GENEL
Giriş Tarihi : 08-03-2024 21:01   Güncelleme : 25-03-2024 11:46

Bartın’da Dünya Kadınlar Günü Kutlamaları!

EMEĞİMİZ, BEDENİMİZ, KİMLİĞİMİZ BİZİM; YAŞASIN LAİKLİK, ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK MÜCADELEMİZ!

Bartın’da Dünya Kadınlar Günü Kutlamaları!

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Bartın Kadın Platformu tarafından Hükümet Caddesi Eski Belediye binası önünde basın açıklanmasında bulunuldu. Basın açıklamasına CHP, KESK, Eğitim-Sen ve Türkiye İşçi Partisi katıldı.

    Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) adına İl Kadın Kolları Başkanı Berrin Küçüktabak yaptığı konuşmada; “Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; 81 ilde, 973 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapıyoruz.

    Bütün kadınlar emekçidir. İster ev kadını olsun, ister fabrikada elleri nasır tutan bir işçi ya da binlerce kişiye istihdam yaratan bir iş kadını. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun! Bugün, New York’ta hakları için direnirken yanarak yaşamını kaybeden kız kardeşlerimizi saygıyla anma günüdür.

    Bugün, dünyanın tüm kadınlarının uluslararası dayanışma günüdür. Bugün, kadının insan hakları için farkındalık günüdür. Bugün, mücadeleyi büyütme, umudu örgütleme günüdür. 167 yıl önce takvimler 8 Mart’ı gösterdiğinde; tarihin akışı değişti.

    New York’ta 40 bin dokuma işçisi kadın, “eşit işe eşit ücret” ve “insanca çalışma koşulları” talebiyle bir grev başlattı. İşverenin fabrikayı direnen kadınların üzerine kilitlemesinin ardından çıkan yangında 129 kız kardeşimiz yaşamdan koparıldı. Bu vahşetin ardından kadınlar, dünyanın dört bir yanında örgütlendi.

    Canlarıyla bedel ödeyen işçi kadınların mücadelesini yaşatmak, bir görevdi. Verilen mücadeleler neticesinde, 1910 yılında Kopenhag’da düzenlenen İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Clara Zetkin’in önerisiyle, 8 Mart’ın kadınların uluslararası mücadele günü olarak kutlanması karara bağlandı.

    Böylece 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edildi. Bugün, dünyanın dört bir yanındaki kız kardeşlerimizle dayanışmayı büyütüyor ve haklarımıza daha güçlü sahip çıkıyoruz.

    Biz, Cumhuriyet Halk Partili kadınlar, eşit bir Türkiye inşası için mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi Türkiye kadın hareketiyle ve eşitlikçi erkeklerle birlikte büyütüyoruz. Üç hayati sorunumuz var: kadına yönelik şiddet, yoksulluk, temsilde ve hizmetlere erişimde adaletsizlik. Ne yazık ki ülkemizde kadına yönelik şiddet katlanarak artıyor.

    Daha geçtiğimiz günlerde bir günde 8 kız kardeşimiz katledildi. Kadınlar, en güvenli olması gereken yerlerde; evlerinde şiddet görüyor ya da öldürülüyor.

İktidar ise kadına yönelik şiddeti tolere edilebilir buluyor, kadın cinayetlerine sadece “sayı” olarak bakıyor.

    Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece yarısı ansızın hukuksuzca feshediyor. Kadın katillerinin sırtını sıvazlayanlar, şimdi de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u budamak istiyor. Bugün 81 il, 973 ilçede tek ses oluyor ve bir kez daha haykırıyoruz:

YASALARA DOKUNMA, UYGULA!

    İktidarın yeni hedefinde eşit yurttaşlık hakkımızın ve laikliğin güvencesi olan Medeni Kanun var. Ancak; laikliğe savaş açanlar karşılarında dağ gibi duran kadınları bulurlar.

Haklarımızı bir torba yasaya doldurup, çöpe atma hayali kuranlara sesleniyoruz:

HADDİNİZİ BİLİN!

    Hayati öneme sahip bir diğer sorunumuz da kadın yoksulluğu ve kadınların istihdam dışına itilmesidir. Kadın istihdamına yönelik veriler, bir utanç tablosunu açıkça ortaya koymaktadır. Ülkemizin nüfusunun yarıdan biraz fazlası kadın ama her beş kadından sadece biri kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Yaklaşık 4,5 milyon kadın çalışmak istiyor ama iş bulamıyor. Genç kadın işsizliği oranı ise yüzde 51. Kadınların yüzde 61,4’ü asgari ücretin altında veya asgari ücretin yüzde 20 üzerinde ücret alıyor. Kadınların yüzde 41’i ise asgari ücret dahi alamıyor.

Kadınların yarısı iş hayatına katılamama nedeni olarak üzerlerindeki bakım yükünü gösteriyor.

    Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, kadın işçilerde sendikalaşma oranı sadece binde 1.

Bu tablo, kadını geleneksel roller içine hapseden ve anneliği en büyük kariyer olarak tarifleyen iktidarın eseridir.

    Yaşadığımız bütün sorunların temelinde “ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen zihniyet var. Bu nedenle kadınların adalete, eğitime ve sağlığa erişimi çok sınırlı hale geldi. Deprem bölgesindeki kız kardeşlerimiz için yaşam koşulları çok daha ağır ve zorlayıcı.

Önümüzde bir yerel seçim var. Bu seçim iktidarın eşitsizliği derinleştiren politikalarına karşı bir yanıt olacak. Bu nedenle hepimiz var gücümüzle çalışmalı, örgütlü gücümüzle gerici kuşatmaya meydan bırakmamalıyız.

    Bu seçimde, partimiz 1.149 seçim çevresinde aday belirledi. Bu adayların 108’i kadınlardan oluşuyor. 27 kadın adayımız CHP’li belediyeler tarafından yönetilmekte olan seçim bölgesinde saha çalışmalarını sürdürüyor. 5 büyükşehirde, 6 ilde kadın adaylarımız yarışacak. Partimizin belirlediği tüm kadın adaylarımızın seçilmesi durumunda nüfusumuzun yaklaşık 15 milyonu; yani yüzde 18’i kadınlar tarafından yönetiliyor olacak.

    Sadece belediye başkanlıklarında değil, muhtarlıklarda, belediye meclisi üyeliklerinde ve il genel meclisinde de kadın temsili artacak.

Tüm Cumhuriyet Halk Partili belediyeler sayesinde kadını özgürleştiren, güçlendiren, eşitlikçi, katılımcı, halkçı ve sosyal demokrat politikaları hayata geçireceğiz.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde tüm belediye başkan adaylarımız  “Yerel Yönetimlerde Eşitlik Politika Belgesi” imzalıyor ve seçildiğinde belediyeyi şöyle yöneteceğine söz veriyor.

1.Kadın- erkek eşitliğinin temel bir insan hakkı olduğunu kabul eder. Toplumun tüm kesimlerinin belediye hizmetlerinden eşit yararlanmasını ilke edinir.

2.Politikalarını, projelerini ve bütçesini, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı olarak oluşturur. Kadın ve erkeklerin, karar alma süreçlerine dengeli katılımlarını sağlamayı demokrasinin temeli olarak kabul eder.

3- Hizmetlerin planlanması, uygulanması ve yürütülmesinde katılımcı bir anlayışı esas alır. Bu amaçla meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve üniversiteler ile işbirliği içinde çalışır.

4- Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlamayı, yaşama geçirmeyi, veri toplamayı ve bunların sonuçlarını raporlamayı kabul eder.

5-Belediye çalışanlarına farkındalık ve bilinçlendirme amaçlı toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri verir. Bu eğitimler çalışma süresinden sayılır.

6-Belediye çalışanlarının istihdamında yüzde 50 cinsiyet kotasını hedefler. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet suçu işledikleri kesin hükümle sabit olanlar işe kabul edilmezler. Görevde iken anılan suçları işleyenler, açılan idari ve adli soruşturma süresince görevden uzak tutulur. 

7- Her türlü ayrımcılığın ve şiddetin karşısında durur. Kadına yönelik şiddetle mücadelede 6284 No’lu Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’ne Dair Kanun ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi doğrultusunda hareket eder.

8-.Kadınlar, çocuklar, engelliler, yoksullar gibi kırılgan grupların kent hizmetlerine erişimini kolaylaştırır. Eğitimde, sağlıkta, istihdamda, sosyal yaşamda önlerine çıkan engelleri kaldırmayı hedefler.

9- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinliklerine katılmak isteyen kadın çalışanlara idari izin verilir.

 

    Bizler attığımız her adımla, eşitliği ve umudu örgütlüyoruz. Buradan tüm kadınlara ve demokrasiyi savunan erkeklere sesleniyoruz: Eşitlik için, Özgürlük için, Kardeşlik için,

Haklarımıza sahip çıkmak için, Yoksulluğu bitirmek için, İşsizliğe son vermek için, Şiddeti durdurmak için, İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koymak için, Kadın hakları, çocuk hakları, çevre hakları ve hayvan hakları için, Emeklilerimizin üç kuruşa muhtaç yaşamaması için,  Engelli yurttaşlarımızın önündeki engellerin kaldırılması için, Laik, demokratik ve özgür bir Türkiye için, Gelin; 31 Mart’ta iktidara dur diyelim. Bu düzenin böyle devam etmeyeceğini gösterelim.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun.

    Bartın Kadın Platformu adına Eğitim Sen Kadın sekreteri Sevcan Akyıldız yaptığı konuşmada; “8 Mart emeğimizin sömürüsüne, görünmez kılınmasına, ayrımcılığa; her türden baskıya ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günü.

    8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadele sırasında katledilmelerinin anısına, dünyanın dört bir yanında biz kadınlar o günden beri evde, sokakta, iş yerlerimizde emeğimiz, haklarımız ve yaşamlarımız için yan yana dayanışmaya ve mücadeleye devam ediyoruz.

    Bugüne kadarki kazanımlarımız, tarihimizden aldığımız güç ile ördüğümüz mücadelenin sonucudur. Ataerkil sistemin her döneminde en görmezden gelinen, en çabuk vazgeçilen, taviz verilen ve en çok saldırılan kadınların haklarıdır.  8 Mart’ı hayatlarımız ve özgürlüklerimiz üzerinden pazarlıklar yaparak bir araya gelen ülkenin en gerici ittifakına karşı örgütlüyoruz bu kez de.

    Neoliberalizmin “en sadık” uygulayıcısı olan siyasi iktidar, 22 yıldır kadınların mücadeleyle elde ettiği kazanımlarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı politikalarla bir rejim inşa ediyor. Kadınlara ve LGBTİ+lara yönelen şiddet, hem iktidarın uygulamaları ile hem de sokakta artarak devam ediyor.

   Son on yılda kadın cinayetleri üç kat arttı, cezasızlık politikaları derinleşti; eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren birçok kadın derneği kapatıldı; haklarını arayan kadınlar, LGBTİ+lar kolluğun şiddetiyle karşılaştı; gökkuşağı renkleri dahi yasaklandı.

    Türkiye’de ve dünyanın hemen her yerinde kadınlar büyük ölçüde herhangi bir sosyal güvence olmadan, kayıt dışı çalıştırılıyor, "ucuz emek gücü" olarak görülüyor ve eşit değerde işe eşit ücretten yoksun bırakılıyor.

    Kamusal hizmet kapsamında devletlerin sorumluluğunda olması gereken çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi, metalaştırılan hizmetlerin fiyatlarının çok yüksek olmasıyla kadına yükleniyor. Kadınlar bu nedenle istihdamdan kopuyor ya da istihdam alanına giremiyor.

    Krizlerde ilk önce güvencesiz ve düşük ücretli işlerde çalışan kadınlar işten çıkarılıyor ya da sömürü derinleşiyor. İktidarın başarısız ekonomi politikaları ile kapitalizmin krizi derinleşiyor, yoksulluğun emekçiler ve özellikle de kadınlar üzerindeki baskısıyla birlikte kadın yoksulluğu ve işsizliği de artıyor, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri yaygınlaşıyor.

    Ülkede ve dünyada yaşanan tüm krizlerin bedelinin bize, kadınlara ödetilmeye çalışılmasına tahammülümüz kalmadı. Krizin faturasını kadınlara yüklemek için de her türlü aracı kullanmakta tereddüt etmeyen iktidar kadınlara haddini bildirmek için daha yoğun siyasi bir saldırıya geçmiş durumda.

    AKP/MHP iktidarı ve yanına aldığı ittifaklar Kadına Karşı Şiddetin ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıktı. Kadınların şiddet karşısında güvencesi olan 6284 Sayılı Kanun’un yerli ve milli olmadığını her fırsatta dillendiren; kadın ve kız çocuklarının en büyük hukuksal güvencesi olan Medeni Yasada yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor.

    El birliğiyle 6 yaşındaki bir kız çocuğunun zorla evlendirilmesini münferit ve kişisel göstermeye, tarikat ve cemaat karanlığını aklamaya çalışanlara, kamusal kurumları tarikat ve cemaatler arasında pay edip kamusal varlıkları bunlara peşkeş çekenlere, anayasayı defalarca çiğneyenlere, İstanbul sözleşmesini feshedip kadınları şiddet karşısında güvencesiz bırakıp şiddeti tırmandıran iktidara karşı yan yana ve alanlarda olacağız. Haklarımızdan, hayatlarımızdan, laiklikten vazgeçmeyiz.

    Laik, bilimsel ve karma eğitime saldırıyla, hastanelere atadıkları imamlarla, 81 ilde aynı anda yaptıkları aile çalıştaylarıyla, aileci politikaları müfredata dahil ederek, aile irşat büroları eliyle, kürtaj yasak olmamasına rağmen fiili olarak uygulamayarak dört bir yandan toplumsal yaşamın tamamını İslamcılaştırmayı sürdürüyorlar. Bu gerici kuşatmaya karşı eşit yurttaşlık hakkımızı, laik ve bilimsel eğitimi, aklın ve bilimin ilkelerini savunacağız. Laiklikten vazgeçmeyeceğiz.

    Buradayız, yan yanayız karanlığa karşı biz varız. Yaşamın her alanında dinin ve dini söylemlerin hakim olması kadınların eğitim, çalışma, sokağa çıkma, evlenme, boşanma haklarının yok edilmesine yönelik açık bir saldırıdır. Laikliği kazanacak ve bu gerici kadın düşmanı saldırıyı durduracağız.

    Mücadelemiz şiddetten arınmış, eşit, özgür ve laik bir yaşam için, emeğimiz, bedenimiz ve hayatımız için. Biz kadınlar yüzyıllardır biriktirdiğimiz mücadele ve dayanışma gücümüzle yeni bir dünyayı kuracağız..

    Yaşamın her alanında; sömürüye, ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa, patriyarkaya, erkek şiddetine karşı direnmeye ve örgütlü mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz!!!

    Her fırsatta dile getirdiğimiz taleplerimizi bir kez daha sizlerle paylaşıyoruz.

•          İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması için ALANLARDAYIZ!

•          Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesinin onaylaması için ALANLARDAYIZ!

•          Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanması için ALANLARDAYIZ!

•          Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi için ALANLARDAYIZ!

•          Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşlerinin açılması için ALANLARDAYIZ!

•          8 Mart’ın kadınlar için ücretli izin günü sayılması için ALANLARDAYIZ!

•          Kadınlar ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için, ALANLARDAYIZ!

•          Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için ALANLARDAYIZ!

•          Hayatlarımıza sahip çıkmak için ALANLARDAYIZ!

•          Savaş ve işgal politikalarına geçit vermemek için; barış içinde bir arada yaşamak için ALANLARDAYIZ!

•          Demokratik ve laik bir yönetim için ALANLARDAYIZ!

•          Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için ALANLARDAYIZ!

•          Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için ALANLARDAYIZ!

    Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.

    Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz.”

YAŞASIN KADINLARIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ

AdminAdmin