle Amasra’daki evimizde dinlenip, tatil yapma derdinde iken gece de, gündüz de  bu moda nedeni ile yaz sıcağında balkonumuza çıkıp oturamaz,sakince kitabımızı gazetemizi okuyamaz  hale geldik ne yazık ki..(Eminim yazlık evi olan herkes aynı dertten muzdarip..)

  Biz bu durumdan şikayet edip dururken,bunlara  ek olarak bir de geceleri Amasra’nın en nezih parkı Sefa Park’ta bir de canlı müzik başlatılmaz mı!..Gündüzleri gençlerin “rap” dedikleri  dım çıs, dım çıs sesleri ile , geceleri  de Urfa sıra gecesi türküleri  ile bir coştuk bir coştuk ki,sormayın gitsin dostlar!..

  Tüm bunlara önceleri hadi çalanların ekmek parasıdır diyerek sustuk..Daha sonra söz konusu 2-3 işletmeye de tek tek sözlü olarak gidip durumumuzu anlatıp, müzik yayınını kısık sesle yapmalarını rica ettik.Daha sonra aynen devam edilince zabıtaya ve polise telefonlarım başladı.Bu telefonlarda öyle ilginç, komik cevaplar aldım ki, burada anlatmam olanaksız.Bunlara rağmen müzik yayını hız kesmeyince en ilgili kurum olan Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne yazışmalarım başladı.Bu başvurunun ilkinde sorduğum sorular şunlardı:

“1)Sefa Park işletmesinin canlı müzik yapma izni var mıdır?(olmadığını biliyordum)

2)TC.bir hukuk devleti olduğuna göre bu işletmenin yapılan tüm uyarılara rağmen fütursuzca yayınına devam etmesinin nedeni nedir?

3)Aynı desibeldeki müzik yayınını ben de evimden yapsam bana da aynı özgürlüğü sağlıyacak mısınız?”

Bu sorularıma Çevre Müd. ce verilen yanıt:

“İlgili işletmenin  27601 sayılı Resmi Gaz.yayınlanarak yürürlüğe giren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi Yönetmeliği kapsamında faaliyet göstermesi istenmiş ve Amasra Belediyesi bilgilendirilmiştir.”

 Buna rağmen müzik yayınları aynı hızla sürünce 2. Bir dilekçe yazmak elzem oldu tabii sevgili dostlar!Bu dilekçemde de Çevre Müdürlüğü’ne sorduğum sorular:

1)Daha önce şikayetçi olduğum işletmenin “Canlı müzik izni var mıdır?”

2)İşletme halen aynı hızla canlı müzik yapmaya devam ettiği için ilgili belediyenin ve tüm kamu kurumlarının görevini yapmasının sağlanması..”

Çevre Müd. yanıtıı:  ”Söz konusu işletmeden 27601 sayılı RG. Yayınlanan yönetmelik gereği canlı müzik izni almadan hiçbir surette müzik yapmaması istenmiştir.!

  Ayrıca (dilekçelerimde Bartın adresimi verdiğim için) şikayet kaynak noktasının adresi verilirse(Amasra adresim istenmekte) ölçüm yapacakları “ söylenmekte idi.

  Eh artık yaz bittiğine ve müzik yayını da kesildiğine göre, ben de bu cevaba cevabımda  “artık sezon bitti,ölçüm falan yapmanıza gerek yoktur,ama bu işletmenin pervasızlığının nedenini merak etmekteyim” diyerek bu sezonu bitirdim sevgili dostlar!..”

  Ancak geçenlerde Hürriyet Pazar ekinin ünlü yazarı Mehmet Y.Yılmaz’ın aynı dertten muzdarip olarak yazdığı  Pazar yazılarından biraz alıntı yaparak bitirmek isterim yazımı...

  MehmetY.Yılmaz 02.09.2018 tarihli yazısında demiş ki:

“...Kanun ve Yönetmeliklerin kamu görevlilerine çok açık olarak verdiği görevlerin yerine getirilmemesinin sebebi ne olabilir? Ben söyliyeyim:

1)Kamu yöneticisi işinin gereğini yerine getiremeyen yetersiz bir kişidir.

2)Kamu yöneticisinin  emrindeki kamu görevlileri, yöneticilerini deyim yerindeyse“sallamıyordur”.

3)Kamu görevlileri, görevlerinin gereklerini yerine getirmemek için rüşvet alıyorlardır.

  Bu 3 ihtimalden biridir söz konusu olan...”

  Yine Mehmet Y. Yılmaz 26.08.2018 tarihindeki yazısında da şöyle demekte idi:

“...Bu rüşveti kim alıyordur bilemem.Polis mi,jandarma mı, çevre müdürü mü,belediye zabıtası mı? Kimsenin günahını almak istemem..Ama şöyle bir önerim var:Madem ki bu gürültü önlenemiyor, o halde biz de uykusuz gecelerimizin karşılığını alalım.Toplanan rüşvetler bir havuza konsa ve belli oranı (bence yarısı uygundur.Çünkü asıl yük bizim omuzlarımızda) bir civar bahçelerde yaşayanlara dağıtılsın.”

  Ben demiyorum..Mehmet Y. Yılmaz böyle diyor valla!...

  Eh Allah ömür verir ise bir dahaki yaz görüşmek üzere dostlar!...

  AYŞE SEVTAP UZUN

 

DİĞER YAZILARI YENİ BİR RANT ARACI: “MİLLET” BAHÇELERİ 01-01-1970 03:00 OKULUMUZUN YIKIMINA KARŞI SON NAKARATIMDIR! 01-01-1970 03:00